Translate.vc / Portuguese → Turkish / Führer
Führer translate Turkish
1,031 parallel translation
Vejam só. Temos um Führer.
Aramızda bir diktatör varmış meğer.
Creio que os meus amigos e o nosso Führer têm as maiores e mais nobres ideais, mas arrancariam as patas dos mosquitos, uma atrás da outra.
Arkadaşlarımın ve Führer'in çok büyük ve yüce idealleri olduğunun farkındayım. Ama şunu da biliyorum ki onlar da bir sivrisineğin bacaklarını teker teker koparırlardı.
O Führer anuncia a tomada de decisões históricas, de grande impacto.
Führer, geniş kapsamlı tarihî kararların alınacağını açıkladı.
- O Führer.
- Berlin'den kim arıyor?
Como posso dar tal notícia ao Führer?
Böyle bir haberi Führer'e nasıl söylerim?
O Führer já explicou o porquê de deixá-los lá.
Führer o ordunun oradan ayrılmasının imkansız olduğunu daha önce söyledi. Pekala o zaman.
Preciso ver o Führer imediatamente em algum lugar na França.
Derhal Führer'i görmeliyim. Fransa'da bir yerlerde olmalı.
Esta é uma tarefa difícil, meu Führer, mas não tenho escolha.
Bu çok büyük bir sorumluluk Führerim. Ama şartlar bana başka seçenek bırakmadı.
Mais do que o Führer tem em mim.
Führer'in bana duyduğundan daha fazla.
Se o Führer me honrar com a sua orientação.
Führer beni tavsiyeleriyle onurlandırır mı?
Agora comprometido com a conspiração de assassinato,
Führer'ine artık suikast düzenleneceği bu kadar açık hale geldiği sırada bile...
O Führer, cavalheiros.
Beyler, Führer.
- Meu Führer.
- Führerim? - Evet.
- Obrigado, meu Führer. Cavalheiros, atenção, por favor.
Beyler, dikkat Iütfen.
Führer?
Führer.
O Führer!
Führer!
Está bem, meu Führer?
İyi misiniz Führerim?
- Viemos direto do Führer.
Doğrudan Führer tarafından yollandık mareşal. - Evet.
Diga ao Führer que estou ansioso por responder a essas acusações no tribunal.
Führer'e bu vatana ihanet suçlamalarına mahkemede cevap vermeyi çok arzuladığımı söyle. Siz...
Informe ao Führer que estou ansioso para responder às acusações no tribunal.
Sana söylüyorum... Führer'e bu vatana ihanet suçlamalarına mahkemede cevap vermeyi çok arzuladığımı söyle.
O Führer espera que esta questão possa ser resolvida sem expô-la à publicidade inevitável de um julgamento.
Führer, bu konunun mahkeme olmaksızın... ortalığa dökülüp saçılmaksızın halledileceği konusunda çok umutlu.
Kaltenbrunner espera que ele não seja forçado a prescindir de Ribbentrop e leve o assunto directamente ao Fuhrer.
General Kaltenbrunner, Ribbentrop'u devre dışı bırakıp meseleyi doğrudan Führer'e taşımak zorunda bırakılmayacağını umuyor.
"Urge vivamente levar este assunto" à atenção pessoal do Führer.
Bu meseleyi bir an önce Führer'in dikkatine sunmanızı öneririm.
"sobre as lições do Führer." Fim de citação.
Bu kadar.
Basta um Führer.
Bir Führer yeterli.
Pelo povo, pelo Führer e pela Pátria!
Führer için, kentim için, anavatan Almanya için gidiyorum!
Avante pelo Führer, o Povo e a Pátria!
Tek millet, tek devlet, tek önder!
Meu fuhrer.
Führer'im.
Muito rápido... e muito indolor, meu fuhrer.
Çok hızlı ve çok acısızdır Führer'im.
O chamado Decreto do Fuehrer... obrigava que os juízes usassem a suástica nas suas togas.
"Führer'in nişanı" denilen bir gamalı haçı hakimler elbiselerine takmak zorundaydı.
Ainda não. O general Jodl vai falar hoje com o Führer. Seremos notificados quando estiver confirmado.
General Jodl, Führer'i bugün görecek ve tayininizi onaylatacak.
Precisamos da aprovação do quartel-general do Führer.
Führer'in karargahından onay gerek.
Liguem para o quartel-general do Führer e insistam.
Führer'in karargahını arayıp ısrar et.
Não posso acordar o Führer... Por causa de informações contraditórias. GENERAL ALFRED JODL Chefe de Operações do Exército
GENERAL OBERST ALFRED JODL OKW Operasyon Müfreze Şefi
GENERAL ALFRED JODL Chefe de Operações do Exército Eram quatro horas e o Führer ainda não dormia GENERAL ALFRED JODL Chefe de Operações do Exército
Bu çelişkili haber yüzünden Führer'i uyandıramam.
Por isso tomou um sedativo.
Führer yatıştırıcı aldı.
Transmitirei todas as informações ao Führer, assim que ele acordar.
Tüm raporları uyanır uyanmaz Führer'e sunacağım.
Não vai enviar os tanques sem a aprovação do Führer. E o Führer ainda está a dormir!
Führer'in onayı olmadan panzerleri bırakmıyor ve Führer hala uyuyor!
Vamos perder a guerra... Porque o glorioso Führer tomou um comprimido para dormir. E não deve ser acordado!
Savaşı kaybedeceğiz çünkü yüce Führer uyku hapı almış ve uyandırılamıyor.
O Führer não deve ser acordado!
Führer uyandırılamıyor!
Von Rundstedt conseguiu a autorização do Führer?
Von Rundstedt Führer'den izin aldı mı?
O Führer já acordou.
Führer uyanmış.
O Führer teve um dos seus ataques de fúria... E ninguém se atreveu a tocar no assunto.
Führer yine öfke nöbetine tutulmuş hiç kimse konuyu açmaya cesaret edememiş.
marechal de Campo, se telefonasse pessoalmente ao Führer... Estou convencido que ele respeitaria as suas opiniões.
Efendim, Führer'i bizzat ararsanız sizi dinleyeceğinden eminim.
Não seria difícil, mein Führer Sr. Presidente.
Bu zor olmayacaktır. Mein Führer Sayın Başkan. Nükleer reaktörler sınırsız enerji sağlayacaktır.
Mein Führer, consigo andar!
Mein Führer, yürüyebiliyorum!
O Fuhrer condecorar-me-á, pessoalmente.
Führer beni onurlandıracak.
mein Führer.
Henüz değil Fuhrer'im.
E o nosso Führer também.
.. "Ve Führer'in de".
Bem, e agora, fuhrer?
Bu işe ne diyeceksiniz Führer?
mein Führer.
Teşekkür ederim Fuhrer'im.