Translate.vc / Portuguese → Turkish / Global
Global translate Turkish
2,366 parallel translation
Já para não falar na contínua destruição da biodiversidade que fornece suporte de vida, e que provoca surtos de extinção e destabilização ambiental a nível global.
Yaşamı destekleyen biyo-değişkenliğin sürekli yok edilmesi sonucu dünya çapında çevresel dengesizliğe ve nesil tükenmesine sebebiyet veriyor olmamız da cabası.
Quando o esquema global de dívida em pirâmide começar lentamente a parar o mundo inteiro...
Küresel borç piramidi komplosu dünyanın tamamını yavaş yavaş kaplarken...
Precisamos de ponderar cuidadosamente o impacto global dos encargos fiscais na economia americana e os efeitos que têm sobre os incentivos ao investimento, à poupança e ao crescimento económico.
Vergi yükümlülüğünün Amerikan ekonomisi üzerindeki etkisi dikkatle incelenmelidir. İnsanları vergi ödemeye teşvik etmek yatırımlarımız ve büyümemiz için çok önemli.
O anterior negava a existência do aquecimento global.
Sonuncusu küresel ısınmayı inkar ediyordu.
O mercado global para a Gentle Hand expandiu-se.
Dünya piyasası Nazik El için ardına kadar açılmış durumda.
Ela apanhou quatro pessoas da Global Analytic Technologies esta manhã, e depois, o rádio silenciou-se.
Sabahın erken saatlerinde Küresel Analitik Teknoloji şirketinden dört kişiyi almış sonra sessizlik.
Os números indicam que já teremos atingido o pico da produção global.
Sayısal veriler küresel üretimde muhtemelen zirveye ulaştığımızı gösteriyor.
E as empresas sabem que o público se preocupa. TZEPORAH BERMAN Codirectora, Programa Internacional Clima Global e Energia da Greenpeace Mas no final de contas, irão querer ter lucro ao vender os seus produtos.
Bunun sebebi, onların oy vermenin kamuoyunu gösterdiğini ve eninde sonunda kar marjlarına dikkat edeceklerini ve ürünleri satıp satamayacaklarını bilmeleridir.
Quando vemos estas supostas soluções avançadas para o aquecimento global, todas elas têm em comum o facto de considerarem a civilização industrial como algo garantido, e o mundo natural como a variável dependente.
- Çözümleri gördüğümüzde, tüm sözde çözümler küresel ısınmayı öne sürürler. Hepsinin ortak yanı endüstriyel uygarlığı değişmez bir şey olarak almaları ve doğal dünyayı, bağımlı değişken olarak almalarıdır.
Os meios puramente oficiais servem apenas para facilitar a expansão do capitalismo global.
Yerüstü araçlar tamamen küresel kapitalizmin genişlemesine olanak sağlamak için tasarlandı.
Ao que parece houve uma recessão global, ou cena parecida.
Küresel sıkıntı mı ne varmış, her neyse işte.
A organização para a qual trabalho é uma operação global que necessita de fundos.
Çalıştığım organizasyon paraya ihtiyacı olan küresel bir işletme.
Queria iniciar uma instituição global para abduzidos.
Kaçırılanlar için evrensel bir vakıf kurmak istiyordu.
Ainda tenho amigos no Global Strike Command.
Orada hâlâ Özel Tim'den arkadaşlarım var.
Você acha, que ele pudesse estar ligado à nossa lavagem mundial de dinheiro.
- Global para aklamamızı bağlamış olabileceklerini düşünüyorsun.
A terceira equipa irá libertar o vírus no Aeroporto Internacional de Dulles a tempo que vai aumentar por número da travessia global por passageiros infectados.
Üçüncü ekip Dallas Havaalanı dış hatlar terminalinden virüsü yayacak. Böylece küresel çapta maksimum sayıda yolcuya hastalığı bulaştıracağız.
Vejam quem é o fabricante. Fallon Global?
Üreticinin kim olduğuna bakın.
A empresa do Jeff e do Elliot.
Fallon Global. Bu Jeff'le Elliot'ın şirketi.
A Shelton Global Media é a empresa que deu origem a esta revista.
Shelton Global Media bu derginin ana firması.
Pensa global, compra local.
Evrensel düşün, yerli malını kullan.
Descrevi a situação global.
Durumu genel hatlarıyla açıkladım.
"O aquecimento global chega a Haven", ou coisa parecida.
Küresel isinma Haven'i vurdu gibi bir sey.
Certo. e a Suntech Digital será uma nova força nas comunicações globais.
Doğru ve Suntech Digital, global iletişimde yeni bir güç olacak. Hadi işlerini bitirelim.
Mas agora tornou-se global.
Tüm dünyaya yayılır.
- Que surpresa. Sydney Thompson era consultora na Lunders Global Initiative.
Sydney Thompson, Lunders Global Girişimciliğin bir danışmanıydı.
- Na Lunders Global Initiative.
- Lunders Global Girişimcilik.
Criei a Global Initiative para analisar problemas em países do terceiro mundo.
Üçüncü dünya ülkelerindeki sorunları göstermek için Global Initiative'i kurdum.
Dá-nos a primeira visão global realista destes incríveis animais.
Bu bölümde dinozorların olağanüstü hayatta kalma becerilerini inceleyeceğiz.
Aquecimento global, Protocolo de Kyoto.
Küresel ısınma, Kyoto Protokolü.
Harmon é só mais um na grande fila dos empregados da Grayson Global a denunciarem o envolvimento de Clarke no brutal ataque terrorista.
Harmon da Clarke'ın ölümle sonuçlanan terörist saldırıyla ilgisini onaylayan sürüyle Grayson Global çalışanlarından biri.
Não é muito grande no mercado global, mas não subestimo. Por quê?
Küresel piyasada önemli bir yeri yok ama uzun vadeli olarak ben olsam pek güvenmezdim.
Depois, o teu sonho é um Parque Temático Global?
Küresel bir park kurmak senin hayalin mi?
Desmaios inexplicáveis podem ser cardiomiopatia, anoxia global, hemorragia subaracnóide...
Açıklanmamış bayılma, kardiyomiyopati oksijen yetersizliği, subaraknoid kanama yüzünden -
Crise global!
Küresel kriz!
Os alienígenas trouxeram o seu ataque global a Central City.
Ben Iris West-Allen canlı olarak bildiriyorum. Uzaylılar Central Şehrine acımasız global bir saldırı düzenledi.
Porque o armazém onde foi encontrada está em nome da Grayson Global.
Çünkü içinde bulunduğu depo konteyneri Grayson Global'e kayıtlıymış.
Dá-nos a primeira visão global realista destes incríveis animais.
Bu, inanılmaz hayvanlara ilk defa küresel bir bakış atmamızı sağladı.
E como sempre, a perda deles é o ganho da Grayson Global.
Her zamanki gibi onlarin kaybi Grayson Global için bir kazançtir.
Grayson Global é uma das maiores companhias de Wall Street.
Grayson Global Wall Street'in en büyük Yatirim Finansman sirketlerinden biri.
Poucos meses após ter sido libertada da instituição, servi numa festa de Ano Novo da Grayson Global.
Çocuk islah evinden serbest birakildiktan bir kaç ay sonra Grayson Global'a yilbasi partileri için garsonluk yapmistim.
Que género de americano não quer explorar a cultura gastronómica do mundo?
Hangi Amerikan vatandaşı global yemek kültürünü keşfetmez istemez?
E são surpreendentemente relevantes pois parecem estar conectados a temas como as guerras no oriente médio, o colapso financeiro global e como conseguir justiça para todos.
Orta Doğu'daki savaşlar, küresel mali çöküş ve nasıl herkes için adaleti sağladığımız gibi.
São os primeiros responsáveis pela mudança global da agricultura de larga escala, baseada em petróleo.
Büyük çapta petrol kaynaklı tarıma küresel kaymada ilk sorumlu kişiler onlar,
REVELANDO O PLANO DE DOMINAÇÃO GLOBAL
Küresel Egemenlik Gündemi'ni Ortaya Çıkarmak
Eu encontrei evidências convincentes com a credibilidade de experts, revelando que o programa secreto da elite bancária, não é nada menos que a dominação global total.
Sürekli mecburi kanıtlara ve inanılır ustalara rastladım, bankacılık elitlerinin gizli gündeminin tam küresel egemenlik'ten daha azı olmadığını söylediler.
Não é à toa que cada membro dessas famílias conhece e é ativo nesse programa de dominação global.
Bu ailelerdeki herkesin küresel egemenlik gündeminden haberi olduğunu ya da bu konuda aktif olduğunu ima etmiyorum.
Dadas as condições do nosso mundo, uma nova ordem mundial pode parecer uma ótima idéia. Mas eu tive que diferenciar o que eu descobri ser uma dominação global, um governo mundial gerenciado por uma pequena elite e a realidade da nossa interconectividade global. Que é o entendimento de que em um nível fundamental, ou até mesmo espiritual, nós não estamos separados.
Dünyamızın durumu ele alınınca, yeni dünya düzeni harika bir fikir gibi geliyor, ama benim küresel egemenlik hakkında keşfettiklerim aradaki farkı görmeliydim, bir dünya devleti bir kaç elit tarafından yönetiliyor ve küresel bağlantısızlığımız konusundaki gerçeklik, bu önemli ve ruhsal seviyede farkındalık,
Mas o plano para a dominação global é justamente o contrário.
Ama küresel egemenliğin gündemi bunun tam olarak zıttı.
Sua grande estratégia de dominação global está sendo implementada nesse momento.
Küresel Egemenlik konusundaki muhteşem taktikleri zaten uygulanıyor.
O príncipe é um homem global.
Prenses tanınan biri.
Poder global.
Küresel güç!