Translate.vc / Portuguese → Turkish / Grant
Grant translate Turkish
3,396 parallel translation
O Reston é um conhecido desconhecido, e Fitzgerald Grant provou ser um presidente inaceitável.
Reston bir bilinmeyen bilinen, Fitzgerald Grant ise baş kabul edilemez bir baş komutan olarak kendini kanıtlıyor.
O Grant perturbou o equilíbrio do poder.
Grant bu güç dengesini alt üst edecek.
Presidente Fitzgerald Grant III...
Başkan Fitzgerald Grant III...
O Presidente Grant quer falar de responsabilidade.
Başkan Grant eylemlerini tartışmak istiyor.
Podes comentar sobre o que o Grant pensa sobre imigração? Eu liguei-te duas vezes.
Grant'in göçmenler hakkındaki görüşleri ile ilgili bir kaç yorum alabilir miyim?
Fala da matéria meticulosamente pesquisada sobre H. Doyle na campanha Grant publicada no Boston Dispatch? Não li.
Hollis Doyle'un Grant'in seçim kampanyasına yaptığı bağışları tititzlikle araştıran Boston muhabiri demek istediniz herhalde?
ELEIÇÃO GERAL AUTOCARRO DE CAMPANHA
GENEL SEÇİMLER GRANT KAMPANYA OTOBÜSÜ
Porquê o Governador não tomou uma posição sobre casamento homossexual, se ele tem um chefe de campanha gay?
Vali Grant neden evlilik eşitliği konusunda bir tavır belirlemezken neden gay bir kampanya müdürü ile çalışıyor?
Que parte de "não infringir" o Grant não percebe?
Grant "ihlal edilemez" kelimesinin hangi kısmını anlamıyor acaba?
- Achei que tinha ido embora.
GRANT'IN BAŞKANLIĞININ 5.GÜNÜ Cyrus, eve gittiğini sanıyordum.
O Presidente Grant decidiu garantir a sua oposição à Vice-Presidente Sally Langston. - O mercado de armas...
Başkan Grant silah lobisinin elindeki gücü rakibi Başkan yardımcısı Sally Langston'un ellerine teslim etmiş oldu.
A aprovação do Grant subiu 4 pontos e continua a subir.
Grant'in oyları 4 puan yükseldi... ve yükselmeye devam ediyor.
PRIMEIRO JANTAR DE ESTADO DO GRANT
GRANT'IN İLK DEVLET YEMEĞİ
Houve um aumento pela entrevista da família Grant.
Grant aile röportajından sonra oldukça büyük bir engelimiz oluştu.
Jeannine Locke, ex-funcionária da Casa Branca, que teve relações sexuais com o Presidente Grant, agora é uma escritora.
Çabuk, çabuk, çabuk. Başkan Grant ile ilişkisi olan eski Beyaz Saray iletişim görevlisi Jeannine Locke artık bir yazar oldu.
Locke alega que foi "Arrebatada pelo Grant".
Bayan Locke hafife alındığını idda ediyor.
Quero que saibam como o Fitz Grant é especial.
Aslında tüm dünyanın, Fitz Grant'in ne kadar özel bir insan olduğunu bilmesini istiyorum...
Uma coisa que não podemos saber com as facadas do Grant, que vão ser descobertas nas próximas duas décadas.
Grant'in ofis dedikoduları açığa çıkana kadar, gerçekleri bilmiyorduk. Muhtemelen önümüzdeki 10 yıl boyunca bunlarla uğraşacaklar.
Queres sexo com a Mellie Grant ou queres ser vice-presidente?
Mellie Grant'i düzmek mi yoksa Başkan Yardımcısı olmak mı istiyorsun?
Grant, onde ele e a Primeira-Dama estão a falar com as guerreiras da América.
First Lady ile birlikte, Amerikanın kadın savaşçıları için yaptıkları bir konuşmaya bağlanıyoruz.
ou com a primeira família, ou comigo a especular porque não estão disponíveis, para a entrevista marcada há duas semanas.
Bu röportaj haftalar öncesinden ayarlandı. Grant'in neden çıkmadığı ile ilgili spekülasyonlarla sen uğraşırsın artık.
O Huck descobriu que ele possui uma conta anti-Grant no Twitter.
Huck onu nette yazarken yakaladı. Grant karşıtı bir Twitter hesabında,
Pouco se sabe sobre as crianças.
- Grant ailesi kadar basının ilgisini çekiyorlar, fakat çocukları hakkında hala çok az şey biliniyor.
A ser justo ou não, a família Grant é vista como distante...
- Ooow. Adil yada değil, - Sen...
Fitzgerald Grant III!
Fitzgerald Grant III!
Notícias de última hora : hoje em Springfield, Virginia, onde Jerry Grant, o filho de 15 anos do Presidente, desmaiou no palco durante um comício.
Virginia, Springfield dışından son dakika haberi Başkan'ın 15 yaşındaki oğlu Jerry Grant kampanya gezisi sırasında sahnede yığıldı.
Fontes dizem que os médicos ainda estão com Jerry Grant.
Kaynaklar, doktorların Jerry Grant için hala uğraşmaya devam ettiğini söylüyor.
Apesar dos esforços da equipa médica de nível mundial, Fitzgerald Thomas Grant IV faleceu às 20h46, por meningite bacteriana.
Dünya standartlarındaki sağlık ekibinin tüm uğraşlarına rağmen Fitzgerald Thomas Grant IV akşam 8 : 46'da bakteriyal menenjitten vefat etmiştir.
Ele estava com o Presidente Grant, a Primeira-Dama, a irmã Karen...
Oğulları ile birlikte olan Başkan Grant, First Lady, ve kız kardeşi Karen...
Depois da trágica perda do filho ontem, parece haver uma onda de apoio ao Presidente Grant.
Dün çocuklarını trajik bir biçimde kaybetmelerinin ardından, Başkan Grant'a verilen desteklerde artış gözlemleniyor.
O Senador Hightower criou leis a favor dos imigrantes, durante os seus oito anos no Congresso, e trabalhou de perto com o Presidente Grant para criar um caminho para a cidadania para milhões de imigrantes ilegais.
Senatör Hightower, Senato'da... Başkana ile çalıştığı 8 yıl boyunca, hazırladığı göçmenlik reform evrakları ile 8 milyon göçmeni, belgesiz olarak vatandaşlığa kabul etmiş.
Com apenas cinco dias para as eleições, a última sondagem coloca a Vice-Presidente Sally Langston acima do Presidente Grant por quatro pontos.
Genel seçimlere 5 gün kala en son anketlerde Sally Langston Başkanın 4 puan önünde görünüyor.
Flórida, uma vitória certa para o Presidente Grant, causa reviravolta com o cancelamento de eventos.
Florida bir hafta önce Başkan Grant'e kitlenmişti, Kampanya hareketi iptal edildiğinden beri işler tersine dönmüş görünüyor.
Eleitores em diversos distritos...
Pek çok kilit noktada seçmenler Başkan Grant'i...
O Presidente Grant, mesmo ao estar longe...
Başkan Grant yüzlerce mil öteden...
Mary-Beth Grant, 25 anos, de Saint Alice.
Mary-Beth Grant. Saint Alice'ten, 25 yaşında.
Dr. Ezby Grant de Portland, Oregon, Dr. Horatio Cameron de Dallas, Texas... Ambos morreram nas últimas 24 horas.
Portland Orgon'dan Dr. Ezby Grant Dallas-Texas'dan Dr. Horatio Cameron ikisi de aynı şekilde son 24 saat içinde öldüler.
Eu vi-as a sair dos lavabos, e do nada, começaram a beijar-se, como o Gary Grant e a Grace Kelly em "Ladrão de Casaca."
- Bayanlar tuvaletinden çıkarken gördüm onları. Birden dudakları kilitlendi. Sanki Cary Grant ve Grace Kelly'nin "Kelepçeli Aşık" filmindeki gibi.
Porque sim! Não estamos a falar de um pieguinhas como o Cary Grant.
Çünkü, yapmacık Cary Grant'tan bahsetmiyoruz.
Miss Grant, dê-me uma oportunidade para o encontrar e, convencê-lo a voltar.
Bayan Grant bana onu bulmak için bir şans verin, geri dönmesine ikna etmek için.
Grant, é a Garcia.
Grant, ben Garcia.
Eu fui despedido e... o Ted ajudou-me com a matrícula do Grant.
İşten çıkarılmıştım. Ted, Grant'ın okul harcını ödememe yardım etti.
Apagamos um incêndio ontem num prédio que possui na Grant Place, 1100.
Dün sahip olduğunuz binada, 1100 Grant Place, bir yangın söndürdük.
- Agente Grant Ward.
- Ajan Grant Ward.
Onde é que o Grant está agora?
- Şimdi nerede?
Faz sentido que o Grant estivesse a vender peças no mercado negro e a incriminar o seu pai, para minar a credibilidade dele.
Grant'in karaborsada sattığı şeyleri babanın güvenirliliğini yok etmek için üzerine yıkması mantıklı geliyor.
O Grant teve alguma coisa a ver com o assassinato do meu pai?
Grant'in babamın ölümüyle bir alakası var mı?
É como um daqueles filmes antigos do Hugh Grant.
Aynı Hugh Grant filmlerindeki gibi.
E agora vamos juntar-nos a um dos candidatos, Pres.
Şimdi de adaylardan birisi olan Başkan Grant'in
Grant, podemos conversar?
- Grant, seninle konuşabilir miyiz?
O Agente Silas Grant.
- Memur Silas Grant.