Translate.vc / Portuguese → Turkish / Gras
Gras translate Turkish
299 parallel translation
O patê de foie gras.
Pâté de foie gras, efendim.
Voltarão a tempo do Carnaval e do baile Olympus.
Mardi Gras ve Olympus Balosu'na kadar dönmüş olursunuz.
Se o apanharem na prisão, fazem dele pâté de foie gras.
Hapse atılırsa orada onu çiğ çiğ yerler.
E os canapés de patê de fígado de ganso que Pierre faz bem. Patê de verdade, da Paris de antes da guerra.
Pierre'in harika pâté de foie gras sandviçlerinden de getirt.
Olha para ti nessa velha fantasia de carnaval alugada por 50 cêntimos nalgum trapeiro!
Bak kendine! Eskiciden 50 sente kiralanmış bu paçavralar ile... yaşlı bir Mardi Gras bozması gibisin!
Este é o seu quartel-general - com aqueles cabelos loiros e que gosta de fois gras?
- Karargahım orada. Karargahınızda - sarışın ile, kaz ciğerini kim sevmez?
Està a usar o vestido do baile do Carnaval.
Cathy, Mardi Gras balo giysisini giyiyor.
Foi num baile do Carnaval.
Bir keresinde Mardi Gras balosundaydı.
O baile do Carnaval?
Mardi Gras balosu mu?
- E foie-gras.
- Ve kaz ciğeri.
SEMANA DE MARDI GRAS
MARDİ GRAS HAFTASI KIZLARI
Peg e eu vamos escolher os disfarces para o baile Mardi Gras.
Balo için kostümlerimizi almaya gitmeliyiz.
LOJA DE DISFARÇES DISFARÇES DE MARDI GRAS
MARDI GRAS KOSTÜMLERİ :
Para isso, qualquer noite é uma boa noite especialmente a noite do Mardi Gras.
O iş için, her gece uygun. Özellikle Mardi Gras gecesi.
Talvez durante o Mardi Gras.
Belki Mardi gras'da.
Alva o que significa Mardi Gras?
Alva... .. Mardi gras ne demek?
Mardi Gras significa Carnaval.
Mardi gras, karnaval demek.
Lá fora comem ostras fois gras de perú, repugnante.
Dışarıda milletin, kaz ciğeri var istiridyesi, hindisi var rezalet.
O fois gras, as ostras, o perú... e uma rapriga de blusa.
"Kaz ciğeri, istiridye, hindi ve üniformalı bir kız."
Vou ao Carnaval caçar uma rainha do Carnaval.
Mardi Gras kraliçemi bulmaya Mardi Gras'a gidiyorum
Fixe, o Carnaval.
Hey be, Mardi Gras.
Temos de chegar a tempo do Carnaval.
Bizim Mardi Gras'a gitmemiz lazım.
Demora bastante para chegar ao Carnaval.
Mardi Gras çok uzak, yavrum.
Sabem pus-me a caminho do Carnaval seis ou sete vezes.
Şimdiye kadar altı yedi defa Mardi Gras'a gitmeye kalkışmışımdır.
O Carnaval.
Mardi Gras.
Vamos gozar o Carnaval.
Hep beraber Mardi Gras'a gidelim.
- Quer foie gras, Coronel?
- Biraz ciğer ezmesi Albay?
- Queria melão com Porto ovo em gelatina, uma cavala de conserva pâté de foie gras, caranguejo em caldo de carne...
- Şaraplı kavun jöleli yumurta, engerekli uskumru yağda karaciğer patesi, kerevit suyuna çorba.
- Em vez do foie gras?
Karaciğer yerine başka bir şey?
Moules marinières, pâté de foie gras, caviar de beluga, ovos beneditinos, tarte de poireaux, é tarte de alho-porro, perninhas de rã com amêndoas, ou oeufs de callie Richard Shepherd.
Midye, kaz ciğeri, Beluga havyarı, Benedikten usulü yumurta... tarte de poireaux, yani pırasalı tart... bademli kurbağa bacağı veya ceufs de caille Richard Shepherd var.
Foie gras.
Kaz eti.
Boa tarde. Os pratos especiais são a salada de massa fria, pombo com recheio de foie gras e peixe John Dory salteado.
Günün menüsü soğuk makarna salatası, kaz ciğeriyle doldurulmuş kemiksiz et ve sote John Dory.
Vou ao Mardi Gras, vou a Las Vegas, e ponho algum dinheiro de parte para papar umas putas, meu.
Vegas'a gideceğim ve giderken de cebimde ortamdaki orospuların başını döndürecek kadar para olacak, beni anlıyorsun, değil mi?
É terça-feira de Carnaval e vou entrar no corso.
Aman Tanrım, Mardi Gras kutlamalarında en büyük taktayım.
- O foie gras é excelente.
- Kaz ciğeri, mükemmel. Rusların dediği gibi, kalpler ve mide iyi yoldaşlık yapar. - Evet.
Ei, meu, é uma espécie em extinção.
Mardi Gras nerede?
Peg, levanta-te! O jantar está pronto? Buck, vais aprender a ir buscar os meus chinelos.
Mardi Gras'a yeni ayakkabı mağazasındaki hayatıma yaptığım şen yolculuk boyunca, seni hiç düşünmüyorum, galiba.
Claro, querida, e eu sou a Rainha das Bananas.
Tabii, bebeğim. Ben de Mardi Gras kraliçesiyim.
Desde o Carnaval.
Mardi Gras'dan beri.
Não é cedo para o carnaval?
Mardi Gras için erken değil mi?
E não vou deixar a minha irmã... a rainha do carnaval, numa mesa com um comboio a atirar picles.
Bir zamanların Mardi Gras güzeli olan kız kardeşimin, turşu fırlatan treni olan bir masada oturmasını istemiyorum!
Vou com a Elvira até Bayou La Fouche para o armazém do Carnaval.
Elvira'nın güneyinden, Bayou La Fouche'ye,.. ... Mardi Gras mezarlığını alacağım.
Uma moeda-amuleto.
- Bir Mandi Gras sikkesi.
A segunda vez também não é fácil... mas é melhor que a primeira porque sente-se a mesma coisa... excepto que é mais fácil de aceitar.
İkincisi de Mardi Gras Festivali değildir elbette... Ama ilkinden daha iyidir. Çünkü aynı hisleri hala duyuyorsundur.
É um carnaval, mas sem as cabeças de papel.
Kağıt hamuru olmayan Mardi Gras gibiydi.
- São apenas uns dias de caminho até Mardi Gras.
- Mardi Gras'ya sadece birkaç gün kaldı.
É o nosso Carnaval local.
Bizim yerel "Mardi Gras" ımız.
Comi ostras, foie gras de perú.
İstiridye vardı kaz ciğeri ve hindi de vardı.
Foda-se.
Mardi Gras Festivali'ne gideceğim.
Acho que nunca parei para pensar em ti durante a minha alegre viagem ao Mardi Gras, que é a minha vida na sapataria.
O yüzden acını paylaşamazsam, beni mazur gör lütfen.
Para o Mardi-Gras Já disse.
Söyledim ya Mardi Gras'da.