Translate.vc / Portuguese → Turkish / Guiá
Guiá translate Turkish
3,585 parallel translation
Estás a guiá-la como se fosse uma ovelha?
Onun çoban köpeği misin sen?
Queremos o melhor do mundo para eles. Queremos protegê-los e guiá-los.
Onlar için dünyaları vermek istersin onları korumak ve rehber olmak için.
Não sabia para que lado ir ou que fazer e à procura de alguém para guiá-lo.
Ama kontrolden çıkmıştı ne yapacağını bilmiyordu. Yol gösterecek birine ihtiyacı vardı.
Conhecimento que a nossa tribo Senhorita Rey e guiá-lo através da torre.
Kabilemizle tanıştır sonra da Baaayan Rey'e kulede bir tur yaptır.
Refrigera a minha alma, guia-me pelas veredas da justiça, por amor do seu nome.
"İçimi tazeler, adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder."
O Senhor guia a minha vida, Agente Booth.
Hayatıma tanrı yön veriyor, Ajan Booth.
Ele guia um Jeep de 1982. CJ-7, preto.
1982 yıIı bir arazi arabası sürüyor, CJ-7, siyah model.
"O que acontererá comigo se eu passar por tal situação considerada ridícula?" É isso que guia o medo que as pessoas sentem. E só quando você se liberta disso, é que você se da conta da prisão que você vivia antes.
Bana, içine düştüğüm komik durum sonucunda, olan, diğer insanların ne düşündüğü korkumu yenmem ve yalnızca, bunu yaptığınız zaman içinde yaşamış olduğunuz hapishaneyi fark ediyorsunuz.
Oferece um guia poderoso de como responder efetivamente e sem violência, a esse plano de dominação global.
Güçlü yol gösterme önerir etkili ve saldırgan olmadan küresel egemenlik gündemine nasıl cevap verileceği konusunda.
Por mais que eu me beneficie com a experiência dos outros, como nos indica o navegador de idéias, e por mais valioso que seja essa resposta diária do mundo, como vemos nos pontos vitais, devo adimitir que nossa bússola mais importante, é o nosso guia interior.
Diğerlerinin tecrübelerinden faydalansam da, burada navigator öngörüleriyle altı çizildiği gibi ve dünyada gerçekten ne olduğuyla ilgili günlük geribildirimler ne kadar önemli olsa da, hayat değerlerinde gördüğümüzüz gibi farkettim ki bizim pusulamız bizim kendi içsel rehberimiz.
Está numa que está no guia das casas assassinas.
Dostum, bu ev Cinayet Evi turu içinde.
Em 1987, decidi folgar uma noite dos "Earth, Wind and Fire" e, no dia seguinte, o Earth e o Wind deram-me guia de marcha.
1987 senesinde, ben de toprağa, rüzgara ve ateşe ara vermiştim,... ama ertesi gün, toprak, rüzgar ve ateş götümde patladı.
Deixa-me guia-lo.
Sana yol göstereyim.
Anjo da Música, guia e guardião
Müzik Meleği, yol gösterip kollayan
Fica ao meu lado, guia-me
Benimle kal, bana yol göster!
Guia-me, salva-me
Yol göster, kurtar beni
Quando crescer, tornar-se-á num cão-guia.
Büyüdüğünde sana rehberlik edecek.
És a luz que me guia nos momentos mais sombrios.
En zor anlarımda yanımda parlayan ışığımsın.
É o seu amigo, o seu guia.
O senin dostun, rehberin.
- Guia de Operação Padrão.
Standart Operasyon Prosedürleri.
Se te sentes melhor, sai e guia-me.
Tamam, çok istiyorsanız inip çıkmama yardım edebilirsiniz.
É o Guia de Conduta Profissional dos Solicitadores.
Vekiller İçin Profesyonel Hukuki Yardım Kılavuzu.
Conhece o Guia de Conduta Profissional dos Solicitadores?
Vekiller için Profesyonel Hukuki Yardım Kılavuzu'nu biliyor musun? - Evet.
De dia guia um camião de lixo.
Gündüzleri, çöp kamyonu sürer.
Mas seria melhor termos um guia.
- Bir rehberimiz olsa daha iyi olurdu.
- Serás o nosso guia até Severac.
Bize Severac'a gitmemiz için rehberlik edeceksin.
É o que ganhamos por ter um aldrabão como guia.
- Yanına rehber diye bir dolandırıcı alırsan böyle olur.
Mas também não és um guia?
- Ama pek rehber de sayılmazsın.
Cala a merda da boca e guia!
Çeneni kapa da sür!
- Guia.
- Sür.
Guia apenas...
Sadece sür.
Acalma-te... guia.
Sakin ol. Sadece sür.
Não queria ser um guia no passeio?
Kimse tur için bir rehber istemiyor mu?
Era a minha guia e deu-me montes de conselhos.
Bana birçok tavsiyede bulundu.
Refresca a minha alma e guia-me pelos caminhos da justiça...
Ruhumu gençleştirir ve erdem yolunda bana kılavuz...
Guia só.
Sadece sür.
Diz-se que te guia até ao teu destino.
Bazıları ışık perilerinin seni kaderine götürdüğünü söyler.
Se tivesses asas para voar e uma Estrela como guia, encontrarias um lugar onde as estações brilham em harmonia.
Eğer seni kaldıracak kanatların varsa Ve ikinci yıldız rehberinse, bir yer bulacaksın tüm mevsimlerin yan yana olduğu.
Se alguma vez cá vieres, eu sou um ótimo guia.
Bir gün olur da yolunuz buraya düşerse, benden iyi rehber bulamazsınız.
- Estou à procura de um guia.
Bir rehber arıyorum.
Um guia?
Rehber mi?
Sou Gojko, o seu guia.
Ben Gojko, rehberinim.
Use-o como um guia.
Onu bir kılavuz olarak kullan.
É... guia turístico?
Sen tur rehberi?
Não está aqui ninguém além de nós, mulheres guia.
Burada yalnızca kız izciler var.
Não somos mesmo mulheres guia.
Kız izci falan değiliz.
É uma rapariga guia!
İzci kızmış!
Não é uma rapariga guia!
İzci kız değilmiş!
Toma. Guia tu.
Al.Sen kullan.
- E se precisares de um guia...
- Etrafı gösterecek birisi lazım olursa...
Não és guia turística. Sim.
Sen tur rehberi değilsin.