Hampton translate Turkish

O Hampton tem tantas hipóteses de ser eleito como eu.

Hampton'un benden fazla kazanma şansı yok.

O Hampton enviou isto aos milhares.

Hampton bunlardan binlercesini dağıttı.

À outra metade foi dito que Hampton seria o vencedor.

Diğer yarısı da Hampton'un kazanacağını söylüyordu.

Pode apanhar um autocarro para Hampton Court.

Hampton Court'a otobüsle gidebilirsiniz.

A Cavalaria sob o General Hampton protegerá o nosso flanco á volta.

General Hampton emrindeki süvariler dönüşte bizi yandan koruyacak.

A manada é importante para o Rossiter, e ele é importante para o Hampton.

Sürü ile Rossiter'i yemleriz, onunla da Hampton'u.

- Hampton?

- Hampton?

O Jacobs deve seguir pela estrada de Jerusalém e, se for rápido, apanha o Hampton.

Mükemmel. Jacobs, Kudüs Plank Yolu'na ilerlesin. Hızlıysa Hampton'ı gırtlağından yakalar.

Os cumprimentos do General Hampton.

General Hampton selam yolladı.

Em Hampton Court?

Hampton Sarayına mı?

Hampton-Chelsea, com a corrente, dinheiro e meio.

Akıntı istikametinde Chelsea'ye gidiş 1,5 peni.

Chelsea-Hampton, contra a corrente, o mesmo.

Akıntıya karşı Hampton'a gidiş yine aynı.

Temos muitos em Hampton.

Hampton Sarayı'nda da leylak var.

Do Tribunal de Hampton.

Hampton Sarayı'ndan.

Louis Armstrong, Ellington, Count Basie ou Hampton?

# Louis Armstrong'u mu? Ellington'u mu? #

Todo o ouro do Banco de Hampton.

Hampton Bankasının tüm altını.

No condado de South Hampton.

Güney Hampton Kasabası'nda.

Então, o que é que achas?

South Hampton'daki partiye gidelim mi?

Na última vez que lá fui, o Hampton Hawes e o Chet Baker estavam lá a tocar.

Son gidişimde Hampton Hawes ve Chet Baker çalıyordu.

Todos nos lembramos da vergonha e do embaraço, durante a visita do rei da Àustria, quando deram com o Black Adder nu nos corredores de Hampton Court, a cantar " "Sou Merlim, o Reco Feliz" ".

Avusturya Kralının ziyaretinde yaşadığımız sıkıntıyı hiç birimiz unutmadık hani, Blackadder Hampton Sarayında çırılçıplak şarkı söylerken bulunmuştu : "Ben Mutlu Domuz Merlin'im!"

Seria embaraçoso ver o Rei Charles cambaleando pela Corte de Hampton amanhã de manhã com seu pescoço balançando como a guelra de um peixe.

Kral Charles'ın, yarın sabah Hampton Meydanında, boynu balığın solungacı gibi çırpınarak sendelemesi çok utanç verici olurdu.

Na ilha Hampton.

Hampton Adası.

Para a Ilha Hampton.

Hampton Adası.

Vais para a tua casa do campo, Chris?

Araba yolculuğuna bayılırız. Hampton'daki evine mi gidiyorsun?

* LioneI Hampton : "flying Casa"

[ Lionel Hampton : "Flying Home" ]

* LioneI Hampton :

[ Lionel Hampton :

Vou ter de andar meses ás voltas, até alguém sair para Hamptons.

"Birileri Hampton'a falan gidene kadar aylarca daireler çizeceğim."

É verdade, estavas com o Bernie Lomax em Hampton Island quando ele foi assassinado.

Doğru, siz, Hampton Adası'nda öldürüldüğünde Bernie Lomax ile beraberdiniz.

Depois disso decorei-lhe a casa de Hampton e a casa em Palm Beach.

Sonra Hampton'daki evinin dekorasyonunu yaptım. Oradan da Palm Beach'teki evine geçtim.

Kramer, já conduzi muitas vezes para East Hampton.

Kramer, East Hampton'a çok kez gittim.

E assim passamos um fim-de-semana em casa dos Hampton.

En azından böylece Hampton'da bir hafta sonu geçirmiş oluruz.

- Para quê? A minha mãe adora tomates de Hampton.

- Annem Hampton domateslerine bayılır.

Quando nos conhecemos, detestava a praia, odiava The Hamptons, não queria ter filhos.

- Çocuk istemiyorsun, değil mi? - Öyle mi, şey... İlk tanıştığımızda plaja gitmeyi sevmezdi, Hampton'lardan nefret ederdi çocuk sahibi olmayı istemez, yaşadığı eve bayılır ve taşınmayı hiç istemezdi.

Ganhou a corrida "Classic".

Eylülde Hampton Turnuvasını kazanmıştı.

M. Wysnecki, viagem a Hampton Roads, Virgínia.

M. Wysnecki, Hampton Roads, Virginia'dan geliyormuş.

Na casa de Hamptons.

Hampton'lardayken sanırım.

Devíamos sair. Porque não vêm passar um fim de semana à minha casa em East Hampton?

Bir hafta sonu bana gelsenize, East Hampton'a.

Newberry, Hampton, McCool, Wickwire, Slovnik e England.

Newberry, Hampton, McCool Wickwire, Slovnik ve England.

Hampton, 13 : 15.

Hampton, 13 : 15.

O nome dela é Lise Hampton.

Adı Lise Hampton.

Bom dia, Sr. Hampton.

- Günaydın, Bay Hampton.

Aos convidados dos Hamptons pede-se sempre que cantem pelo seu jantar.

Hampton'a gelen misafirlerin, yemek karşılığında her zaman şakıması beklenir.

Naquela noite, a Charlotte agarrou na caixa dos desejos... onde guardava lembranças do que queria ter na vida... um presente para a Shayla... uma casa na cidade... uma casa de praia em East Hampton... o homem dos seus sonhos. o homem de reserva.

O gece, Charlotte yaşamında olmasını umduğu şeyleri ona hatırlatmaya yarayan dilek kutusundan Shayla için bir hediyeyi şehirde bir evi Doğu Hampton'da bir yazlık evi hayallerinin erkeğini ve hayallerinin erkeğinin yedeğini çıkardı.

Figurão de Wall Street procura duas amigas fogosas para uma festa de sexo em East Hampton, na minha casa de férias.

Wall Street kodamanı, yazlık evimde yapılacak Doğu Hampton usulü düzüşme-festivali için iki azgın kız arkadaş arıyor....

Muito para namorar alguns meses até aparecer alguém melhor, ou muito para casar e mudar para East Hampton?

- Çok. "Daha iyi birini bulana kadar çıkıyoruz" çok mu yoksa... "Evlenip, Doğu Hampton'a taşınıyoruz" çok mu?

O Court convidou-me para passar o Labor Day nos Hamptons.

Court beni haftasonunda Hampton'ların evine davet etti.

O Hampton ganhou.

Hampton kazandı.

.

# Count Basie ya da Hampton'u mu?

Departamento de Polícia de Hampton Bay.

Hampton Bay Polisi.

É doida por eles!

Hampton domateslerine hasta.

Adoro estes tomates de Hampton.

Hampton domateslerini çok seviyoruım.