Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hannibal
Hannibal translate Turkish
1,291 parallel translation
E agora, Hannibal, como vamos tirar este tipo daqui?
Hannibal, bu adamı buradan nasıl götüreceğiz?
Hannibal, por vezes penso que és mais maluco do que o Murdock.
Hannibal, bazen Murdock'tan daha deli olduğunu düşünüyorum.
Cuidado, Hannibal!
Dikkat et Hannibal!
Quantos mais cachorros frios tenho eu de comer?
Hannibal, daha kaç tane soğuk sosisli sandviç yemem gerekiyor?
Não há dúvida de que o tipo não está a ser seguido.
O adam kesinlikle takip edilmiyordu Hannibal.
- O que é isto, Hannibal?
Hannibal, bu ne?
Não, a questão é essa, Hannibal.
Hayır, öyle değil Hannibal.
Esquece isso. Quero que leias um guião.
Bunu boşver Hannibal, okumanı istediğim bir senaryo var.
Então, Hannibal? Achas que o Coronel Lynch lê críticas cinematográficas?
Yapma Hannibal Albay Lynch'in sinema haberlerini okuduğunu sanmıyorsun değil mi?
- O meu nome é Hannibal Smith.
- Ben Hannibal Smith.
- Hannibal Smith?
- Hannibal Smith?
Sim, o Hannibal e outro tipo meteram-se com ele no Doom Club.
Evet, Hannibal ve bu adam bir kez DOOM Kulüp'te kavga etmişlerdi.
- Então, Hannibal?
- Evet Hannibal?
O que vamos fazer em dois minutos?
İki dakikada ne yapacağız Hannibal?
Excepto com o Coronel Hannibal Smith.
Albay Hannibal Smith dışında herkes için öyle olabilirdi.
- Então e o Hannibal?
- Hannibal ne olacak?
Trabalhei muito para a conseguir, Hannibal.
O lastikler için çok uğraşmıştım Hannibal.
- É o Hannibal Smith.
O Hannibal Smith.
Quando o Hannibal diz isto, é porque tem um plano.
Hannibal böyle söylediğinde bir plânı var demektir.
Vamos para as montanhas, não vamos, Hannibal?
Tepelere gidiyoruz değil mi Hannibal?
Vá lá, Hannibal.
-... sevk edileceğini söyledi. - Hannibal, yapma.
Ninguém sabe do que se trata, mas se bem os conheço devem estar aqui por uma causa nobre ou assim.
Kimse konunun ne olduğunu bilmiyor ama Hannibal Smith ve arkadaşlarını tanırım dokunaklı bir hikâyeye bulaşmış olmalılar.
Vai correr muito bem e vamos conseguir o que o Hannibal quer.
Çok kolay olacak ve bu sayede Hannibal'ın istediği herşeyi alacağız.
Hannibal!
Hannibal.
Eu fico com o Hannibal.
Hannibal'ın peşinden gideceğim.
O Hannibal encontra sempre uma forma de escapar.
Hannibal her zaman kaçmanın bir yolunu bulur.
Até pareces o Hannibal a falar.
Hannibal'da böyle düşünür gibime geliyor.
Temos um intruso ás 11 horas, Hannibal.
Hannibal, saat 11 yönünde öcüler var.
Vamos, Hannibal!
Hannibal, haydi, gidelim!
Para a próxima, o Hannibal Smith.
Gelecek sefere Hannibal Smith.
Estou a dizer-te, Hannibal, vamos ser enganados.
Hannibal, bak söylüyorum, kazıklanacağız.
Acho justo, Hannibal.
Bence bu adil olur Hannibal.
- Não trouxe o leitinho do BA.
- Hannibal, B.A'in uyku ilacını unuttum.
Hannibal, deixa-o!
Hannibal, bırak gitsin.
Hannibal, isto vai ser divertido!
Hey Hannibal, bu eğlenceli olacak.
Hannibal, nunca conseguiremos ver todos estes arquivos.
Olamaz Hannibal. Bu kadar dosya dolabına hayatta bakamayız.
Hannibal, o jornalista amigo da Amy, foi morto, não foi?
Hannibal, Amy'nin şu gazeteci arkadaşı öldürülmüştü değil mi?
Não sei como é que nos vamos safar, desta vez.
Hannibal bu işi nasıl halledeceğimizi anlamıyorum.
Não sei, Hannibal. Vocês devem saber o que fazem. Mas, a mim, parece-me um plano muito elaborado.
Ne yaptığınızı biliyorsunuz herhalde ama bu çok ayrıntılı bir plâna benziyor.
Acho melhor acelerar, Hannibal.
Gaza bassan iyi olur Hannibal.
Hannibal, isto é terrível, meu.
Hannibal, bu berbat bir şey.
Hannibal, o chamamento, não.
Hannibal, düdük olmaz.
Presumo que o chamamento dos patos do Hannibal, não seja lá muito bom.
Anladığım kadarıyla Hannibal'ın ördek düdüğü pek iyi değil sanırım. İyi mi?
Hannibal, da próxima vez que decidires mudar-te, manda um postal a avisar a nova morada.
Hannibal, gelecek sefer taşınmaya karar verdiğinde adres değişikliği kartı gönder.
O que nos leva a um assunto, Hannibal...
Bu da aynı soruyu akla getiriyor Hannibal.
Hannibal, quero uma resposta, agora.
Hannibal, senden hemen bir cevap istiyorum.
Responde-me, Hannibal, senão, arranco-te a cabeça dos ombros.
Kafanı koparmadan önce cevap ver Hannibal.
- Hannibal...
Hannibal...
Não, não. Este é o BA Baracus, e eu sou o Hannibal Smith, dos Soldados da Fortuna.
Hayır, yapma.
É o Hannibal.
Bu Hannibal.
- Ouve lá, Hannibal, eu não vou voar, pá.
Hey Hannibal, ben uçmam.