Translate.vc / Portuguese → Turkish / Haran
Haran translate Turkish
200 parallel translation
Arrasaram Edessa, Haran, em direcção ao oriente.
Urfa, Haran ve doğusunu yerle bir etmişler.
Estava a trabalhar o seu "hara".
Haran üstünde çalışıyordum.
Nós... Nós encontramos uma ave perto da sua terra.
Bu kuşu haranın yakınlarında bulduk.
O meu nome é Ranssyn Fane, sou um comandante das Forças D'Haran.
Benim adım Ranssyn Fane, D'Haran Birliklerinin komutanlarından biriyim.
D'Hara?
D'Haran mı?
Aparentemente, os soldados D'Haran não foram a única coisa que te seguiu através da Barreira.
Görünüşe göre, Sınırdaki yoldan seni takip edenler sadece Darken Rahl'ın askerleri değillermiş.
O D'Haran, Ranssyn Fane.
D'Haran birliğinden Ranssyn Fane.
E de um modo ou de outro, Lorde Rahl terá as Terras Ocidentais sob o seu domínio, assim como tem as províncias das Terras Médias e para além de D'Hara.
Öyle ya da böyle Lord Rahl, Midlands ve D'haran'a da yaptığı gibi Westlands'ı da komutası altına alacak.
Essa é uma arma de guerra D'Haran, arma padrão desde o ano passado, o que significa que não veio para as Terras Ocidentais antes da Barreira se ter estabelecido.
O D'Haran'ın geçen sene kullanmaya, başladığı savaş silahı bu da demek oluyor ki Westland'dan, sınır konmadan önce getirilmiş olamaz.
Foi a única maneira que me ocorreu para o manter afastado dos D'Haran.
D'Haran'lardan uzak tutmanın tek yolunun bu olduğunu gördüm.
E de um modo ou de outro, Lorde Rahl terá as Terras Ocidentais sob o seu domínio, assim como tem as províncias das Terras Médias e para além de D'Hara.
Lord Rahl, Midlands ve D'haran'a da yaptığı gibi Westlands'ı da komutası altına alacak.
Essa é uma arma de guerra D'Haran, arma padrão desde o ano passado, o que significa que não veio para as Terras Ocidentais antes da Barreira se ter estabelecido.
O D'Haran'ın geçen sene kullanmaya, başladığı savaş silahı bu da demek oluyor ki Westland'dan, sınır konmadan önce getirilmiş olamaz. Sen geçmenin yolunu biliyorsun.
Tive de o fazer. Foi a única maneira que me ocorreu para o manter afastado dos D'Haran.
D'Haran'lardan uzak tutmanın tek yolunun bu olduğunu gördüm.
Ela fez um soldado D'Haran matar os seus camaradas.
Bir D'Haran askerine yoldaşlarını öldürtmüştü.
Mas os D'Haran têm estado a caçar em demasia para alimentar os seus exércitos.
Fakat D'Haran birlikleri her şeyi tüketmiş.
- Se o Rahl soubesse como te encontrar, teria enviado o exército D'Haran inteiro.
Rahl seni takip etmenin yolunu bulsaydı tüm D'Haran ordusunu göndermiş olurdu.
Vendeste algum aos D'Haran?
Hiç D'Haran birliklerine sattın mı?
Detesto os D'Haran.
D'Haran birliklerinden nefret ediyorum.
Depois vieram os D'Haran.
Sonra D'Haran birlikleri geldiler.
Não acredito nesse conto de fadas, mas se os D'Haran acreditam e estão dispostos a pagar, melhor para mim.
O peri masalına inanmıyorum. Fakat, D'Haran birlikleri inanıyorlarsa ve ödeme yapmaya heveslilerse benim için daha iyi.
Os D'Haran não precisam de enviar um exército. Basta apenas algumas lágrimas e um bom decote.
D'Haran birliklerinin bir ordu göndermelerine hiç gerek yok bir kaç gözyaşı ve büyük göğüsler yeterli oluyor.
Ele foi preso pelos D'Haran.
Onu, D'Haran birlikleri tutukladı.
A única comida por aqui é aquela que consegues roubar aos D'Haran.
Buralardaki tek yiyecek, D'Haran birliklerinden arakladıklarındır.
Não deixarei que os D'Haran o matem.
D'Haran birliklerinin onu öldürmesine izin veremem.
Com toda a gente a tentar receber o prémio pela tua captura, se te tivesse pedido para entrares numa guarnição dos D'Haran para ajudar um ladrão, terias dito que sim?
Fakat, herkes senin başına konulan ödülün peşindeyke, D'Haran birlikleri garnizonuna girip bir hırsıza yardım etmeni isteseydim yine de "evet" der miydin?
Se não entregar o Seeker aos D'Haran, o meu irmão está morto.
Arayıcı'yı, D'Haran birliklerine götürmezsem kardeşim de ölecek.
- Tentou vender-te aos D'Haran.
Seni, D'Haran birliklerine satmaya kalkıştı.
Incluindo denunciarem-te aos D'Haran.
Seni, D'Haran birliklerine sunmak da dahil.
- Algumas dezenas de D'Haran lá dentro.
- Bir kaç düzine D'Haran da içeride.
Parece que os D'Haran julgaram que Ihes deste o mapa certo.
Sanırım D'Haran birlikleri, onlara gerçek haritayı verdiğine inandılar.
- E de me tentares vender aos D'Haran e tentar matar os meus amigos.
- Beni D'Haran birliklerine satmaya ve arkadaşlarımı öldürmeye çalışmana rağmen de.
Os D'Haran não têm qualquer intenção de pagar a recompensa pelo Seeker.
D'Haran birliklerinin Arayıcı'nın başına koyulan ödülü ödemeye niyetleri yok.
Quem tentar recolher a recompensa acabará numa prisão dos D'Haran.
Talep etmeye kalkan kişi, kendisini D'Haran hapishanesinde bulacaktır.
Autorizar a presença do exército D'Haran na vila irá perturbar os habitantes.
Eğer Brennidon'a D'Hran ordusunu getirirsen bu, kasabanın halkını kızdıracaktır.
Os D'Haran.
D'Haran birlikleri.
D'Haran.
D'Haran birlikleri.
A única coisa que interessa aos D'Haran é o Seeker.
D'Haran birliklerinin ilgilendikleri tek şey Arayıcı.
- Os D'Haran desaparecem também?
- D'Haran birlikleri de gidecekler mi?
Nunca tinha ouvido falar dos D'Haran até matarem o meu pai.
Babamı öldürdükleri zamana kadar, D'Haran birliklerinden haberim bile yoktu.
Mas os D'Haran viraram-no contra mim.
Fakat, D'Haran birlikleri onu, bana karşı kışkırttılar.
E se em vez de iludir os D'Haran, ele estava mesmo era a iludir-te a ti?
Peki ya D'Haran birlikleri yerine sana numara yapıyorduysa?
Os D'Haran capturaram o Seeker.
D'Haran birlikleri, Arayıcı'yı yakalamışlar.
Estavas enganado, D'Haran.
Yanıldın, D'Haran.
Os D'Haran mataram-no.
D'Haran birlikleri onu öldürdüler.
Os D'Haran podem voltar, Mark. E não vou estar cá para ajudar.
D'Haran birlikleri dönebilir, Mark ve ben de yardım etmek için burada olmayacağım.
Se os D'Haran voltarem, encontrarão resistência.
D'Haran birlikleri dönerlerse onlarla dövüşürüz.
Eu fico aqui à espera que os D'Haran me encontrem.
Burada D'Haran'ların beni bulmasını beklerim.
Estava a planear em trabalhar para os D'Haran de qualquer forma.
Zaten D'Haran'larla çalışmayı planlıyordum.
- Aos D'Haran?
- D'Haranlar'a mı?
Cale-se, Haran!
- Sus, Haran.
Haran!
Haran!