English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hashem

Hashem translate Turkish

91 parallel translation
Hashem, quando será o dia das bodas?
Hashem, Düğün ne zaman olsun?
Olá, Sr. Hashem.
Hashem bey.
Por isso enfrenta-O e diz "Hashem" julgas assustar-me com hebraico bíblico só porque os meus tomates ainda não desceram?
Sen de kendine gel ve ona... Şunu söyle, "Hey, hashem, taşşaklarım henüz dolmadığı için benim gibi küçük bir yahudiye korkutabileceğini mi düşünüyorsun?"
Ok, Danny, mas se Hashem é tudo e nós nada, quem somos nós para julgar os Seus actos?
Peki Danny, eğer Hashem her şey ve bizler hiçbir şey isek..... o zaman nasıl oluyor da onun hareketlerini yargılayabiliyoruz?
O filho do Hashem.
Hashem'in oğlu.
- Disse a Lei, a Tora. - Diz "Hashem".
Dini kurallar, Torah'da, Haşem'de böyle diyor.
- Não sabe nada? - Não, sei o que é "Hashem".
Sen hiçbir şey bilmiyor musun?
Toda a fortuna de Roma é insuficiente para pagar o que Hashem me deu.
Bütün Roma'nın serveti bile Tanrı'nın bana verdiğini karşılamaya yetmez.
Outra vez Hashem!
Yine Tanrı saçmalıkları.
Hashem que me garanta o sustento!
O zaman benim geçimimi de Tanrı sağlasın.
Hashem tem um plano para todos.
Hashem'in hepimiz için bir planı var.
Vamos, Hashem.
- Gidelim Haşim Ağa.
Hashem... Devo preparar o corpo para o enterro.
Haşim Ağa hanımınızı defnetmek için bazı hazırlıklar yapmam gerekiyor.
Tudo isto pertence a Hashem.
Bu eşyalar Haşim'in.
Hashem nos contou como foi prestativa com ele e sua esposa ontem a noite.
Haşim, dün akşam kendisine ve hanımına yaptığınız yardımlardan bahsetti.
Este é um momento de dor, nos preocupamos com Hashem.
Matem içindeyiz, Haşim için de endişeleniyoruz.
Soraya trabalhará para Hashem.
Süreyya Haşim'in işlerini yapacak.
Hashem disse que eu poderia fazer o que quisesse com o tecido
Haşim, kumaşı istediğim gibi kullanabileceğimi söyledi.
Hashem te trata bem?
Haşim sana iyi davranıyor mu?
Creio que se passa algo entre Soraya e Hashem.
Haşim'le Süreyya'nın arasında bir şeyler var.
Parece o tecido que vi na casa de Hashem.
Haşim'in evinde gördüğüm kumaşa benziyor.
Vejo que ficou com um anel da senhora Hashem.
Sen de Haşim'in karısının yüzüğünü almışsın.
Eles estão a perguntar-se porquê ela passa tanto tempo com Hashem.
Hepimiz, Süreyya'nın Haşim'lerde niçin bu kadar çok zaman geçirdiğini merak etmekteyiz.
Não pode voltar à casa de Hashem.
Bir daha Haşim'lere gitme.
Escute, Hashem, temos um tema importante para discutir hoje.
Bak Haşim bugün halletmemiz gereken bir iş var.
- Sente-se, Hashem.
- Haşim, yerine otur.
Hashem, diga-nos que Soraya dorme em sua cama.
Haşim, bize Süreyya'nın senin yatağında uyuduğunu söyle.
- Dormiu com Hashem!
- Haşim'le yatmış!
Com Hashem.
Hem de Haşim'le.
Vai na casa de Hashem todos os dias e se deita com ele
Her gün Haşim'in evine gidip onunla yatıyormuşsun.
Eu disse a Hashem que lavaria as roupas em minha casa e voltaria logo para fazer a janta.
Haşim'e evde çamaşır yıkamam gerektiğini söyledim sonra geri gelip yemeğini pişirdim.
Fez algo com Hashem?
Haşim'le bir şeyler yaptınız mı?
porque eu também tive o sentimento de perda completa do Hashem, que é o problema aqui.
Zira ben de Hashem'in izini kaybediyorum sanki bu da bir sorun işte.
Porque com a perspectiva correcta, pode ver Hashem, sabe, chegar ao seu mundo.
Çünkü, doğru perspektif ile Hashem'in dünyaya geldiğini görebilirsin.
O que "Hashem" está a tentar dizer-me, ao fazer-me pagar pelo funeral do Sy Ableman?
Sy Ableman'ın cenaze masraflarını ödeterek Hashem, bana ne demeye çalışıyordu?
Hashem está tentando dizer-me que o Sy Ableman sou eu?
Hashem, Sy Ableman'in ben olduğumu mu söylemeye çalışıyordu?
" É um sinal de Hashem?
" Hashem'den bir işaret mi?
" Um sinal de Hashem?
" Hashem'den bir işaret mi?
O Hashem não nos deve uma resposta, Larry.
Hashem, bize bir cevap borçlu değil, Larry.
O Hashem não nos deve nada.
Hashem bize hiçbir şey borçlu değil.
Olha para tudo o que Hashem te deu!
Hashem'in sana verdiği şeylere bak!
Hashem não me deu nada.
Hashem bana bir bok vermedi.
Não é justo culpar Hashem, Arthur.
Hashem'i suçlamak hiç hoş değil, Arthur.
Seremos felizes.
Mutlu olacağız. Baruch hashem.
Sim, sim, sim, graças a Deus.
Baruch hashem.
Eles ouviram a voz do Criador a mover-se no jardim com o vento do dia.
Rüzgarlı bir günde bahçede dolaşırken..... Hashem * in sesini duydular.
- "Hashem"?
Haşem mi?
Hashem não pode ficar sozinho.
Zehra Hanım. Haşim tek başına yapamaz.
Hashem...
Haşim.
Hashem.
Haşim.
Hashem está aqui.
Haşim geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]