Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hawaii
Hawaii translate Turkish
1,892 parallel translation
Candidatei-me a um emprego no Havai há seis meses, e soube agora que fiquei!
Hawaii'deki bu işe altı ay önce başvurmuştum.
Sarah Marshall foi vista enrolada com o roqueiro britânico Aldous Bright... em Maui, no Havai.
Sarah Marshall Maui, Hawaii'de İngiliz müzisyen Aldous Bright'la... sarmaş dolaş yakalandı.
Custa a crer que deveríamos estar todos no Havai.
Buna inanamıyorum, hepimizin Hawaii'de olması gerekiyordu.
Graças a Deus que não aconteceu num avião a caminho do Havai.
Şükürler olsun ki Hawaii'ye giderken uçakta olmadı.
Tenho uma prima no Havai.
Hawaii'de bir kuzenim var.
Dormi no Havai, acordei em San Diego.
Hawaii kısmında içim geçmiş, San Diego'da uyandım.
- Porque tem de ter sempre razão?
Kesinlikle Arthur'u Hawaii'den bir domuzmuş gibi doğramaktan daha iyidir.
Ora, aqui estamos nós no ano passado no Havai.
Geçen yıl Hawaii'deki bir resmimiz.
Vamos tirar férias para o... Havaí.
Hawaii'ye tatile gidiyoruz...
O pequeno fato que você irá ter férias românticas com o seu marido no Havaí?
Kocanla beraber Hawaii'de romantik bir tatile gitmek küçük bir gerçek mi?
Os Japoneses atacaram o Pearl Harbor, Havai, via aérea. O presidente Rosevelt já reagiu.
Baskan Roosevelt'in az onceki duyurusu Japonlarin, Hawaii, Pearl Harbor'a hava saldirisi yaptigi yonundedir.
7 de Dezembro era um dia pacato em Pearl Harbour, Havai.
7 Aralik feci bir gundu... Hawaii, Pearl Harbor'da.
Parece o Havai.
Hawaii'ye benziyor.
- Vou para Hollywood, não ao Havai.
- Hollywood'a gidiyorum Hawaii'ye değil.
Sabiam que os vossos donos do barco Frank e Dina Mckelson venderam uma casa no Havai há cerca de 8 meses atrás?
Tekne sahibi Frank ve Dina McKelson'ın 8 ay önce Hawaii'deki evlerini sattıklarını biliyor muydunuz?
Não deixam qualquer uma usar as botas de pele patenteadas.
Hawaii'de yapılan gibi, ateşe vererek bir final.
O Hawaii tratou bem de ti.
- Havai sana yaramış. - Sağ ol.
Algumas coisas que deixaste no Hawaii.
Havai'de bıraktığın eşyaların.
Não pareces havaiano.
Hiç de Hawaii'liye benzemiyorsun.
CASA DE JOHN MCGARRETT O'AHU, HAVAI
JOHN MCGARRETT'İN EVİ O'AHU, HAWAII.
Hawaii Five-0 S01E01 "Pilot"
Uçurtma Bayramları İyi seyirler...
Comandante, tenho uma chamada para si da Governadora do Havai.
Efendim, Hawaii Valisi sizi arıyor.
A morte do seu pai foi um aviso, para mim, e para todas as autoridades do Havai.
Babanızın ölümü, Hawaii'deki tüm emniyet teşkilatları ve benim için bir uyarı oldu.
Podem ter trazido o Hesse para o Havai.
Hesse'i de Hawaii'ye getirmiş olabilirler.
Os meus pais levaram-me uma vez ao Havai, mas fiquei intimidado pelo físico dos miúdos locais, por isso não saí do quarto de hotel.
Ailem beni bir keresinde Hawaii'ye götürmüştü fakat yerel çocukların vücutları nedeniyle korkup sürekli otel odasında kalmıştım.
No último Natal, no Havai, fugimos para casar.
Geçen Noel'de, kaçıp Hawaii'de evlendik.
Como perdemos o Ano Novo aqui, podíamos comemorar no Havai.
Dedim ki, madem buradaki yılbaşını kaçırdık biz de Hawaii saatiyle kutlarız.
Depois apanhamos um avião para o Havai.
Sonra bir uçağa atlar Hawaii'ye gideriz.
Os voos para o Havai estão baratos.
Hawaii'ye uçuş ücretlerine baktım. Sudan ucuzlar.
Vai para o Havai.
- Hawaii'ye git ve yaşa.
Eu vou vou para o Havai com os meus pais, e não quero que tu venhas, Dem.
Ben... Ailemle Hawaii'ye gideceğim ve gelmeni istemiyorum Dem.
Como será a parte de trás das moedas do Hawaii?
Hawaii'nin hatıra parası nasıl olacak merak ediyorum.
O Havai é giro.
Hawaii güzeldi.
O Jim e eu estamos aqui em negócios mas amanhã vamos para o Havai e depois para Nova Iorque fazer algumas compras.
Jim ve ben iş için buradayız ama yarın Hawaii'ye, oradan da New York'a biraz alışveriş yapmaya gidiyoruz.
Agora nada estará entre nós e o solarengo Hava...
Artık güneşli Hawaii ile aramızda hiçbir engel...
Pessoal, vão precisar disto para a vossa viagem ao Havai...
Hawaii'de buna ihtiyacınız olaca...
Apenas menti para que pudessemos ir ao Havai.
Hawaii'ye gidebilmek için size yalan söyledim.
Vão e divirtam-se no Havai.
Hawaii'nin tadını çıkarın.
Está no Hawai, mas o Raj controla-o a partir daqui.
Hawaii'de ama Raj buradan kontrol ediyor.
Estou, Hawai.
Selam Hawaii.
Estou a brincar, Hawai.
Şaka yapıyorum Hawaii.
Vou levá-lo ao Havai por uma semana.
Ben de onu bir haftalığına Hawaii'ye götürüyorum.
Vamos a um luau, nadar com os golfinhos de Miami, dar uma volta num desses....
Hawaii'deki kutlamalara katılacağız ; yunuslarla yüzeceğiz. Şu tiki tiki diye ses çıkaran şeyde şehri turlayacağız.
Adoro a minha família, adoro-os em jantares, em churrascos, mas tenho de os adorar no Havai?
Ailemi seviyorum, tamam. Onlarla yemeğe çıkmayı, barbekü yapmayı da seviyorum ama onları Hawaii'de de sevmek mi zorundayım?
É a minha primeira vez.
İlk kez Hawaii'ye gidiyorum.
As pessoas dizem que sou o Havai em pessoa.
İnsanlar buram buram Hawaii koktuğumu söyler.
Estou a pensar em usá-lo na canção sobre o Havai.
Hawaii hakkındaki şarkımda kullanmayı düşünüyorum.
Não é qualquer mulher que gastava o dinheiro para levar a família ao Havai.
Her eş parasını, ailesini Hawaii'ye götürmek için harcamaz.
Era suposto eu e a Claire termos ido para o Havai em lua-de-mel, mas surgiu outra coisa.
Aslında Claire'le balayımızda Hawaii'ye gidecektik ancak hesapta olmayan bir şey çıkmıştı.
Está bem, Havai.
Tamam... Hawaii.
Apanhamos um avião para o Havai.
Sonra da uçağa atlayıp Hawaii'ye gideriz.