Translate.vc / Portuguese → Turkish / Helmut
Helmut translate Turkish
125 parallel translation
Também importantes eram o pomposo vice-almirante Witthoeft-Emden e o seu assistente, Helmut Raeuber, peritos em obter informações sobre navios e mercadorias.
Gemiler ve kargolarla ilgili bilgi alma konusunda uzman Koramiral Witthoeft-Emden ve tatlì dilli yardìmcìsì Helmut Raeuber de aynì derecede önemliydiler.
Ele não vai reparar, Helmut.
Fark etmez, Helmut.
- Que vamos fazer, Helmut?
- Ne yapacağız Helmut?
Isto é o governo, Helmut.
Hükümet bu, Helmut.
Não, discurso, não, Helmut.
Hayır, konuşma yok Helmut.
Ele é o Chanceler da Alemanha, Helmut.
O Almanya'nın başbakanı Helmut.
Helmut Unger, o traficante de armas mais astuto da Europa.
Helmut Unger, Avrupa'nın en kurnaz silah tüccarıdır.
Os tons cinzentos fazem-me lembrar... o trabalho de Helmut Newton.
Gri tonlarının narinliği, Helmut Newton'u anımsatıyor.
Helmut Grokenberger.
Helmut Grokenberger.
Você é Yo-Yo, eu Helmut.
Senin adın Yo-Yo, benimki de Helmut.
Volto já.
İçin rahat olsun Helmut, hemen döneceğim.
Você não pode fazer nada.
Hey, hiç endişe etme Helmut.
Não, sou Helmut Grokenberger.
Benimle dalaşma. Hayır. Adım Helmut Grokenberger.
Homem, esqueça-a.
Helmut, şu kızı biraz unut be adamım!
É o primeiro dia dele.
Helmut'in ilk iş günüymüş.
Olhe, Helmut.
Bak, Helmut. Burası Brooklyn.
Vê, Helmut?
Gördün mü, Helmut?
- Estamos em New York! - Quer saber?
- Burası New York Helmut.
Sabe voltar para Manhattan?
Peki, Manhattan'a dönmeyi becerebilecek misin Helmut?
- Não. Helmut, saindo desta rua, vire à direita, depois...
Helmut, bu yolun sonunda sağa döneceksin, sonra...
Adeus, Helmut.
Sonra görüşürüz Helmut.
Aprenda inglês, Helmut!
Biraz İngilizce öğren Helmut!
Helmut, à direita!
Helmut, sağa dön!
Isso é a buzina dos Alpes que o Helmut Kohl me deu.
Dokunma ona. Helmut Kohl vermişti onu bana.
Leo, o Helmut deixou-me.
Leo, Helmut beni terk etti.
Um cliente deu-me três bilhetes para a exposição Helmut Peltz no museu Morgan Chase.
Bir müşterim Morgan Chase müzesindeki miğfer kürk sergisine 3 bilet verdi.
Aonde foste, Helmut querido?
Nerelere kayboldun, canım Helmut'um?
Quanto mais depressa, você me levar ao Helmut, mais depressa o seu pacto com ele é honrado!
Beni Helmut'a ne kadar erken götürürsen anlaşmamızı o kadar erken hallederim!
Tenente Helmut Schultz, do Serviço Cinematográfico Alemão, aqui em Veneza.
Ütğm. Helmut Schultz, Venedik'teki Alman Film Birimi'nden.
Helmut é um alemão que se pode tornar útil... principalmente por causa dos seus vícios, hein?
Helmut belki de ahlaksızlıklarından dolayı yararlı olabilecek bir Alman, ha?
O meu corpo, minha carne, minha essência, desejava Helmut desperadamente!
Vücudum, bedenim, duyularım umutsuzca Helmut'u istiyordu.
O oposto do Helmut.
Helmut'un zıttı.
Sim! O oposto do Helmut!
Tam zıttı.
E você, Helmut?
Peki sen, Helmut?
Helmut?
- Helmut?
Tive a impressão de que o Helmut sentia-se atraído por um pouco de perversão.
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım.
Com um único estalar dos dedos, Helmut tornou-me sua escrava!
Parmağının ucuyla Helmut beni kölesi yapmıştı.
Queria esconder o meu rosto no peito de Helmut.
Yüzümü Helmut'un göğsüne gömmek istedim.
Ficou claro que Helmut dava o sentido á minha vida.
Birden bire sadece Helmut'un hayatıma anlam vereceği aşikâr oldu.
Helmut tinha insistido para eu ir com ele... ao litoral, ao Hospital Hélio terapeutico de Lido.
Helmut kendisiyle birlikte kıyıdaki hastaneye gitmem için ısrar etti.
Finalmente senti que o Helmut era todo meu.
Nihayet Helmut'un benim olacağını hissettim.
Ao Tenente da SS Helmut Shultz, obviamente!
Nazi subayı Helmut Schultz'a, belli ki.
Senti que os olhos de Carlos tinham encontrado a marca dos dentes de Helmut.
Carlo'nun gözlerinin Helmut'un diş izlerinde olduğunu hissettim.
Não sentia culpa por fazer amor com o Helmut..
Helmut'la sevişiyorum diye kendimi suçlu hissetmedim.
Era o quarto clandestino que Helmut tinha alugado na Giudecca.
Helmut'un Giudecca'da kiraladığı gizli barınaktı.
Oh, põe dentro! Põe dentro! Põe dentro!
Helmut, içime sok onu!
Eu, Helmut, sendo sustentado por..
Ben, Helmut, senin himayene mi giriyorum...
Helmut.
- Helmut.
Não, o Helmut Berger.
Hayır Helmut Berger.
Não, Helmut Berger.
Hayır Helmut Berger.
Era a Tartaruga a usar Helmut Lange.
Kaplumbağa, Helmut Lange giyiyordu.