English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Herbie

Herbie translate Turkish

284 parallel translation
Herbie Morton agora é bispo.
Herbie Morton piskopos olmuş.
- Certamente lembra-se de Herbie.
- Herbie'yi hatırlıyorsundur canım.
Diria que Herbie era um pouco mais jovem que eu. Quatro ou cinco anos.
Herbie'nin benden küçük olduğunu sanıyorum 4-5 yaş.
Nada longe de Herbie.
Herbie'nin hakkını yemek istemem tabii.
E o pior de tudo, Herbie sem um 80º andar donde saltar quando te apetecer fazê-lo.
Ve en kötüsü de Herbie istediğinde atlayabileceğin 80 katlı bir bina yok.
Leve Herbie consigo.
- Doğru. Yanına Herbie de al.
Herbie meu rapaz, durante quanto tempo frequentaste aquela escola de jornalismo?
Herbie, oğlum, şu gazetecilik okuluna kaç yıl gittin?
Talvez tenham um mandato para o Touro Sentado, por massacrar o regimento do Custer. Vamos, Herbie.
Belki de Oturan Boğa için bir tutuklama emri çıkarmışlardır.
Vamos fazer uma visita.
Hadi Herbie, gidip bir ziyaret edelim.
Tira-me algumas fotos Herbie.
Benim için birkaç fotoğraf çek Herbie.
Anda Herbie.
- Kapa çeneni. Gidelim Herbie.
- Silêncio, Herbie, silêncio.
- Sessiz ol Herbie.
Herbie, desfaz as malas para mim, está bem? E mantenha-te por aqui.
Herbie, eşyalarımı benim için yerleştir, olur mu?
Quero que esteja aí porque estou enviando o Herbie para tirar algumas fotos.
Orada olmanı istiyorum, Herbie'yi fotoğraf çekmesi için yolluyorum.
Essa é exactamente a altura para o fazer, meu jovem Herbie.
Bu tam sırası, Herbie oğlum.
Vamos Herbie.
Hadi Herbie.
Vai Herbie.
Evet Herbie.
O Herbie tem andado à tua procura a noite inteira.
Herbie bütün gece seni aradı.
Não fiques parado aí, Herbie.
Öylece durma Herbie.
Vamos, Herbie.
Hadi Herbie.
A que usa óculos. Herbie, já tinha vindo aqui?
Herbie, daha önce buraya gelmiş miydin?
Herbie, o que está a fazer aqui?
Herbie! - Burda ne yapıyorsun?
Vamos voltar para casa às custas da úlcera do Herbie Taylor.
Eve dönüş yolunun tamamında, Herbie Taylor'un ülserinde gideceğiz.
Muito obrigado, e obrigado, Herbie.
Çok teşekkürler, sana da öyle Herbie.
Herbie e sua orquestra "e-se-nos-sentássemos?"
Herbie ve onun "bu şarkıda otursam daha iyi dedirten" orkestrası.
Leve Herbie.
Herbie'yi getir.
Não sei onde Herbie está.
Yerini bilmiyorum.
Herbie está com os vagabundos, em Venice.
Herbie vEnice'te hippilerle.
O Herbie já vem.
Herbie hemen geliyor.
Herbie me contou.
Herbie anlattı.
Pegou Herbie nos braços e soprou vida nele.
Herbie'yi kollarına almış ve solunum yaparak diriltmiş.
Quando Herbie caiu do banco alto, quando tinham uma loja em Boyle Heights.
Boyle Heights'ta şekerci dükkanınız varken Herbie tabureden düşmüş.
Ele salvou a vida de Herbie.
O da Herbie'nin hayatını kurtarmış.
Herbie é o homem mais sensível que já conheci.
Herbie tanıdığım en hassas insan.
- Está só fazendo o trabalho dele, Herbie.
- Adam işini yapıyor, Herbie.
Herbie, não foram as circunstâncias mais alegres,... mas fiquei feliz por ver você.
Herbie, çok mutlu bir vesile değildi ama seni gördüğüme sevindim.
- Onde está Herbie?
- Herbie nerede?
- Encontrou Love Lady.
- Herbie, Aşk Kadını'na rastladı.
Queria que Herbie estivesse aqui conosco, agora.
Keşke Herbie de burada olsaydı. Tatlıya bayılır.
Ele adora doces. Herbie é um garoto muito doce.
Herbie çok tatlı bir çocuk.
Herbie disse que é o melhor filme que ele já fez.
Herbie, yaptığı en iyi film olduğunu söyledi.
Herbie disse que há uma seqüência em que dividiram a tela em 32 partes.
Herbie dedi ki, bir sahnesinde ekranı tam 32 parçaya bölmüşler.
E aí, Harold?
- Selam Harold. - Selam Herbie.
- Por que bateu em Herbie daquele...?
- Herbie'ye niye öyle vurdun?
Herbie, meu bem.
Herbie, bebeğim.
- O Herbie está muito bem.
- Herbie iyi.
- Quem é o Herbie?
- Herbie kim?
Herbie.
Herbie.
Enche o depósito Herbie.
Depoyu doldur Herbie.
Estou a enviá-las com o Herbie.
Herbie getiriyor...
Herbie, veja.
Herbie, bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]