Translate.vc / Portuguese → Turkish / Holder
Holder translate Turkish
253 parallel translation
O Joy Holder morreu de choque anafiláctico, devido a um antibiótico.
Joy Holder antibiyotik alıp anafilaktik şoktan öldü.
A Lee, o Bridges, o Joy Holder.
Lee, Bridges, Joy Holder.
Sra. Holder, você jantou no Joe's na noite de 11 de Junho de 1963?
Bayan Holder, 11 Haziran 1963 gecesi, Joe'nun restoranında mıydınız?
Yoder, como é a vida na "Caipirolândia"?
Holder, sizin oralarda gece hayatı nasıldır?
Como você se diverte, Yoder?
- Eğlenmek için ne yaparsınız Holder?
E você, Sr.ª Holder?
Peki siz, Bayan Holder?
- Quem é o senhor? Sou o Holder, da esquadra...
Holder ben, yeni atandım.
O Holder pôs um carro a vigiá-la.
Holden onu izletecekti.
Holder, o que foi?
Darren... Holder, ne oldu?
O Detetive Holder ficará responsável pelo caso, amanhã.
Soruşturmayı Dedektif Holder üstlenecek yarın.
Porque me chamaste cá, Holder?
Beni buraya neden çağırdın, Holder?
Sou a detetive Linden. Este é o meu parceiro, o detetive Holder.
Ben Dedektif Linden ve bu da ortağım Dedektif Holder.
- Vou. O Holder fica com o "agarrado".
Holder da meth bağımlısıyla konuşacak.
Desculpem, senhores, sou o detetive Holder, da Polícia de Seattle.
Pardon, beyler. Seattle emniyetinden Dedektif Holden ben.
Somos os detetives Linden e Holder.
Dedektif Linden ve Holder.
O Holder já deverá estar à altura de tomar conta do caso.
O zaman Holder harekete geçer.
Holder, a diretora Meyers deu-me o anuário.
Holder, müdire Meyers'tan yıllığı aldım. Oraya geliyorum.
Mandei-te largá-lo, Holder.
Bırak dedim, Holder.
Então tens de te despachar, Holder.
O hâlde kenardan git, Holder.
Conduzes muito devagar, Holder.
Çok yavaş sürüyorsun, Holder.
Holder, já chega de perguntas.
Holder, 20 tane soru sordun zaten.
A Regi não o levou, Holder.
Regi götürmez onu, Holder.
Jesus Cristo é o teu salvador, Holder?
Kurtarıcın İsa Mesih mi, Holder?
Obrigada, Holder. Por seres a minha boleia.
Getirip götürdüğün için sağ ol, Holder.
Fala o Holder.
Ben Holder.
Olá, Holder. Daqui fala o Bernstein.
Holder, ben Bernstein.
A Aleena pode ser o nosso único caminho até ao Orpheus, por isso é melhor teres cuidado, Holder.
Öyle. Ama Aleena'nın mesajı Orpheus'la olan tek bağlantımız. Elinden geleni yap, Holder.
Eu e o Holder vamos novamente investigar.
Holder'la çıkıp kendimiz araştıracağız tekrar.
Detectives Linden e Holder. Departamento de Polícia de Seattle.
Seattle Emniyeti'nden Dedektif Linden ve Holder.
Ele não pôde voltar de ferry, por isso vai até à Ponte Desolation. Já sabemos isso, Holder. Então, o tanque está a meio.
Feribota geri dönemediği için Desolation Köprüsü'nü kullandı.
O manual do código de vestuário escapou-te, Holder?
Kıyafet zorunluluğunun sebebi gözünden mi kaçtı, Holder?
Nem penses! Holder! Liga-lhe.
Holder, ara dedim.
Holder.
Holder.
Só os técnicos, eu e o Holder.
Sadece teknik destek, ben ve Holder.
Como é que o Holder veio para os Homicídios, de uma esquadra local?
Holder nasıl oldu da ilçeden şehirdeki cinayet masasına transfer oldu? Narkotikteymiş.
Devias treinar o Holder, mas trata-lo como um cachorrinho.
Holder'ı yol göstermen gerekiyordu. Sense çocuğa köpek gibi davranıyormuşsun.
Holder. Está bem.
Holder.
Holder, já tens isso assinado?
Holder, imzalattın mı?
Esfaqueei o Winter Holder por ser informador.
Winter Holder'ı muhbir olduğu için bıçakladım.
O Holder não pode ter feito isto sozinho.
Holder bunu tek başına yapmış olamaz.
O Holder mentiu-me.
- Holder bana yalan söyledi.
O Detective Holder disse que enviaria alguém.
Dedektif Holder birini göndereceğini söylemişti.
O Detective Holder esteve cá.
Dedektif Holder buradaydı zaten.
Preciso mesmo de falar com o Detective Holder.
Dedektif Holder'la konuşmak istiyorum ben.
Responda, Xerife Holder.
Tamam.
O que se passa, Holder?
N'oldu, Holder?
- Holder...
Holder...
Holder!
Holder!
- Holder, calma!
- Holder, geri çekil!
És um excelente polícia, Holder.
Çok iyi polissin, Holder.
O Holder.
Holder.