Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hollywood
Hollywood translate Turkish
3,432 parallel translation
Parece que as tardes em que a mãe nos levou ao Hollywood Bowl compensaram.
Annenin bizi sürüklediği Hollywood Bowl'daki o matineler işe yaramış sanırım sonunda.
Acontece que eu aceitei um emprego num restaurante. Em Hollywood.
Tesadüf o ki, Hollywood'da bir restoranda işe başladım.
Em Hollywood.
Hollywood'da.
Levei-a à pista de corridas, no Hollywood Park?
- Onu yarışlara götürdüm, Hollywood Park'a. - Öyle mi?
Um brinde ao Hollywood!
Hollywood'a!
Pessoal, olhem para mim, sou o Joe Hollywood.
Hey, millet. Bana bakın, ben Joe Hollywood.
Dirige muitas óperas e outras coisas na Hollwood Bowl e na rádio.
Hollywood Bowl'da ve radyolarda bir sürü opera falan yönetmiş.
Diz que vive em Hollywood.
Hollywood'da yaşadığını söyledi.
Vai ser transmitida em directo, para toda a nação, a partir do estúdio da NBC, em Hollywood.
Hollywood NBC Stüdyolarından canlı olarak halka yayın yapacak.
Vais ter comigo ao Brown Derby, em Hollywood, para o pequeno almoço. E nessa altura já estarei atarefado.
Sizinle Hollywood'daki Brown Derby'de kahvaltıda buluşacağız ama ben o sıralar meşgul olacağım.
Estava em Hollywood, Nova Iorque...
Bir Hollywood'da, bir New York'taydı...
- em Hollywood.
- Hollywood'da.
Ele chegava a casa vindo de Hollywood e contava-nos todo o tipo de histórias.
Babam Hollwood'dan döndükten sonra eve gelip bize hikayeler anlatırdı.
E agora a pergunta que todos fazem mais uma vez em Hollywood é, pode uma jovem estrela voltar a endireitar a sua vida?
Şimdi Hollywood'da herkes tekrar bu soruyu soruyor... Genç bir aktör hayatını yeniden rayına oturtabilecek mi?
Vi isso nos "Empregos Chungas de Hollywood".
Hollywood'un En Kalitesiz İşleri Listesi'nde görmüştüm galiba.
Maldita Hollywood!
Sikerim Hollywood'u!
Bem, se isso é verdade, então eu posso esperar obter algum dinheiro fácil de Hollywood.
Eğer bu doğruysa, tatlı Hollywood reklam parası yemek için sabırsızlanıyorum.
Acho que a maioria de Hollywood tem essa marca Coberta.
Sanırım Hollywood bu tür markalarla dolmuş.
Eu tenho amigos que fazem grandes, gigante filmes em Hollywood e tenho amigos que fazem filmes independentes, como eu faço.
Devasa, harika Hollywood filmleri yapan arkadaşlarım var. Ve benim gibi küçük, bağımsız filmler yapan arkadaşlarım var.
E os meus amigos que fazem grandes filmes de Hollywood dizem que a razão dos seus filmes serem tão bem sucedidos é por causa dos parceiros de marca que eles têm.
Devasa Hollywood filmleri yapan arkadaşlarım filmlerinin bu kadar başarılı olmasının sebebinin sahip oldukları marka ortakları olduğunu söylüyor.
"Bem, como é que vamos para competir com esses grandes filmes de Hollywood?"
"Devasa Hollywood filmleriyle nasıl yarışabiliriz ki?" diyor.
Todos os blockbusters de Hollywood têm grandes ligações com os restaurantes de fast food.
Tüm hasılat rekoru kıran Hollywood filmlerinin hazır yemek restoranları ile bağlantısı vardır.
Em Hollywood, se precisar de um carro, você chama o Norm.
Hollywood'da, arabaya ihtiyacınız varsa Norm'u ararsınız.
Quem tem mais poder e influência em Hollywood, os criadores ou as marcas?
Hollywood'da kim daha çok güç ve etkiye sahip, yazarlar mı yoksa markalar mı?
Tony Seiniger é uma lenda de Hollywood, tendo praticamente inventado o blockbuster.
Tony Seiniger gişe bombasının mucidi olan bir Hollywood efsanesi.
Se alguém pode me dar alguma dessa magia do marketing de Hollywood, São estes dois tipos.
Eğer birisi bana bu Hollywood pazarlama büyüsünü verebilecekse, bunlar o adamlar.
Filha do produtor de Hollywood Isaac Michaelson e de Allie Bernard, a modelo britânica que se tornou actriz.
Hollywood yapımcısı Isaac Michaelson ve eski İngiliz model, şimdi oyuncu olan Allie Bernard'ın kızı.
É, um sucesso de Hollywood.
Evet, büyük bir Hollywood filmi.
Sabes, sempre quis visitar a América, conhecer Nova Iorque, Hollywood.
Her zaman Amerika'yı ziyaret etmek New York'u, Hollywood'u görmeyi istemişimdir.
Conheci-te no Hollywood Park com o Renzo e deste-me uma aposta tripla, mas não a pude validar.
Sen ve Renzo ile Hollywood Park'da karşılaşmıştık, bana üç misli kupon vermiştin ama oynayamadan gitmek zorunda kalmıştım.
Bem, estava a namorar com o Leonardo DiCaprio, só que ele foi para Hollywood, ficou famoso e então deixei-o.
Aslında Leonarda Di Caprio ile çıkıyordum ama Hollywood'a taşındı ve ünlü oldu. Bende onu terkettim.
Popular actor de hollywood Vikram Kapoor será levado para interrogatório pela FBI.
Son çekimler.. lütfen, biraz çay alın
Preciso que verifiques que empresas de táxi operam em Hollywood, onde a Linda Dean foi raptada.
Linda Dean'in kaçırıldığı Hollywood bölgesinde hangi taksi şirketlerinin olduğuna bakmalısın.
Verifiquei as 7 empresas que operam em Hollywood e Vermont, e ninguém reportou ter clientes entre as 11 : 00 e as 2 : 00 na noite em que a Linda desapareceu.
Hollywood ve Vermont civarına bakan taksi şirketlerine baktım, hiç kimse Linda'nın kaybolduğu gece 23 : 00-02 : 00 arası birini almamış.
Achas que um cachorro barato na Hollywood Boulevard é a solução?
Hollywood bulvarında ucuz bir hotdogun çözüm olduğunu mu sanıyorsun?
Tenho de causar boa impressão ao Guy Morgan para poder parar de fingir que me importo com esta escola insuportável e podermos mudar-nos para Hollywood onde não nos importamos com nada.
Guy Morgan'ı etkilemem lazım böylece bu dayanılmaz okul umrumdaymış gibi davranmayı bırakırım ve hep birlikte kimsenin hiçbir şeye aldırış etmediği Hollywood'a taşırız.
Quando o meu primeiro single for um êxito, compro-te a mansão nas colinas de Hollywood e vais poder pagar aqueles implantes de pernas.
İlk parçam piyasaya çıkınca sana Hollywood tepelerinden malikane alacağım ve sen de sonunda bacaklarını rahatça uzatabileceksin.
Ele queria dar o seu CD para o produtor que estava no hotel.
Hollywood'lu bir duayene CD'sini vermek istiyordu.
Fomos a um bar em Hollywood, depois a outro em Las Vegas, e depois a um local noturno em Miami.
Önce Hollywood'da sonra da Vegas'ta bir kulübe gittik. Birkaç saat sonra da Miami'ye.
O primeiro prémio é um curso de cinema de Hollywood em Los Angeles.
Birincili ödülü, yazın Los Angeles'taki film kampına katılmak.
Querias mesmo ganhar a viagem ao curso de cinema de Hollywood?
Hollywood film kampına gitmeyi gerçekten istiyor musun?
Próxima paragem : Hollywood.
Sonraki durak Hollywood ha?
Hollywood, 10h00, amanhã.
Hollywood. saat 10.
Então, Hollywood.
Bu yüzden, Hollywood.
Sabes, Hollywood, há dois tipos de amigos.
Biliyorsun, Hollywood.. .. dostalr iki çeşittir.
Sabes, Hollywood, a confiança é como os ditos. Tomates.
Bilirsin, Hollywood, güven top gibidir.
Pois bem, hoje à noite, algures em Hollywood Hills, esse mineiro usou mesmo uma pá.
Bu gece Hollywood'daki bu yerde bu servet avcısı, elinde küreğiyle birlikte.
Ele é o presidente de Hollywood.
Hollywood'un başkanı oldu.
- No FBI será aberto um inquérito sobre o actor de hollywood Vikram Kapoor.
Kestik
A Linda Dean foi raptada em Hollywood.
Linda Dean Hollywood'dan kaçırılmış.
Tenho fome, vamos sair.
Ya sen, Hollywood.