English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hon

Hon translate Turkish

55 parallel translation
O estandarte tem a marca de Hon.
Hon sancağı taşıyorlar.
Obrigado, Hon.
Teşekkürler, tatlım.
Substitui-nos por alguém que o faça. No fim da época, serão despedidos ou irão para as ligas inferiores.
Så kommer hon att ersätta Bu sezondan sonra Hepiniz ya alt lige yollanacaksınız yada serbest kalacaksınız.
- Três ha gao.
Üç tane hon gau.
- Canta, Hon.
- Söyle tatlım.
- Olá, Hon.
- Merhaba, tatlım.
Não. O Mestre Wong Fei-hung!
Sen değil, ben Usta Wong Fei-hon'u görmek istiyorum.
O Sr. Wong Fei-hung faz de leão vivo.
Güzel, Bay Wong Fei-hon gercek yaşamı kuklalaştırıyor. Gerçek bir aslan gibi görünüyor!
Chamava-se Hon'Tihl, imediato da Toh'Kaht.
Adı Hon'Tihl, Toh'Kaht'ın ikinci kaptanı.
Compraram bilhetes com nomes falsos, mas não embarcaram para Hong Kong.
Sahte isimlerle bilet aldılar fakat Hon Kong uçuşuna binmediler.
Você está experimentando o hon-ha'lock... a imersão.
Şu anda, Shon-ha'lock denen olayı tecrübe ediyorsunuz.
Anna, esta é a Honey.
Hon, bu Anna.
- Oi, querida.
Selam, hon. Selam.
Sou boa cavaleira, levo-o eu.
* Hon mabathon. Rochon ellint im * Ben atı daha hızlı sürerim. Onu ben götürürüm.
Se conseguir atravessar o rio o poder do meu povo protegê-lo-á.
* Frodo fir. Ae athradon i hir, tur gwaith nin beriatha hon * Nehri geçebilirsem, halkımın gücü onu koruyacaktır.
Hon Sam, Chen Wing-yan, Del Piero
Hon Sam, Cheng-Ving Yan, Del Piero.
- Agora não tens hipótese. Então...
Bu şansla bir şey değişmicek, hon.
Ele deve ouvir muito isso, querida.
Her zaman sen ne istediğini bilirsin, hon.
Jamie, querida, não tinhas alguma coisa que nos querias contar?
Jamie, hon, bize söylemek istediğin bişey varmı?
Não é contigo, querido.
Sen değil, hon.
- É este você, honorável?
Hon, bu sen misin?
- Por favor me ajude, honorável!
Lütfen bana yardım et, Hon!
Hon Sidney Young.
Sidney Young. "
Hon, H-O-N, é a sigla de Honorável.
"Onr", O-N-R, onurlunun kısaltılmış şekli.
Você disse "blapples," hon.
Siyelma demişsin hayatım.
- Tenha um bom dia, hon.
- İyi günler tatlım.
Hon..
Tatlım...
És tu querida?
Hon, bu sen misin?
Ajuda-me por favor, querida!
Lütfen bana yardım et, Hon!
Vão sempre em frente e virem ao fundo à direita.
Ka-Hon alanı. - Doğru. - Doğru.
De acordo com a Lei da Vingança Justificável em Tempos de Paz, foram feitas incursões sobre a fronteira do território de Hon.
sınırdaki Hontiya bölgesine koruyucu akın düzenlendi.
Se as torres desaparecessem, Hon e Pandea... não demorariam minutos até nos bombardear. E os mutantes viriam comer os restos.
Onlar olmasaydı Hontiya ve Pandeya iki dakikada bizi yok eder, mutantlar da geriye kalanı yer.
Por documentos sujos de Hon. São escumalha corrupta.
Pis Hontiya parası için patlatıyorlar, aşağılıklar!
Qual é a PDE na fronteira com o Estado de Hon?
Hontiya sınırındaki özgül demografik baskı ne durumda?
Por que é que Hon e Pandea vos odeiam tanto?
Hontiya ve Pandeya niye sizden bu kadar nefret ediyor?
Têm surgido muitos boatos em Hong Kong recentemente.
Son zamanlarda Hon Kong'da bazı söylentiler çıktı.
Querida dá-me a camera e vai para o lado dela.
Hon, kamerayı bana ver ve sizi mumlara üflerken çekeyim. - Tamam.
Obrigado, hon.
Sağ ol canım.
Hon... honestamente, não faço ideia.
Açıkçası, bilmiyorum.
- Obrigado, Hon. - De nada.
Sağ ol tatlım.
- Como estás, querido?
Nasıl, Hon edilir?
Hon, é a Erin.
Tatlım, bu Erin.
A Hong Gai.
Hon Gai'de.
Certo, Hon?
Değil mi, tatlım?
Querida, Ursula.
Hon
Desculpa, Hon.
Üzgünüm, hayatım.
- Ah, esta é a rua Jiahan. - Rua Jiahan...
Burası Ka-Hon alanı.
Pandea moveu mais uma divisão para a fronteira de Hon.
Üzerinde çalışırım.
Se eles se meterem na confusão de Hon, e ganharem, juntarão um frente de 50 milhões contra as nossas 40 milhões de pessoas.
Bu seçeneği düşündüm.
O Plano de Invasão Total poderá derrotar Hon em oito dias.
Gezgin, ne kadar dayanabiliriz?
- Ok, Hon.
- Tamam, tatlım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]