Hoot translate Turkish

Não vou deixar as ovelhas dos Hoot infectarem a água.

O Yobazların koyunlarının suya hastalık bulaştırmasına izin vermeyeceğim.

Pessoas estranhas, esses Hoots.

Bu "Hoot" lar tuhaf insanlar.

Deixem o Hoot.

Kaldırın onu.

Você cavalgou o trilho de Hoot-Owl e provou os frutos da maldade.

Siz kötülerin yolunu seçtiniz ve seytanın meyvelerinden yediniz.

O Comandante da Missão Hoot Gibson abre a escotilha.

Görev Komutanı Hoot Gibson bölmeyi açıyor.

Hoot, que estás tu a comer?

Hey, ne yiyorsun?

Daqui Hoot.

Burası Hoot.

Quando eu for para casa e as pessoas me perguntarem...

Eve dönünce insanlar bana soracak... " Hey, Hoot, bunu neden yapıyorsun?

"HOOT-fodido-NANNY"!

"Lanet olası Hooten nanny".

Hoot-hoot!

U-huu!

Hoot, serve um uísque ao cavalheiro.

Hoot, beyefendiye bir shot versene.

Hoot ( Pio de Coruja ) é o mesmo o nome dele?

- Soytarı gerçek adı mı?

Até o Hoot chegar à cidade e oferecer-me trabalho.

Ta ki Hoot kasabaya gelip iş teklif edene kadar.

O Hoot vai começar a pensar que tenho um namorado.

Hoot, sevgili yapmaya başladığımı sanacak.

Não te preocupes com o Hoot.

Hoot'u boş ver sen.

Vão à frente, senhores. Alcanço-vos no saloon do Hoot.

Siz gidin, Hoot'un mekanda buluşuruz.

A última que o vi, estava a beber no saloon do Hoot com aquela puta irlandesa da Naomi.

Son gördüğümde Hoot'un İrlandalı orospusu Naomi'yle bir işler karıştırıyordu.

Tens a espingarda do Hoot apontada à tua cabeça, rapaz.

Hoot silahını kafana dayadı evlat.

Calculo que sou melhor atirador do que o Hoot.

Seni vurma şansım Hoot'dan daha fazla.