Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hoover
Hoover translate Turkish
626 parallel translation
Proporcionavam ao director Hoover, e aos seus homens, um registo diário e a descrição de todos os visitantes da embaixada.
Bu filmler Direktör Hoover ve adamlarìna elçilige gelen ziyaretçiler hakkìnda bilgi veriyordu.
IDENTIFICADOS COMO SUBVERSIVOS HOOVER
ALMAN VATANDASLARlNl TUTUKLASlN Ç
Não aceitaríamos esses de abuso da parte do J. Edgar Hoover, muito menos de si.
Bu boş lafları, bırak sen, J. Edgar Hoover söylemiş olsa bile bizi etkilemez.
O J. Edgar Hoover?
J. Edgar Hoover mı?
HOOVER DISTRIBUIÇÃO DE AGENTES
HOOVER AJANLARIN DAĞILIMI
Agora, chamo o representante da Hoover.
Şimdi Hoover'ın temsilcisini davet ediyorum.
O Sr. Hoover estava bastante preocupado com o Sr Stakwell e as suas actividades.
Bay Hoover, Bay Starkwell'e ve yaptıklarına çok üzülüyordu.
- J. Edgar Hoover.
- J. Edgar Hoover.
Sr. Hoover, em sua opinião, Fielding Mellish é realmente uma ameaça à segurança dos EUA?
Bay Hoover, fikrinizce..... Fielding Mellish, ABD'nin güvenliği için bir tehdit midir?
- É J. Edgar Hoover.
- J. Edgar Hoover.
- Eu até posso ser o Hoover.
- J. Edgar Hoover da olabilirim.
Quem está ali, o J. Edgar Hoover está ali?
Orada kim var? Şüphesiz, orada...
E ele pegou ao J. Edgar Hoover, e foi assim que a coisa se espalhou.
Ve o da Edgar Hoover'a bulaştırdı. İşte aslında böyle yayıldı.
Parecia-me com o Herbert Hoover.
Birleşik Devletler başkanına benziyorum.
Quando eu era repórter, o homem de confiança de Johnson... revelou-me que procurava um sucessor para J. Edgar Hoover.
Bir keresinde Lyndon Johnson'ın sağ kolu bana J. Edgar Hoover'ın yerine birini aradıklarını söyledi.
Publiquei isso e no mesmo dia Johnson nomeou... Hoover chefe vitalício do FBI.
Ben de yazdım ve yayınlandığı gün Johnson bir basın toplantısı düzenledi ve Hoover'ı FBI başkanlığına atadığını söyledi!
"Vamos gramar o Hoover para sempre."
"Senin yüzünden sonsuza kadar Hoover'la uğraşacağız."
O FBI e a CIA e o J. Edgar Hoover e as companhias petrolíferas e o Pentágono e o contínuo da casa-de-banho na Casa Branca.
FBI, CIA, J. Edgar Hoover petrol şirketleri, Pentagon, Beyaz Saray'daki erkekler tuvaleti görevlisi.
Sou o Robert Hoover, presidente desta filial.
- Ben Robert Hoover. Birim başkanı. - Selam, Robert.
Estão muito abaixo da média.
'Biraz'dan da fazla, Bay Hoover.
- Este é o quarto do Hoover.
- Burası Hoover'in odası. - Öyle mi?
- Robert Hoover falará pela Delta.
- Delta evi adına Robert Hoover konuşacak.
O Hoover diz que nem sequer podemos entrar na parada.
Hoover geçit törenine adımımızı bile attırmayacağını söylüyor.
Sr. Hoover.
Bay Hoover.
Onde está o Boon?
Hoover, Boon nerede?
Vão produzir mais energia do que as barragens Hoover e Grand Coulee.
Hoover Barajı ve Grand Coulee'den daha çok elektrik üreteceğiz.
Conhece o Jerry Hoover do Departamento de Mídia?
Medyadan Jerry var ya?
Sobrevoamos a Barragem de Hoover, e mais tarde passaremos a sul do Grand Canyon.
Şu anda Hoover Barajı üzerindeyiz, sonra Grand Canyon'ın güneyinden geçeceğiz.
Em Washington DC... conhece Calvin Coolidge e Herbert Hoover.
Washington, D.C.'de, Calvin Coolidge ve... Herbert Hoover ile tanıştırılır.
Não sou J. Edgar Hoover, mas sou a lei em Tarker's Mills.
J. Edgar Hoover olmayabilirim ama Tarker Mills'de kanun benim.
Por que não têm filhos? Sugam-no que nem um Hoover.
Anne, tahmin et?
Não fomos nós, foram eles! Partiram o pára-brisas do teu carro, roubaram o rádio e escreveram'lava-me'no capô. Foram vocês.
Sizi Hoover gibi sömürürler.
Mas, um dia, veio a maior notícia desde a construção da Barragem Hoover.
Bir gün Hoover Barajı'nın yapımından sonraki en büyük haber eyaleti sardı.
Uns rapazes do Hoover vieram visitar-nos.
Hoover yanlıları bizi ziyarete gelmiş.
O J. Edgar Hoover disse que ele é comunista.
J. Edgar Hoover onun komünist olduğunu söylüyor.
Você não deve conhecer o meu chefe, o Sr. Hoover.
Patronum Bay Hoover'ı tanımıyor olmalısın.
Eu não me interessa de que lado o Sr. Hoover está.
Bay Hoover'ın hangi tarafta olduğu umurumda değil.
Continue a provocar-me, rapaz do Hoover.
- Üstüme gel, seni Hoover yanlısı.
- É um comício político!
- Bu siyasi bir miting, seni Hoover yanlısı.
- É o aniversário da Sra. Hoover.
- Bayan Hoover'ın doğum günü.
Quando terminarem a represa de Hoover, haverá electricidade.
Hoover barajı bittiği zaman, elektrik enerjisi de olacak.
A represa de Hoover tem alguma coisa a ver com fornicar?
Hoover barajıyla bu işin ne ilgisi olabilir?
Li um depoimento feito pelo director do FBI, J. Edgar Hoover, onde ele diz que :
FBI başkanı J. Edgar Hoover'ın bir açıklamasını okuyorum Hoover konuşmasında diyor ki :
O Hoover não falou em folhas caírem em Novembro?
Hoover yaprakların kasımda döküldüğünü söylememiş miydi?
O Hoover tem um memorandum no FBI datado de Junho de 60 que diz que alguém pode estar a usar a identidade do Oswald.
FBl şefi Hoover'ın 1960 Haziran tarihli bir notunda... birinin Oswald'ın pasaportu ve kimliğini kullanabileceği yazıyordu.
Tratou-se duma execução pública encoberta por outros correligionários da Polícia de Dallas, nos serviços secretos, no FBI e na Casa Branca, incluindo J. Edgar Hoover e Lyndon Johnson, ambos cúmplices após o facto.
Bu ortalık yerde uygulanan bir infazdı ve Dallas Polisindeki... Gizli Servisteki, FBl'daki ve Beyaz Saray'daki... benzer kafada insanlar tarafından örtbas edildi. Bu iş, olaydan sonra suç ortağı haline gelen J. Edgar Hoover'ı... ve Lyndon Johnson'ı da kapsıyor.
Comité de Reeleição de Herbert Hoover.
Seçim müdürü Herbert Hoover.
O Hoover vai cuspir fogo.
Kaçacak yeri kalmadı. Yakalamamız an meselesi.
O Hoover que se lixe!
Umarım öyle olur.
Recordo que apertou comigo, nos direitos civis e a actuação do FBI nos anos do Hoover.
Hatırladığım kadarıyla beni FBI'ın sivil hakları kayıtları konusunda bayağı sıkıştırmıştın.
ROBERT HOOVER 63
ROBERT HOOVER'63 SAVUNMA AVUKATI