English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Horizontal

Horizontal translate Turkish

320 parallel translation
Ponham a paciente na posiçäo horizontal.
Hastayi yatay konuma getirin.
Ele é que virá para casa mais cedo, e é na horizontal.
O da eve erken gidecek, ölü olarak.
Um forte feixe horizontal, visível do ar.
Parlak ışık huzmesi havadan görülebilir.
O irmão Cleary, pecador de longa data, seja na vertical, seja na horizontal, vai celebrar o ofício.
14 yıldır oturup kalkıp günah işleyen Cleary kardeş artık ıstırabını dindirecek. - Şükürler olsun!
Para o impedir de explodir, rode os fechos na horizontal.
Kartuşun patlamasını önlemek için kilitleri yatay olarak çevir.
Na horizontal.
Seviye.
- Oh não, só consigo avançar na horizontal.
- Sadece yatay olarak ilerleyebilirim.
É o avião pequeno com uma linha horizontal de um lado ao outro.
Ufuk çizgisinde küçük bir uçak var.
As asas na linha horizontal.
Kanatlar ufuk çizgisinde.
Atravessada por barras de aço tanto na vertical como na horizontal.
Çelik teller yatay ve dikey olarak çaprazlama gelmiş oluyor.
Porquê perder a noite às voltas se vamos acabar na mesma na horizontal? Mais vale irmos já.
Geceyi neden soytarılıkla geçiriyoruz nasılsa geceyi yatay olarak bitireceğiz!
- Já estava horizontal?
- Yere serili miydi?
É horizontal.
Demek yataymış.
Solucionámos o voo planado horizontal e o equilíbrio.
Kayma ve denge sorunlarını çözdük.
com a bebida regional, que é venenosa, e, para aqueles que procuram alguma diversão na horizontal... fica o aviso.
yatay zevkler arayanlara gelince... Sizi uyarıyorum.
É possível que uma fêmea Na posição horizontal
Acaba mümkün mü bir türün koltukta yatan bir dişisinin
Sabes dançar o "mambo horizontal"?
Öyle mi? Yatay Mambo yapmayı biliyor musun?
Se se refere a algo mais horizontal, não.
Daha yatay bir şeyi kastediyorsan hayır.
Nunca barbeei um cliente na horizontal, mesmo morto.
Müşterilerimi ölü dahi olsa, yatay şekilde tıraş edemem.
Uma palavra melosa e fica na horizontal.
Bir fırfırlı lafla yataya geçtin.
Se a perfeição do poema for representada na horizontal de um gráfico, e a sua importância na vertical, calculando a área do poema chega-se à medida da sua grandeza.
Eğer şiirin mükemmelliği, yatay eksene... ve önemi düşey eksene atfedilip, grafiği çıkartılırsa şiirin alanını hesaplayarak ne kadar başarılı olduğunu ölçebiliriz.
Um soneto de Byron pode alcançar grande craveira na vertical e apenas a mediania na horizontal.
Byron'ın bir dörtlüğü, düşey eksende yüksek not alırken yatay da vasat bir performans sergileyebilir.
Um soneto de Shakespeare, por outro lado, alcançaria grande craveira, tanto horizontal como verticalmente, com uma área total, revelando assim a verdadeira grandiosidade do poema.
Bir Shekespeare dörtlüğü hem yatay hem düşey de, yüksek not alarak dev bir alan oluşturur... ve şiirlerinin büyüklüğünü ortaya koyar.
Tem dois erros de gramática, as colunas estão mal, e o agrafo é na vertical, não na horizontal. Spencer Barnes?
İki yazım hatası var, kolonlar kaymış ve zımba yatay değil dikey.
Os estávamos vendo na horizontal.
Onlara keskin kenarları boyunca bakıyorduk.
Dez semanas após o diagnóstico, observámos hemianopia com nistagmo horizontal transitório.
Teşhisten on hafta sonra geçici yatay nystamus ile....... hemianopia gözlemledik.
Horizontal, segundo oiço dizer.
Anlaşılan yatay bir konum.
Nós dançamos o mambo horizontal!
Pekâlâ, yatay mambo yaptık, tamam mı?
- Um mambinho na horizontal?
Biraz tango.
Que me interessa que seja a minha prima! ? Hoje vou colocá-la na horizontal.
Kuzenim olması umurumda değil, bugün ortalığı kırıp geçireceğim.
Toda a gente sabe que fizeste os exames na horizontal.
Kürsüye kadar hep uyudugunu hepimiz biliyoruz.
O crânio é aberto com um corte horizontal três centímetros acima das sobrancelhas.
Kafatası, kaşların yaklaşık 2 cm. üzerinden yatay bir kesikle açılır.
Rotação para horizontal.
Dikey dönüşe başlıyoruz.
Como ficar na horizontal, querida?
Sırt üstü yatmak gibi, bebeğim?
Mas o tronco cresce na horizontal, e não na vertical, e pode estender-se quase tanto ao longo do chão, como as suas parentes do sul se erguem acima dele.
Ancak gövde, dikey değil yatay olarak gelişiyor ve güneyli akrabalarının yukarı doğru uzadığı miktar kadar yüzey üzerinde yayılabiliyor.
Horizontal ou vertical?
Dikey mi yatay mı?
Horizontal.
Yatay.
- Pronto, horizontal.
Tamam, yatay.
Chamo-lhe "Bongo". " A ideia é fazer uma linha diagonal ou horizontal.
Bu oyun köşegenlerle ve yatay bir düzlemde oynanıyor.
- Mas este está a ir na horizontal.
- Ama bu ufka doğru gidiyor.
Chuva horizontal.
- Hay allah, yatay yağmur.
Nós consideramos que dormir na horizontal é tentar a morte.
Yatay bir düzlemde uyumayı ölüme özenmek olarak kabul ederiz.
Controlando momento horizontal.
Yatay momentum hakimiyeti.
Estamos a implementar uma evolução armada horizontal em todos os locais activos.
Web sitelerini yatay taramadan geçirdik.
Veja a horizontal.
Sağ yatay.
Horizontal em ordem.
Sağ yatay hazır.
Vinte e seis horizontal.
Soldan sağa 26.
Havia um piano em terceira classe, mas era um horizontal.
Üçüncü sınıfta bir piyano vardı, ama kuyruklu piyano idi.
Se retirarmos a asa de estibordo e a sujeitarmos à fuselajem de bombordo... e fizermos o mesmo com o plano fixo horizontal... verá que temos a base de uma estrutura aerodinâmica... totalmente nova e funcional.
"Skytruck" iki ayrı paralel gövdeden oluşan iki motorlu bir uçak. Bu gövdeler uzun bir kanada ve kuyruğa bağlanıyor. Sol taraftaki hiçbir şey hasar görmemiş.
Eles controlam o horizontal.
Yatayı kontrol edebilirler.
Kenny, vê-me este vinte e seis horizontal.
Bir baksana, soldan sağa 26.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]