Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hud
Hud translate Turkish
170 parallel translation
Viste o meu tio Hud?
Hud amcamı gördün mü?
O Hud esteve cá ontem à noite.
Dün gece Hud buradaydı, hepsi bu.
- Procuro o Hud.
- Hud'ı arıyorum.
Hud?
Hud?
Hud!
Hud!
Anda lá, Hud.
Hadi be ama, geliyorsan gel.
É o Hud.
Bu Hud olmalı.
- Bom dia, Hud.
- Günaydın, Hud.
Que te parece, Hud?
Ne düşünüyorsun, Hud?
- Não, Hud, obrigado.
- Gerek yok, Hud, sağol.
- O Hud não quis jantar?
- Hud akşam yemeği istemedi mi?
Não andas com a fotografia do Hud, pois não?
Hud'ın resmini taşımıyorsun, değil mi?
Eu vou contigo, Hud.
Ben seninle gelirim, Hud.
Tens uma proposta, Hud?
Bir teklifin mi var, Hud?
És um homem sem princípios, Hud.
Prensipleri olmayan bir adamsın, Hud.
- Viva, Hud.
- Selam, Hud.
Boa noite, Hud.
İyi geceler, Hud.
Obrigado, Hud.
Teşekkürler, Hud.
É a primeira vez que o Hud me convida para ir com ele.
İlk defa Hud onunla bir yere gelmemi istiyor.
Até o Hud pode sentir-se só uma vez por outra.
Hud bile bazı zamanlar kendini yalnız hisseder.
O vencedor é Hud Bannon.
Görünüşe bakılırsa kazanan, Hud Bannon.
Hud, estás tão porco como o porco.
Hud, o domuz neredeyse senin kadar pis gözüküyor.
Bem gostaria de ter ainda a tua genica, Hud.
Keşke ben de hala senin kadar çevik olsaydım.
Fico mais um bocado com o Hud.
Biraz daha Hud'la takılabilirim.
- Tu, Hud. Como sempre.
- Hud, hiç değişmeyeceksin.
- Porque estás a embirrar com ele?
- Niye Hud'a yükleniyorsun?
- Pões o Hud nos píncaros?
- Hud'ı bir şey zannediyorsun.
Ora aí está, Hud.
İşte bu, Hud.
Porque implicas com o Hud, avô?
Neden Hud'la uğraşıyorsun, Büyük baba?
- Olá, Hud.
- Selam, Hud.
- É uma nota de dez dólares, Hud.
- Burada 1 0 dolar var, Hud.
- Hud?
- Hud?
Hud, como é que tu podes ser meu filho?
Hud, senin gibi bir adam, nasıl benim oğlum oldu?
- Para ti, Hud.
- Sana bakıyorum, Hud.
- Não o mandes embora, Hud.
- Gönderme onu, Hud.
O Hud está à espera.
Hud, öleceğim günü iple çekiyor.
Ajudaste-o como, Hud?
Nasıl yardım ettin, Hud?
Adeus, Hud.
Hoşça kal, Hud.
Hud.
- Hud!
Como sabe, o Hud não deixou testamento e não tinha família.
Bildiğiniz gibi Hud vasiyet bırakmadı ve ailesi de yok.
Quando é que as acções serão postas no mercado? - 1 de janeiro.
Hud'ın portföyünün piyasayı ne kadar yakın?
- Podemos enfatizar a morte do Hud.
Hud'un ölü olması üzerinde duracağız.
- Viva o Hud!
Çok yaşa Hud!
Temos problemas de segurança aqui na Hud.
Burada, Hudsucker'da bazı güvenlik sorunlarımız var gözüküyor.
A fonte do Smith está na direcção da Hud.
Smith'in Hudsucker kurulunda üst düzey bir kaynağı var.
Que a Hud viva por muito mais.
Çok yaşa Hud!
- "Hud."
- "Hud."
- DDI, MPCD e HUD.
- DDl, MPCD ve HUD.
O problema é, que acho que te puseste entre a espada e a parede com esta coisa das HUD
Korkarım ki şu TOKİ meselesinde kendi kendini köşeye sıkıştırdın?
- Hud.
- Hud.
Vá lá, Hud!
- Haydi, Claude!