Translate.vc / Portuguese → Turkish / Humor
Humor translate Turkish
4,725 parallel translation
O meu pai dizia-me : "Tu tens uma escolha. Podes ficar de mau humor..."
Babam bana, " Seçme şansın var ister sinirli olmayı...
Estou de bom humor!
Keyfim güzel!
Ouça, o ministro está de bom humor hoje envie algumas meninas da faculdade até à sua casa na fazenda.
Dinleyin, Bakan'ın bugün keyfi yerinde Çiftlik evine birkaç güzel üniversiteli kız gönderin.
Se o ministro está de bom humor, por que você não o agrada?
Eğer Bakan'ın keyfi yerindeyse, neden onu sen memnun etmiyosun kii?
- Sim. - E não vai estar de bom humor.
- Pek de hoş hâlde olmayacak.
Tem um sentido de humor cruel, chamando-me ao hotel onde a minha filha exerce o ofício dela como o que aparentemente é uma prostituta patriota.
Benimle, kızımı vatansever bir fahişe olarak işini yaptığı otelde buluşmak istemiz, gerçekten korkunç bir espri anlayışınızın olduğunu gösteriyor.
- Sim. Um humor perigosamente mau.
Evet, tehlikeli derecede kötü.
Eu também tenho sentido de humor.
Ben de espriden anlıyorum.
Tento aliviar a carga com um pouco de humor.
Az biraz espriyle iş yükünü hafifletmeye çalışıyorum işte.
Olha quem está de bom humor.
Birden keyfin yerine gelmiş.
Deve ter um senso de humor muito deformado.
Çok çarpık bir mizah anlayışın olmalı.
Não estou com disposição para o teu humor negro.
Kara mizahını çekecek durumda değilim.
Ele viu que eu precisava de estabilizadores de humor, cinco minutos depois de me conhecer.
Toplantıya beş dakika kala, sakinleştirici almam gerektiğini tespit edebildi.
O lixo está a deixar-te com mau humor.
Etrafımızda bu kadar çöp varken çok aksi birisi oluyorsun.
- Está a deixar-te com mau humor.
Çöp yüzünden değil.
Os pais não têm um grande sentido de humor em relação a estas coisas.
Babaların böyle konularda pek espri anlayışları yok gibidir.
Podes ficar ai sentado e de mau humor ou contar-me o que aconteceu.
Orada oturup somurtabilir ya da bana ne olduğunu söyleyebilirsin.
mas é com este humor que estou.
Kusura bakmayın ama ben de bu havadayım.
Estou de bom humor hoje. - Vou tratar-te com calma.
- Sana sert davranmayacağım.
O comportamento sexual compulsivo, a fixação oral, a falta de medo e as variações de humor são tudo sintomas.
Dürtüsel cinsel davranışlar, yemeye düşkünlük, korkusuzluk ruhsal durum değişkenliği, bunlar hep semptomları.
E, está a tomar estabilizadores de humor para o comportamento.
ve davranışsal problemleri için, dengeleyiciler kullanıyor.
Não acho que o envenenamento por TCE afectasse o humor dela.
TCE zehirlenmesinin ruh halini etkilediğini sanmıyorum. Aradığınız cevap bu değil.
Alguém te pôs de bom humor.
Biri senin moralini bozmuş.
Não, acho que ele tem um sentido de humor estranho.
Hayır. Sanırım tuhaf bir espri anlayışı var.
Eu tenho senso de humor.
Ben de espriye karşı anlayışlıyımdır.
Nessa tarde, estava com tão mau humor.
O gün çok kötü durumdaydım.
Desculpa. Estou de mau humor.
Özür dilerim, keyfim yerinde değil.
E aí está o teu sentido de humor.
İşte bu mizah anlayışından söz ediyordum.
Qual é o teu humor hoje?
- Nasıl bir havadasın?
Sempre que o Toby liga, sais da sala e mudas de humor.
Toby her aradığında odadan çıkıyorsun. Tavırların değişiyor.
Sim, no entanto, não é a hora do humor, Porque estamos no meio de um brinde.
Pek şakanın sırası değil çünkü kadeh kaldırıyorduk tam da.
Eu acho que eu tenho sido julgar o humor errado.
Sanırım ortamdaki havayı yanlış değerlendiriyorum.
Eu gosto de vocês, porque você tem um grande senso de humor.
Sizi sevdim çünkü güzel bir espri anlayışınız var.
Que sentido de humor.
Ne espri ama.
Vai mesmo sentir falta deste bom humor todas as manhãs?
Her sabah bu güneş ışığını gerçekten özlüyor musun?
Ainda continuo de bom humor!
Ben umutlu bir ruh hali hala yaşıyorum!
Melhora o humor.
İnsanı moda sokuyor. Uzun zaman önce senden bir şey aldım Ajan Briggs.
Mana, ele está de mau humor.
Tam da havasında. Başın belada mı acaba?
Deus também consegue ter sentido de humor, Sr. Bohannon.
Tanrı'nın da espri anlayışı olabilir, Bay Bohannon.
Bem, então tem um humor do inferno.
Çok espriliymiş o zaman.
Sentir o humor e responder de acordo.
Onların ne hissettiğini anlayabiliyor ve ona göre davranabiliyorlar.
O teu homem de confiança tem falta de sentido de humor.
Demirbaş adamının espri anlayışı yokmuş.
- Acordada e de mau humor.
- Kendinde ve huysuz.
Parece que alguém está de mau humor.
Birileri pek keyifsiz.
Não, eu pensei que esta fosse a aula de ginástica. Querida, não estamos com humor para brincadeiras.
Hayır, beden eğitimi dersi için geldim.
Eles não... Entendem o meu humor.
onlar benim şakalarımı anlamıyor.
Ainda estragas o meu bom-humor.
Tüm keyfimi kaçırabilirsin.
- Que mau humor, meu senhor.
Espri anlayışınız çok kötü, lordum.
A tua sorte é ela estar de bom humor.
Şanslısın ki bugün neşesi yerinde.
Estamos de bom humor?
İyi hissediyoruz, değil mi?
Talvez esteja mesmo a criar sentido de humor.
Sonunda elde edilebilir mizah duygusu.