English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Hyatt

Hyatt translate Turkish

120 parallel translation
E o Mace, o Miguel, o Hyatt?
Peki Mace, Miguel, Hyatt?
Hyatt, a próxima será no meio.
Tamam, bir sonraki tam ortaya gelecek.
Hyatt, por que foste o único a escapar?
Hyatt, nasıI oldu da bir tek sen kurtuldun?
O Hyatt quer-te para ele.
Hyatt seni kendine istedi.
O Hyatt está morto. O Chato também.
Hyatt öldü, Shadow da.
Tantas que tiveste de te deitar com o desgraçado do velho Hyatt.
Geri zekalı Hyatt'la yatacak kadar mı özledin?
- Alice Hyatt.
- Alice Hyatt.
- Hyatt.
- Hyatt.
Hyatt.
Hyatt.
Menina Hyatt.
Bayan Hyatt.
O meu é Alice Hyatt.
Benimki de Alice Hyatt.
Viva, Hyatt.
Hey gidi Hyatt.
É a Menina Hyatt?
Siz Bayan Hyatt mısınız?
- A Sra. Hyatt.
- Dul Bayan Hyatt.
A mercearia não vai fazer queixa dele, Sra. Hyatt.
Market sahibi şikayette bulunmayacak Bayan Hyatt.
Tens aceitado dinheiro do Donny Hyatt?
Donny Hyatt'ten para mı aldın?
O Donny Hyatt e o Bill Fails não namoram.
Donny Hyatt ve Bill Fails sürtmüyorlar.
Recomendei-lhe o Hyatt Regency, na Rua Drumm.
- Onu Hyatt Regency'e gönderdim.
Hyatt... Regency?
- Hyatt Regency mi?
Por favor leve-me o mais rápido possível ao Hyatt...
Beni mümkün olduğunca çabuk Hyatt'a götürür- -?
- Encontrou um quarto no Regency?
- Hyatt Regency'de ki odanızı buldunuz mu?
como parte do plano para atrair turismo e convenções a cidade gastou 13 milhões de dólares em taxas para construir o Hyatt Regency Hotel
Fuarları ve turizmi şehre çekmek amacıyla vergilerle toplanan 13 milyon dolarla bir Hyatt Regency Oteli inşa edildi.
Apesar de a maioria das pessoas de Flint não poderem pagar um quarto no Hyatt.... o hotel permitiu ao publico no dia de abertura entrar e andar na única escada rolante da cidade.
Flint'te yaşayanların çoğu artık Hyatt'ta oda tutamayacak kadar fakirleşmiş olsa da otel açılışını halkla birlikte yaptı ve şehrin ilk yürüyen merdivenine binmesine izin verdi.
A cidade teve dificuldade em atrair grandes convenções para o Hyatt.
Şehir, büyük toplulukları Hyatt'a çekmekte zorlanıyordu.
O Hyatt entrou em falência e foi posto à venda.
Hayat iflas etti ve satışa çıkarıldı.
Para o Hyatt.
Hyatt.
À convenção farmacêutica. Vou falar com o pessoal do Lyndon.
Hyatt'taki Eczacılar Birliği Kongresi'ne.
- No Hyatt.
Hyatt Otelinde.
Já fiquei no Hyatt.
Evet, Hyatt'ta kalmıştım.
No hotel Continental Hyatt House.
Continental Hyatt House.
Que tal o novo Hyatt?
Peki ya Nevada'daki Hyatt oteli?
Parece que Eddie Thomas talvez tenha de mudar o nome para "Bisbilhoteiro", depois de um incidente hoje no Hyatt Resort.
Hyatt'ta olan bu olaydan sonra Eddie Thomas ismini "dikizci" olarak değiştireceğe benziyor.
Tem calma! Ninguém mata ninguém num Hyatt.
Rahatla, insanlar Hyatt'ta cinayet işlemezler.
Noutras cadeias de hotéis, talvez. Mas não no Hyatt.
Başka otellerde olabilir, ama Hyatt'ta, olmaz.
E comecei e me ocupar de seminários de fim de semana no aeroporto de Hyatt.
Havaalanındaki Hyatt'da hafta sonu emlakçılık seminerlerine katıldım.
Sr. Harris, bem vindo ao Park Hyatt Tokio.
- Bay Harris, Tokyo'ya hoşgeldiniz. - Sağol.
Sr. Harris, bem vindo ao Park Hyatt Tokio.
Bay Harris, Park Hyatt, Tokyo'ya hoşgeldiniz. - Çok teşekkürler.
O Hyatt, de Newport, a piscina do Hotel Four Seasons, onde todo mundo se casa ou a linda catedral de vidro com vista para o mar da Capela Wafers?
"Hyatt Newporter" oteli mi? Herkesin evlendiği "Four Seasons Hotel" in yüzme havuzu mu? Veya Wayfarer Kilisesi'nin okyanus manzaralı, harika cam katedrali mi?
E se reduzisse a recolha de lixo para uma vez por semana em toda a cidade e pusesse as testemunhas no Hyatt Inner Harbor?
Hatta şehirde çöp toplanmasını haftada bire indirip görgü tanıklarını da "Hyatt Inner Harbor'a" yerleştireyim nasıl olur?
Sr. Hyatt, acredita que agora vai mesmo acontecer?
Bay Hyatt, bu sefer idam edileceğine gerçekten inanıyor musunuz?
Os Hyatt precisam de virar a página, tal como o povo deste estado.
Bu ülkenin insanları kadar, Hyatt ailesi de davanın bitmesini hak ediyor.
E um jovem casal, Willa e Shelby Hyatt.
Ayrıca iki genç ebeveyn, Willa ve Shelby Hyatt.
Wilson e Bill Hyatt pegaram-se ontem na conferência de imprensa.
Wilson ve Bill Hyatt, dün basın toplantısındaydılar.
E Bill Hyatt é o tio da Jesse.
Bill Hyatt, Jesse'nin amcası.
Podes ter razão, mas eu vou começar com os Hyatt.
Haklı olabilirsin, ama ben Hyatt ailesinden başlayacağım.
Qual é a vossa relação com os Hyatt?
Hyatt ailesi ile olan ilişkiniz nasıl?
Sr. e Sra. Hyatt, agradeço que me tenham recebido.
Bay ve Bayan Hyatt, benimle konuşmaya vakit ayırdığınız için çok minnettarım.
Sra. Hyatt?
Bayan Hyatt?
Terry Oaks, Shelby e Willa Hyatt.
Terry Oaks, Shelby ve Willa Hyatt.
Diz aqui que o Parsons chegou ao local... e encontrou o Jesse Hyatt na loja.
Tamam, burada yazılana göre Parsons olay yerine gitmiş ve Jesse Hyatt'ı dükkanda bulmuş.
- Hyatt.
Hyatt.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]