Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ian
Ian translate Turkish
4,410 parallel translation
Não fales sobre o Ian.
Ian'dan bahsetme.
- Estávamos a falar sobre o Ian.
Bizde Ian hakkında konuşuyorduk. Gerçekten mi?
- A sério? - Conheces o Ian?
Ian'ı iyi biliyor musunuz?
O Ian disse que ela é uma modelo.
Ian onun bir model olduğunu söylüyor. Evet.
O Esmond diz : "O Ian está em guerra há anos".
Esmond "Ian yıldır yıllardır savaşta" dedi.
O Ian é um quebra cabeça.
Ian bir bulmaca.
Ian.
Ian.
O Ian quer ter a sua cama, quando voltar.
Ian eve döndüğünde yatağını geri ister.
- Alguma mensagem do Ian?
- lan'dan yeni mesaj var mı?
- Estava à procura do Ian.
- Ian'ı soruyor.
O Ian fugiu, o Lip está na Universidade,
- lan kaçtı, Lip üniversitede.
O Ian?
Ian mı?
Chamo-me Dr. Ian Gray.
İsmim Dr. Ian Gray.
- Olá. Ian.
- Merhaba, Ian.
Ian, olha para ele.
Ian ona bir bak.
- Dr. Gray, obrigado por vir.
Dr. Ian Gray buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler.
É o Ian Gray?
Merhaba. Ian Gray ile mi görüşüyorum?
Dr. Ian Grey.
Dr. Ian Gray.
Sou o Dr. Ian Gray.
Ben Dr. Ian Gray.
Ian...
Ian.
Ian, já faz semanas.
Ian haftalar oldu.
Salomina, eu sou o Ian.
Salomina ben Ian.
Chamo-me Ian.
Adım Ian.
- Ian Gray.
Ian Gray.
Que diabos estás a fazer?
Ne yapıyorsun Ian sen?
O Ian aprende rápido. Tem-te observado.
Ian çabuk öğrenen biridir.
O Ian pode monitorizar os trajectos do vôo.
Uçuş rotasını Ian izleyebilir.
O Ian descobriu aquilo que tu fizeste ao vídeo.
Ian, videoya ne yaptığını tespit etti.
O Ian aprende rápido.
Ian çabuk öğrenen biridir.
O Ian provou a capacidade dele, Naveed.
Ian kendini kanıtladı Naveed.
- Bom trabalho, Ian.
İyi iş çıkardın Ian.
Senta-te, Ian.
Otur yerine Ian!
A CIA confirmou que o Ian e a Margot Al-Harazi estão mortos e que o Bauer tem o dispositivo de interceção.
CIA, Ian ve Margot Al-Harazi'nin öldüğünü ve komut cihazının Bauer'de olduğunu doğruladı.
Ian, pára com isso.
- Ian, kes şunu.
Ian!
Ian!
Talvez o Ian o tenha visto.
Belki Ian görmüştür.
O Ian?
Bi'dakika. Ian?
Estava aqui com o Ben, e o Ian estava num ensaio fotográfico.
Ben'le birlikteydim, Ian'da fotoğraf çekiyordu.
O Ian Weaver forjou o seu álibi.
Ian Weaver'ın delilleri yalandı.
Muito bem, então, o Kevin liga para casa do Ian e da Robin, na segunda-feira à noite, Na terça-feira à noite, está morto.
Pekâlâ, Kevin pazartesi gecesi Ian ve Robin'ın evini arıyor, salı gecesi ölü bulunuyor.
Excepto que o Ian saiu terça-feira à noite, e mentiu sobre o seu álibi.
- Ian'ın salı gecesi dışarıda olduğunu ve deliller hakkında yalan söylediğini varsayarsak.
Se não pudermos ligar o Kevin à morte do John, então, não podemos ligar o Ian à morte de Kevin.
Eğer Kevin'la John'un ölümü arasındaki bağlantıyı bulamazsak, o zaman Ian'la Kevin'ın ölümü arasındakini de bulamayız.
Ian, não vejo qual seja o problema.
- Ian, problem ne anlamıyorum.
No Verão de 2010, o Ian fotografou os incêndios florestais que o Kevin estava a combater.
- 2010 yazı, Ian Kevin'ın mücadele verdiği orman yangınının fotoğrafını çekmiş.
Isso coloca-os na mesma parte do país.
Bu onları aynı şehirde yaşadıklarını gösterir. - Ian'ın Kevin'la bir bağlantısı olduğunu göstermez.
- O Ian falsificou aquela fotografia. - Não liga o Ian ao Kevin.
- Ian'ın Kevin'la bir bağlantısı olduğunu göstermez.
- Não liga o Ian ao Kevin.
- Ian'ın Kevin'la bağlantısı olduğunu göstermez.
Precisamos de lugar o Ian ao Kevin.
- Ian'ı Kevin'a bağlamalıyız.
O Ian ainda está desaparecido.
Ian hala kayıp.
- Ian?
- Ian?
Não liga o Ian ao Kevin.
- Ian'ın o fotoğrafı sahte.