Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ibiza
Ibiza translate Turkish
166 parallel translation
- Em Ibiza?
- İbiza'da mı?
Foi a Ibiza o ano passado.
Geçen yıl İbiza'ya gittiniz.
Uma vez vi um homem de Ibiza a escrever um livro sobre falsificações.
Bir zamanlar sahtekarlıklar hakkında kitap yazan... bir adam, Ibiza'dan Paris'e beni görmeye geldi.
Nesse meio tempo compreenderão. Encontrei François por acaso e na ilha de Ibiza caímos na maior série de escândalos em toda a história da falsificação.
Şimdiye kadar anladığınız üzere François'le anlaştık... ve Ibiza adasında kendimizi... tüm sahtekarlık tarihinin en büyük skandallarının... içinde bulduk.
E aqui, terei de marcar, nesta pequena ilha onde estão os dois grandes truques que assinalamos :
ve işte tam burası - İşaretliyorum. İşte bu küçük adada iki müthiş sahtekarlık gün yüzüne çıktı - Ibiza.
Uma ilha. Duas Ibizas.
Tek bi ada, iki Ibiza.
Eu vim para lbiza em 1959 após achar que um certo aspecto da minha vida na América estava a tornar-se difícil.
Ben 1959 da, Amerikadaki hayatımın vaziyetin kesin... bir şekilde zorlaştığını farkettiğimde... Ibiza'ya geldim. Bir süre avrupa'da dolandım.
Este é o charme de Ibiza, é o que faz gostarmos de morar aqui.
Ibiza'yı Ibiza yapan bu. Burada yaşamayı bu yüzden seviyoruz.
Ibiza é lbiza e aqui as pessoas estão sempre a fazer consigo mesmas, todas as coisas estranhas por isso não deveriam estar chocadas.
Ibiza Ibiza'dır, ve burada insanlar kendileridir, anlarsınız ya... insanlar daima oldukça ilginç şeyler yaparlar, bilirsiniz. Bu yüzden asla şaşırmamalısınız.
"Numa casa de £ 60.000 na ilha mediterrânea de Ibiza, Elmyr de Horay, o maior falsificador de arte do mundo, levou apenas uma hora para desenhar um Modigliani original."
- Bu fevkalade. "bir akdeniz adası olan Ibiza'da..." "Dünyanın en iyi sahteci ressamı Elmyr Dory-Boutin'in orjinal bir Modigliani tablosu çizmesi yalnızca bir saatini aldı"
- E aqui...
- Seni büyük bir partiye davet etmeye geldim. Ibiza'daki bir başka ressam.
Vim convidá-lo para uma grande festa. A Life pagou-lhe para ilustrar a história, assim como Irving a contou. Ainda outro artista de Ibiza.
Irving'in dediğine göre, hayat, onu hikayeyi resmetmek için karşısına çıkarmıştı.
- Sim. Katie, avisa o Colin que a Janet vai para Ibiza.
Neden Colin'e yazıp, Janet'in Ibiza'ya gideceğini bildirmiyorsun?
Trouxe as tuas T-shirts de Ibiza.
İstediğin İbiza tişörtlerini aldım.
Em Ibiza.
İbiza'da.
- Porquê Ibiza?
- Neden Ibiza?
- Porque não Ibiza?
- Neden olmasın?
New Order foram para Ibiza e levaram dois anos para fazer o disco.
New Order Ibiza'ya gitti ve albüm kayıtları iki sene sürdü.
Gosto de pensar que sou Ibiza.
İbiza olduğumu düşünmek güzel.
Sou Ibiza!
Ben İbiza'yım!
Bem... Eu conheço Ibiza...
Ibiza'yı biliyorum.
Parecem as botas de Ibiza.
- İbiza ayakkabılarına benziyor.
Por amor de Deus. Muita gente já tirou fotografias Topless nas férias em Ibiza, não?
Tanrı aşkına.Bir sürü insan İbiza tatilleri sırasında üstsüz fotoğraf çektiriyorlar, öyle değil mi?
Pu-lo no Vaughn, ele está numa estrada fora de Ibiza.
Vaughn'un üstüne koydum. Ibiza dışında bir yolda.
Arranjamos montes de erva quando estivemos em Ibiza.
Ibiza`dayken çokça marihuana aldık.
Olá, Ibiza!
Merhaba, İbiza!
Onze anos. Onze anos em Ibiza a tocar em alguns dos melhores clubes do mundo.
Onbir yıl Frankie, İbiza'da onbir yıl dünyanın en iyi kulüplerinde çalıyorsun.
É o teu 11º ano, Frankie, a tocar em Ibiza. Deves estar emocionado.
Bu senin İbiza'daki onbirinci yılın Frankie, çok heyecanlı olmalısın.
"Ibiza é"
İbiza,
Carlize Bondo, Ibiza Beat.
Charlize Bondo, Ibiza Beat.
Na praia em Ibiza?
lbiza kumsallarında olan mı?
Tenho de te lembrar de Ibiza?
İbiza'yı unuttun mu?
Apanhou o avião para Ibiza esta manhã.
Uçuş kayıtlarına göre bu sabah Ibiza'ya gitmiş.
Vai ser género Ibiza.
İbiza gibi falan olmalı.
Um dia estávamos numa rave em Ibiza e ligou-nos a meio da noite a dizer que tinha ficado noivo.
Birgün İbizada çılgınca eğleniyorduk sonra gece yarısı bir telefon geldi. Nişanlanmış...
E então, eu acabo comendo só em um Formica mesa debaixo de uma lâmpada incandescente oscilante enquanto você, está em uma praia em Ibiza que é esfregado com manteiga de cacau por seu amante novo perto de que você nunca pode adquirir também!
Sonunda ben formika masalarda karnımı doyurmaya çalışırken, sen İbiza plajlarında güneşlenirsin ve sana istediği kadar yakınlaşabilen yeni sevgilin sırtına kakao yağı sürer!
- Ibiza.
- Ibiza.
- Ibiza?
- Ibiza mı?
A última vez que a vi foi em Ibiza.
Onu en son Ibiza'da gördüm.
Estás a falar da Ibiza, "lá vai a Tara Reid para a praia"?
Ünlülerin plajlarında sızdığı Ibiza mı?
- Fomos para a Europa. Acabámos em Ibiza.
Avrupa'ya gittik ve en son Ibiza'ya vardık.
O namorado foi abandonado em Ibiza.
Erkek arkadaşını İbiza'da başından atmış.
Meu Deus, foi mesmo para Ibiza?
Tanrım, gerçekten Ibiza'ya mı gitmiş?
Ibiza.
Ibiza mı?
Ibiza.
Ibiza.
O biquíni fica no armário e vou ao site de Ibiza.
Oraya gidemiyorum ama Ibiza internet sitesine bakabilirim.
Ibiza, Ibiza, Ibiza.
Ibiza... Ibiza, Ibiza...
Ibiza não é lugar para a sociedade snob.
Ibiza kesinlikle züppe sosyeteye göre bir yer değil.
É lbiza.
Burası Ibiza ve buranın çekiciliği bu zaten.
Outra pessoa de Ibiza.
Connecticut'a, evet. Ibiza'dan birisi daha.
Nunca lá estive...
- Ah öyle mi? İbiza'ya hiç gitmedim.