English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Importe

Importe translate Turkish

1,197 parallel translation
Espero que não se importe que eu te reviste.
Üzerini aramamın sakıncası..
Espero que não se importe.
Oh, umarım sorun değildir.
Duvido que ele se importe com isso.
Onu da götürürsem çok ihtiyatlı olmam gerekir.
E que não se importe de receber ordens de uma mulher.
- Ee, ve General, bir kadından emir almaya razı olduğundan emin olun.
Espero que não se importe, mas levo a Annie por segurança.
Umarım sakıncası yoktur. Annie'yi de yanımda götürüyorum.
Espere que não se importe que eu passe por aqui para o visitar.
Umarım ziyaretine geldiğim için bana kızmazsın.
Espero que não se importe, a Helen disse que podia usá-lo.
Helen bilgisayarı kullanabileceğimi söyledi.
Consegui pôr o Alvarez no caminho da redenção, consegui que se importe.
Alvarez'i dönüş yoluna çıkarttım. Onun şefkat göstermesini sağladım.
Não que me importe.
Bana hava hoş tabii.
Espero que não se importe por eu ativar este programa.
Umarım programı benim aktif ettiğimi düşünmüyorsundur.
Peço desculpa. Espero que não se importe.
Üzgünüm, umarım sorun etmezsin.
- Não se importe com o dinheiro!
- Siktir et parayı!
Espero que o seu amigo näo se importe que eu vá.
Umarım arkadaşın gelmemden rahatsız olmaz.
Desde que não se importe com cicatrizes feias.
Büyük bir iz kalmasına aldırmayacaksa.
Espero que não se importe.
Umarım sakıncası yoktur.
Espero que não se importe de aparecer assim.
Pat diye gelmeme aldırmazsınız umarım.
Espero que não se importe. Falamos de muitas coisas.
Sakıncası yoktur umarım, bir sürü şey konuştuk.
Espero que não se importe se invadirmos a sua festa.
Bu küçük partiye katılmamıza izin verirsiniz herhalde.
Espero que não se importe.
Umarım bunu önemsemez.
Não que me importe.
Umursadığımdan değil.
Espero que não se importe de eu aparecer assim.
Umarım böyle uğramama alınmazsın.
Não que me importe, mas como foi o fim-de-semana de todos?
Pekâlâ, çok da umurumda değil gerçi ama hafta sonunuz nasıl geçti?
Espero que não se importe?
Umarım buna aldırmazsın.
Um garoto já tem vários problemas neste mundo. Não que isso importe.
Bir çocuğun, nereye ait olduğunu bilmediği bu dünyada yeteri kadar sorunu oluyor zaten.
Espero que não se importe que tenha ligado a música.
- Umarım müzik setini kullanmamın sakıncası yoktur.
Ninguém que se importe.
Kimse önemsemez.
Não que me importe se me passares a mangueira.
Başından aşağı su döksen aldırmam.
Espero que não se importe... mas já passei por tudo isso com minha mãe.
Umarım, senin için bir sakıncası yoktur ama bunları annem sayesinde yaşadım.
Poupe o seu latim para alguém que se importe.
Avukatlığını, umursayan birilerine sakla.
Não quero é que lhe importe a ele.
Onun için sorun olmasını istemiyorum.
Não que isso importe agora.
Şu anda bunun bir önemi yok.
Espero que você não se importe.
Umarım senin için sakıncası yoktur.
Oxalá não se importe. Fiz uma vistoria ao barco com os meus homens.
Umarım kusura bakmazsınız, adamlarımla gemiyi inceledik.
Diga isso a alguém que se importe.
Git kulak veren birilerine derdini anlat.
Espero que não se importe de esperar.
Beklemekten sıkılmazsınız umarım.
Espero que não se importe que espreitemos um pouco.
Umarım etrafa bakmamızın sakıncası yoktur.
Espero que não se importe.
Umarım sorun olmaz.
Espero que não se importe que diga isto, mas parece um pouco jovem para este tipo de negócio.
Umarım bunu söylememden rahatsız olmazsın, bu tarz bir iş için oldukça genç görünüyorsun.
Não se importe comigo.
- Bana bir başka fikir daha verme.
Não é que me importe. Ela já não me interessa. É tua culpa, confundiste-me.
Umurumda bile değil, sen beni siktin oğlum.
Sim, desculpa que me importe.
Önemsediğim için kusura bakma.
Duvido que isso importe.
- Fark edeceğini sanmam.
- Inga? Não é que me importe com o que fazes!
- Umurumda bile değil, tabii ya!
Espero que não se importe do meu filho lhe indicar o caminho.
Oğlumun size eşlik etmesinde bir sakınca yoktur umarım.
Espero que não se importe que eu tenha vindo, mas estive a pensar...
Umarım sizi gelmemin bir sakıncası yoktur, Bay Poirot.
Sim, espero que não se importe.
- Evet.
Espero que não se importe, Frank.
Umarım...
Não se importe.
Belkide onun kaybetmesine izin vermelisin.
Espero que não se importe de andar.
Umarım ufak bir yürüyüşe aldırmazsın
Espero que não se importe.
Umarım sizinle daha iyi olur.
Não que isso importe...
Bunu garanti ederim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]