English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Insígnia

Insígnia translate Turkish

268 parallel translation
Era a insígnia respeitável do mineiro, e eu invejava-o no meu pai e nos meus irmãos graúdos.
Bunlar, kömür madencisinin madalyasıdır. Babama ve yetişkin ağabeylerime imrenirdim.
E muitas vezes vi a cabeça de um índio, a vossa insígnia, quando ia em patrulha.
Devriyede kaç defa senin filonun Kızılderili başlı amblemini görmüşümdür.
Se é isso o que sente, porque não usa uma insígnia?
Eğer böyle hissediyorsan, neden bir rozet takmıyorsun?
A nossa insígnia.
Rozetimiz.
Até te empresto a minha insígnia.
Lütfen. Tabii, rozetimi de takabilirsin.
Pisaste a insígnia da escola.
Okulun armasına bastın.
O corpo, a alma e a insígnia.
Gvdesi, ruhu ve rozetiyle ona ait.
Ele encontrou isto. A insígnia de Akizuki!
Bunu bulmuş.
Conheci Old Bill McClintoc... o que usava a insígnia no Território índio, antes de si.
Yaşlı Bill McClintoc ile tanıştım senden önce Yerli Bölgesi rozetini taşıyordu.
Ele usa a insígnia... de Bill McClintock, que morreu usando-a!
Bu adam onur rozeti taşıyor... Öldüğünde Bill McClintock'un üzerindeydi.
Verão muito esta insígnia.
Rozetinde şanslı görünüyor.
Onde está a sua insígnia?
Rozetin nerede?
As pessoas ficarão orgulhosas vendo esta insígnia.
Vatandaş bu rozeti görünce gurur duyacaktır, Marshall.
De algum modo ficou com a insígnia, e acham que é um delegado.
Bir şekilde rozeti takmışsın, sanırım Marshall olmuşsun.
A sua insígnia.
Rozetin.
Os rapazes querem tocar na sua insígnia.
Çocuk rozete dokunmak istiyor.
Tocar na minha insígnia?
Rozetime dokunmak mı isityorsun?
- Usa a insígnia dele!
- Rozet takıyorsun.
É a insígnia de um guarda de Karnak.
Karnak muhafızlarının rozeti. - Olabilir.
"Fez um juramento quando lhe deram a insígnia."
"Bu rozeti taktıkları zaman yemin edersin"
- O senhor usou tal insígnia?
- Siz bu nişanı taktınız mı?
Vamos, insígnia nos só uma pata!
- Zoe, hiç değilse biraz bacağını aç!
Insígnia nos as patas! Tia boa!
- Rahat dur, sakinleş biraz!
Os vigias viram a insígnia de Octavian?
Gözcüler, Octavian'ın sancağını gördü mü?
Traz a insígnia dele?
Sancağı çekildi mi?
Talvez Lorde António tenha atacado um navio com a insígnia de Octavian.
Lord Antony, Octavian'ın sancağını çekmiş bir gemiyi mahmuzlamış olabilir.
E perdeu a sua insígnia ao longo dos anos?
Geçen yıllarda rütbeni de indirdiler herhalde, ha?
- A minha insígnia.
- Rozetim.
Fique com a insígnia, Sr Cooper.
Al şu rozeti, Cooper.
Ele foi para o seu outro gabinete e quando saiu, ele percebeu que ia perder o comando e tinha agora uma insígnia de duas estrelas de Contra-Almirante.
Bitişikte ofisine geçti. Komutanlıktan alınacağını hissetmiş olmalı ki, geri geldiğinde iki yıldızlı tuğamiral rütbeleri takılıydı.
E por que me deu ele a insígnia?
Bana amblemi vermeye onu ne sevk etti?
- O quê? A insígnia daquele homem é Esquadrão Azul.
O adam, Mavi Filo'nun işaretini taşıyor.
Porque estão a usar a insígnia do nosso esquadrão.
Çünkü, bizim filonun işaretini taşıyorlar.
Só que eu tenho uma insígnia para provar que sou bonzinho.
Onlardan tek farkım, bronz rozetimin olması.
Era a insígnia da 1ª Divisão de Infantaria.
O, Birinci Piyade Tümeni'nin sembolüydü.
- De que cor é aquela insígnia?
- İçerdeki ne renk?
A única diferença entre ele e nós, é nós usarmos insígnia.
Onunla bizim aramızdaki tek fark rozetlerimiz olacak.
Uma insígnia.
Bir bayrak.
- Insígnia os, irmã!
- Haydi kardeşlerim.
É verdade, que quando o encontraram... ainda tina os galöes e a insígnia, no uniforme?
Onu bulduklarında şerit ve rütbelerinin... hala üniformasının üzerinde olduğu doğru mu komutanım?
Ficarei com uma escolta de 30 homens e com o título e insígnia de Grão-Senhor.
Elimin altında 30 kişilik bir birlik olacak ve "Ulu Efendi" ünvan ve nişanları uhdemde kalacaktır.
Mas o meu pai mantém o seu título e insígnia.
Ama o ünvan ve alâmetleri babam elinde tutuyor.
O Imperador concede-lhe a Ordem da Insígnia do Chapéu de Rubis, com o direito a ser transportado em cadeira própria, por quatro carregadores.
İmparator sizin Yakut Başlı şapka ile ödüllendirilmenizi emretti... ve kendi makamında... dört kişi ile taşınmanızı da.
E veja esta insígnia.
Ve bu nişana bakın.
Tenho uma insígnia que combina, se quiser.
Eğer istersen ona uyan bir iğnem de var.
Usar alho-porro no gorro, como sabe... é até hoje uma honrosa insígnia de serviço prestado.
Monmouth şapkalarına giydikleri pırasalar, sizin de tabi bildiğiniz gibi majesteleri, şu an bile onurlu bir servis madalyası.
Tu sabe que a insígnia da sua aquele ponto vermelho que todos eles usam sobre as suas costas?
Onun imzasını biliyorsun, değil mi, hani şu giydikleri her kıyafetin arkasındaki kan şeklindeki nokta?
Ao Embaixador e a mim agradou-nos saber que as negociações se iam celebrar numa nave sob a insígnia da Federação.
Büyükelçi ve ben, görüşmelerin Federasyon'un amiral gemisinde... yapılacağını duyduğumuzda çok sevinmiştik.
Então ponha a insígnia.
Rozetini al...
Fui ver com os meus oficiais fiquei ao lado do comandante-chefe, o Almirante Kimmel, e estávamos observando os danos e o massacre e de repente, ele fez este movimento e arrancou a insígnia de quatro estrelas que indicam o posto e o título de Comandante da Armada do Pacífico.
Pasifik Filo Komutanı Amiral Kimmel içerideydi. Durum çok vahimdi. Herkes suratı asık bir şekilde, olan biteni izlemekle yetiniyordu.
Mas ele tem a insígnia de comandante de bordo.
Fakat onun da pilot nişanları var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]