Translate.vc / Portuguese → Turkish / Io
Io translate Turkish
2,293 parallel translation
Fá-Io pensar que a tiraste.
Çıkaracağını zannetsin.
Comemos peru à frente dele e vemo-Io morrer de fome.
Önünde hindi yiyip, açlıktan ölmesini izliyoruz.
Tenho o suspeito em mira e estou a persegui-Io.
Şüpheliler görüş alanımda. Takipteyim.
- Trá-Io para aqui.
- Buraya getir.
Posso encontrá-Io até às escuras.
Her seferinde bulabiliyorum, karanlıkta bile.
Apanhamo-Io novamente.
Onu tekrar getireceğiz.
Eu podia apanhá-Io.
Onu haklayabilirdim.
Prazer em conhecê-Io.
Tanıştığımıza memnun oldum efendim.
Estou a avisá-Io, General Taylor.
Sizi uyarıyorum, General Taylor.
Ei-Io, Coronel.
Burada, Albay.
Agora vou matá-Io.
Onu öldüreceğim.
Vai Ievá-Io ao Sweetheart's ball?
Soyunma odasına dön. Sevgilinin balosunda bunu mu giyeceksin?
Di-Io, diz, ZandaIee.
Söyle, Zandalee, söyle.
Di-Io, diz o meu nome.
Söyle, adımı söyle.
Adorava trazê-Io cá a casa, mas sabes como é difícil...
Buraya gelebilmesini isterdim fakat, bilirsin, zor...
O melhor era convidarmo-Io para jantar.
Belki de arkadaşını yemeğe davet etmeliyiz.
Castiga-me, Senhor, porque se não o consegues deixar, eu obrigo-te a deixá-Io, grande porra!
Tanrı beni çarpsın, çünkü eğer sen onu ter edemezsen ben sana terk ettireceğim!
Venha, Andy quer conhecê-Io.
Jimmy, benimle gel. Andy seni yatak odasında bekliyor.
Só porque estava sozinho com uma miúda a fazer o que ele faria, se pudesse levantá-Io sem ajuda da arma.
Çünkü odada bir kızla yalnızdım diye mi? Eğer silahsız olsaydı onun yapmak istediği şeyi yapıyordum.
O Bill está com ele. Vai trazê-Io a tempo.
Bill onunla birlikte. 1 saat sonra gelirler.
Está bem, então vou mostrá-Io.
Tamam o zaman! Size göstereceğim.
Se insistirem em condená-Io apesar da falta de provas, garanto-lhes que acabarão por acordar no meio da noite, a gritar.
Deliller bu kadar yetersizken müvekkilimi mahkum ederseniz sizi temin ederim bir gün, bir yerde gecenin bir yarısı çığlık atarak uyanacaksınız.
"Queremos o mundo e queremo-Io agora".
Sakalın kabilenin diğer üyelerindeki gibi. Gözlerim Tanrı'nın zaferini ve tekrar yükselişini gördü!
Kara, fá-Io gritar.
Kara, çığlık atmasını sağla.
É bom tê-Io de volta.
Sizi tekrar görmek çok güzel, efendim.
- Vou mostrar-Ihe o gabinete e instruí-Io.
- Size ofisinizi göstereceğim ve açıklama yapacağım.
Descobri como invertê-Io.
Nasıl düzeltebileceğimi biliyorum.
- Não consigo encontrá-Io!
- Bulamıyorum!
- Pode saIvá-Io?
- Kurtulacak mı doktor?
Vamos apertar os calos à Máfia até que eles no-Io entreguem.
Bütün çeteleri biliriz. Onu vermeleri için hepsini sıkıştıracağız.
Não devem matá-Io.
Onu vurmak da başınıza dert açar.
Lembra-te de que combinámos prendê-Io legalmente.
Unutma, onu yasal yollardan tutuklayacağız.
Devias tê-Io conhecido melhor, mas não tiveste oportunidade...
Keşke onu daha iyi tanıyabilseydin, ama fazla şansın olmadı.
- Vais adorá-Io, Al.
Onu çok seveceksin Al.
"Se quiseres alimentar alguém, não lhe dás um peixe, ensina-Io a pescar." O que dizes, Al?
... " Bir insanın karnı doysun istiyorsan ona balığı vermeyecek, balık tutmayı öğreteceksin. Ne dersin Al?
Provavelmente vou guardá-Io por causa da velhice.
Evet ama onu yaşlılık günlerim için saklamak zorunda kalacağım.
- Vamos queimá-Io!
Açı çektirelim şuna!
Al, gostávamos de alugar um filme hoje á noite, pô-Io no videogravador e passar uma noite agradável em casa.
Al, bu akşam bir film kiralayıp video izleyerek evde güzel bir akşam geçirmeyi planlıyoruz.
E eu concordei mas vou mesmo comê-Io!
Ben de kabul ettim ama aslında o keki yiyeceğim!
Ele teria adorado conhecê-Io.
Sizinle tanışmayı gerçekten çok isterdi.
Tenho de o abrir e deixá-Io respirar.
Kutuyu açıp kokusunu duymalıyım.
Podem ficar a admirá-Io, mas não lhe toquem.
Şimdi siz ikiniz bakabilirsiniz ama sakın dokunmayın.
Querida, vem buscá-Io comigo.
Gel beraber alalım, canım.
Astucioso, escondê-Io no único sítio que até a mãe sempre receou pisar.
Çok kurnazca, annemin bile bakmaya korktuğu tek yere saklamışsın.
O pai tem o dinheiro e quer gastá-Io sem nós!
Ve bizsiz harcamayı planlıyor!
Mas fá-Io-emos por 200, se nos deixar tirar uma fotografia consigo, mulher leopardo.
Ama size iki yüze de yaparız. Eğer sen bizimle fotoğraf çekilirsen, leopar kadın
- Fá-Io!
- Yap şunu!
Então, vais matá-Io?
- Onu öldürecek misin?
Eu ia convidá-Io.
Onu ben davet edecektim.
Queremos motivá-Io a ter sexo.
Burada Buck seks yapmak, istesin diye uğraşıyoruz.
Vamos motivá-Io outra vez.
Buck'ı tekrar havaya sokalım.