English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Isobel

Isobel translate Turkish

371 parallel translation
Oh! Olá, Isobel.
Selam, Isobel.
Pode desculpar-me, Isobel?
İzin verir misiniz?
Isobel, posso entrar?
Isobel, içeri gelebilir miyim?
Não é importante realmente, Isobel.
Gerçekten önemli değil, Isobel.
- Adeus, Isobel.
- Hoşçakal, Isobel.
- Vamos a casa da Isobel jantar.
- Isobel'lere akşam yemeğine gidiyoruz.
- Olá. Isobel.
- Merhaba, Isobel.
O irmão de Isobel deu-te um comprimido para dormir esta manhã.
Isobel'in kardeşi bu sabah sana bir uyku ilacı verdi.
Johnnie, porque fizeste tantas perguntas a Isobel acerca daquele veneno?
Neden Isobel'e şu zehirle ilgili soruları soruyordun?
- É IsobeI, minha esposa.
- Karım, Isobel.
IsobeI era uma dessas garotas puras e generosas... que acreditam que um beijo requer um pedido de casamento.
Isobel bir kez öpüşmenin bile evlenme gerektirdiğini düşünürdü.
IsobeI depende cada vez mais de mim.
Isobel giderek bana bağımlı oldu.
Isobel?
İsobel?
- Olá, Isobel.
- Merhaba, İsobel.
Isobel só o convidou porque houve uma desistência.
Bir kişi eksildiği için İsobel onu çağırdı.
Não existe nada entre mim e Isobel.
İsobel ile aramızda hiçbir şey yok.
Isobel, você sabia que William e eu..... vamos entrar juntos em um negócio em Sudão?
İsobel, William'la beraber Sudan'a iş yapmaya gittiğimizi biliyor muydun?
Ele quer que a Srta. Isobel fale com Sr. William em favor dele?
Bayan İsobel, bay William ile bir şeyler konuşmak istiyor.
Depois, levará a Srta. Isobel à sala de jantar. Isto é, se achar alguma roupa preta.
Ayrıca bayan İsobel'i yemek salona getirecek ve ona siyah bir şeyler ayarlamaya çalışacak.
Isobel poderia ficar na cama amanhã.
Bayan İsobel yarın yataktan kalkmaz diye düşünüyorum.
- Cor traiçoeira. - Isobel.
- Çok kurnazca.
- O que Isobel lhe deu?
- İsobel sana ne verdi?
Isobel!
İsobel!
- Achar a Isabel.
- Isobel'i bulmaya.
Achaste a Isabel?
Isobel'i buldun mu?
Apresento-te o projecto de arte, Condessa Margaret Isobel Thoreaux.
Sanat projenle tanış : Kontes Margaret Isobel Thoreaux.
Isobel?
Isobel?
Madelyn Hibbins, Brianna Withridge Condessa Margaret Isobel Thoreaux foram consideradas culpadas de exercer a obscura arte, feitiçaria.
Madelyn Hibbins, Brianna Withridge Kontes Margaret Isobel Thoreaux kara büyü yapmaktan suçlu bulundunuz.
O livro de feitiços da Condessa Isobel Margaret Thoreaux.
Kontes Isobel Margaret Thoreaux'nun büyü kitabı.
Talvez ajude a explicar o que aconteceu em Paris quando toquei no seu túmulo.
Belki Paris'te Isobel'in mezarına dokunduğumda olanları açıklar.
É o símbolo do túmulo de Isobel.
Bu Isobel'in mezarındaki işaret.
Ele não é o que parece, Isobel.
Isobel, pek göründüğü gibi değil.
Isobel entrou na Lana usando o livro.
Isobel Lana'nın içine girdi.
- O nosso futuro começa. - Pega nela, Isobel.
- Ve geleceğimiz başlayacak.
Leva-nos à glória.
- Al onu Isobel.
Não me lembro do que ele fez, mas a Isobel está de volta à História.
Ne yaptığını hatırlamıyorum ama Isobel tekrar tarih oldu.
A Isobel era... -... sensualmente agressiva.
Isobel'in saldırgan bir seksiliği vardı.
Quando estava em Paris, toquei no túmulo da Isobel, depois houve um clarão de luz, e depois só me lembro de acordar no meu apartamento e ter isto.
Paris'teyken Isobel'in mezarına dokununca bir şimsek çaktı uyandığımda evimdeydim ve belimde bu vardı.
Olá, sou a Isobel Stevens, mas chamam-me Izzie.
Merhaba. Ben Isobel Stevens. Herkes bana Izzie der.
Por causa da Condessa Margaret Isobel Thoreaux?
Kontes Margaret Isobel Thoreaux yüzünden mi?
Portanto, aparentemente, quando Isobel foi condenada à morte ela jurou voltar através de um dos descendentes dela.
Anlaşılan, Isobel ölüme mahkum edildiğinde soyundan birinin bedeninde can bulmaya ant içmiş.
Por isso me fez levá-la à sepultura da Isobel, em Paris.
O yüzden onu Paris'te Isobel'in mezarına getirttin.
A Isobel foi condenada por uma mulher chamada Gertrude.
Isobel'i mahkum ettiren, Gertrude adında bir kadındı.
A Isobel jurou que quando renascesse dos mortos destruiria todos os herdeiros de Gertrude.
Isobel tekrar dirildiğinde, Gertrude'un soyunu kurutacağına ant içti.
ela fica nervosa.
İsobel tasalanıyor.
Quando vejo o que IsobeI faz com um homem como Jerry, fico possessa.
İsobel'in ona neler yaptığını gördükçe, asabım bozuluyor.
Sou até mais gentil com IsobeI.
İsobel'e daha şefkatli davranıyorum.
Desculpe, Srta.
Üzgünüm, bayan İsobel.
- Isobel McCordle, minha filha.
- Kızım, İsobel McCordle.
- Com licença.
- İsobel. - Müsaadenle.
Isobel. Isobel.
İsobel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]