English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ivar

Ivar translate Turkish

172 parallel translation
Eu estava a morar num apartamento perto da Franklin com a Ivar.
Franklin ve lvar caddelerinin köşesinde bir dairede yaşıyordum.
Se vocês forem à quinta de jacarés em Tallahassee, digam ao Ivar que o Woody disse olá. Claro.
Tallahassee dışındaki timsah parkına giderseniz Ivar'a "Woody, selam söylüyor," deyin.
Como se veio a saber, chamava-se Lester Ivar.
Sonuçta adının Lester Ivar olduğu ortaya çıktı.
Bem, então... o que fazias exactamente na casa do Lester Ivar?
Peki öyleyse Lester Ivar'ın evinde tam olarak ne arıyordun?
Sabes que o Lester Ivar foi assassinado hoje?
Lester Ivar'ın bugün öldürüldüğünden haberin var mı?
Ninguém acha que mataste o Lester Ivar.
Kimse Lester Ivar'ı senin öldürdüğünü düşünmüyor.
Já ouviste falar de um tipo chamado Lester Ivar?
Lester Ivar diye birinden söz edildiğini duydun mu?
Conhecias o Lester Ivar.
Lester Ivar'tanıyordun.
Em vez disso, encontro o Ivar com balas no peito.
Ama onun yerine, göğsü kurşunla dolu Lester Ivar diye birini buldum.
Não há pacote até me dizeres o que sabes sobre o Lester Ivar.
Paket yok. Ta ki Lester Ivar'a ne olduğunu söyleyene kadar.
O Lester Ivar não tinha asma.
Lester Ivar'ın astımı yoktu.
O Lester Ivar era o investigador... quando o Billy Sullivan desapareceu.
Lester Ivar, Billy Sullivan kaybolduğunda olayı araştıran polisti.
O Lester Ivar esteve na polícia 30 anos.
Lester Ivar, polis gücünde 30 yıl boyunca çalıştı.
És o tipo que apareceu na casa do Ivar.
Ivar'ın evinde ortaya çıkan kişi sensin.
E queres falar comigo sobre o Jack e o Lester Ivar.
Ve şimdi benimle Jack ve Lester Ivar hakkında konuşmak istiyorsun.
Provavelmente sabes que o Ivar era o investigador... quando o Billy Sullivan se matou.
Herhalde şimdiye kadar Ivar'ın, Billy Sullivan kendini öldürdüğünde konuyu araştıran memur olduğunu öğrenmişsindir.
Pergunta quem queria encontrar o Ivar... e culpar o Ames. Vamos, pergunta-lhe.
Ivar'ın izini sürüp Ames'ten bir şeyler sızdırmak kimin fikriydi diye sor.
Como ele disse, localizámos o Ivar.
Dediği gibi, Ivar'ın yerini tespit ettik.
Mataste o Lester Ivar?
Lester Ivar'sen mi öldürdün?
O Lester Ivar era um polícia corrupto.
Lester Ivar kötü bir polisti.
Contaste-lhe do Lester Ivar.
Ona Lester Ivar konusunu anlattın.
Ivar 29... dois nove...
Ivar 29... iki dokuz...
Precisamos de detalhes precisos da imagem da marca Ivars no estrangeiro, nos mercados onde os produtos de luxo tenham outras ofertas.
Ivar'ın Iüks kelimesinin farklı anlamlara sahip olduğu yurtdışı pazarlarındaki... marka imajı hakkında kesin detaylara ihtiyacımız var.
Precisaremos de dados dos produtos de luxo, especialmente joalharia os líderes do mercado, as suas imagens... e naturalmente, a imagem do próprio Ivar.
Lüks pazarı hakkında, özellikle de mücevherat alanında veri istiyoruz. Pazar liderleri, imajları,... ve elbette Ivar'ın kendi imajı.
Nós fomos fazer um teste a semana passada na Clínica gratuita, na Ivar.
Geçen hafta Ivar'daki bir kliğine test yapmak için gidip kan vermiştik.
Ivar?
Ivar?
Volta para a enfermaria, Ivar.
Revire geri dön, Ivar.
Volta para lá, Ivar.
Geri dön, Ivar.
É mais fácil seguir as regras do que dizer ao director o que o Brathen faz com o Ivar na lavandaria?
Kuralların bana okuman, Bråthen'ın Ivar'la çamaşırhanede ne yaptığını gidip müdüre söylemenden daha kolaydı.
O que ele faz com o Ivar na lavandaria.
Onun çamaşırhanede Ivar'la yaptığı şey.
- Ivar, vem comigo ao director.
Ivar! Seninle müdürün yanına gitmek istiyorum hemen.
- O que fazes com o relógio do Ivar?
Ivar'ın saatiyle ne yapıyorsun? Bana verdi.
Um 211 em curso no Banco Dorsett, entre Hollywood e a Ivar.
A-43'deki tüm birimlere, Hollywood ve Ivar'daki Dorsett Bankası'nda 211 gerçekleşiyor.
Sou o Ivar, o marido da Sigrid.
Ben Ivar, Sigrid'in kocasıyım.
Vamos para as montanhas negras em busca de Ivar o Desossado.
Kara Dağlara gidiyoruz. Kemiksiz Ivar'ı bulmaya.
Houve uma altura em que faziam tudo juntos... o Hakan e o Ivar.
Bir zamanlar her şeyi beraber yaparlardı. Hakan ve Ivar.
Depois do Hakan ser renegado, as pessoas deixaram de tolerar o comportamento do Ivar.
- Hakan sürgün yedikten sonra insanların Ivar'ın davranışlarına tahammülü azaldı.
O que quer que pensem do Ivar agora, ele era algo majestoso em batalha.
Şu an insanlar Ivar hakkında ne düşünürse düşünsünler savaş alanında taşaklı bir adamdı.
Ivar, sou eu...
Ivar, benim.
Ivar, o Rei está a morrer.
Ivar, kral ölüyor.
Ivar, quanto demoraremos se formos a pé?
Ivar, oraya yürüyerek varmamız ne kadar sürer?
Como está o Ivar?
- Ivar nasıl?
Era para onde o Ivar nos estava a trazer.
Ivar'ın bizi götürmeye çalıştığı yer burası.
Há um sítio chamado Kite em Ivar. Encontramo-nos lá daqui a 20 minutos.
lvar Caddesi'nde Kite isminde bir mekan var. 20 dakikaya orada ol.
Kite, em Ivar. Vinte minutos.
20 dakikaya lvar'daki Kite'a gel.
Ali diz : "Ivar, 1227, rés-do-chão".
İmzada 1227 Ivar, zemin kat yazıyor.
O que se passa com o Ivar?
Ivar'ın nesi var?
O nome dele é Ivar.
Onun adı Ivar.
Para o Lester Ivar.
Lester Ivar için iyi.
Está alguém no seu pátio.
Bahçende bir ivar.
- Olá, Ivar. - Onde é a casa de banho?
- Hey, Vidar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]