English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Jafar

Jafar translate Turkish

281 parallel translation
Jafar, meu conselheiro de confiança...
Aaah, Cafer. En güvenilir danışmanım.
- Toma, Jafar.
Buyur, Cafer.
Eu até libertava, Princesa, mas as minhas ordens vêm de Jafar.
Bırakırdım, Prenses, Cafer'den emir almış olmasaydım.
Jafar?
Cafer?
- Jafar, estou preso.
Cafer, sıkıştım.
Jafar, podes despachar-te?
Cafer, biraz acele edebilir misin?
O Jafar fez uma coisa horrível.
Cafer, çok kötü bir şey yaptı.
Jafar, isto é uma afronta.
Cafer, bu bana hakarettir.
Jasmine, Jafar, vamos esquecer toda esta confusão.
Yasemin... Cafer. Hadi artık bütün şu pis işleri ardımızda bırakalım.
E se tu fosses o marido pateta, Jafar?
Ya o salak koca sen olursan?
Jafar, tens de vir ver isto.
Cafer, gelip bunu görmelisin.
É um prazer conhecê-lo. Este é o meu vizir real, o Jafar.
Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
Calma, Jafar.
Ah, kes sesini, Cafer.
- O quê? - Vais casar com o Jafar.
- Cafer'le evleneceksin.
Diz-lhe a verdade, Jafar.
Onlara doğruyu söylesene, Cafer.
- Prendam já o Jafar.
ÖIdük biz.
Jafar, o meu fiel conselheiro, esteve sempre a conspirar contra mim.
Cafer, en güvenilir danışmanım bunca zaman bana komplo kurmuş.
Jafar, controla-te.
Cafer! Cafer! Tut kendini!
O Jafar vai ficar contente por te ver.
Vay, Cafer seni gördüğüne çok memnun olacak.
Jafar, és muito amável.
Ah, Cafer, çok naziksin.
Jafar, seu vil traidor!
Cafer, seni aşağıIık hain.
Jafar, ordeno-te que pares.
Cafer, sana durmanı buyuruyorum.
Senhoras e senhores, vamos dar as boas-vindas ao feiticeiro Jafar.
Bayanlar, baylar Büyücü Cafer'e sıcak bir Agrabah selamı verin!
Jafar!
Cafer.
Jafar, deixa-o em paz.
Cafer, rahat bırakın onu.
Belo tiro, Jafar.
Ah, iyi atış, Caf...
Jafar, Jafar, ele é o nosso homem.
Cafer, Cafer, adamımız.
Aperta-o, Jafar.
Ez onu, Cafer.
Admite, Jafar.
Kabul et, Cafer.
Mais devagar, Jafar.
Ağır ol bakalım, Cafer.
Tu derrotaste o Jafar, salvaste Agrabah e resgataste a princesa. Claro que não.
Tabii ki hayır.
Parece que ainda foi ontem que o Jafar controlava Agrabah e eu era o braço direito dele.
Jafar'ın, Agrabah'ı yönettiği günler dün gibi görünüyor. Ben de onun sağ koluydum.
Finalmente, estou livre do Jafar. - Lago!
Sonunda Jafar'dan kurtuldum.
Eu estava sob o poder do Jafar.
Jafar'ın boyunduruğundaydım.
Tem de ser melhor do que o Jafar.
O Jafar karakterinden daha iyi olsa iyi olur.
Sim, ele estava enfeitiçado pelo Jafar.
- Evet. Jafar'ın büyüsü altında.
Só que eu não vou estragar tudo, como o idiota do Jafar.
Ama o sersem Jafar gibi elime yüzüme bulaştırmayacağım.
Jafar!
Jafar.
Jafar, seu demónio!
Jafar seni hain.
Quando eu te puser as mãos em cima, Jafar...
Seni bir elime geçirirsem...
Temos de deter o Jafar!
Hayır. Jafar'ı durdurmalıyız.
Se destruirmos a lâmpada do Jafar, destruímos o Jafar.
Jafar'ın lambasını yok eden Jafar'ı da yok eder.
Olha lá, o Jafar é um canalha e é quem manda!
Gerçeğe dön. Jafar büyük ve iktidar onda.
Sim, não sabemos o que é que o Jafar pode fazer a Agrabah.
Tanrım evet. Kimbilir Agrabah'a neler yapacak.
Desejo que o Jafar fique...
Jafar'ın özgür olmasını...
Desiste, Jafar!
Vazgeç.
Jafar, cala a boca!
Hey Jafar. Kapa çeneni.
Jafar, observa isto.
İnişe geçiyorum. Cafer, baksana şuna.
- O Jafar tem estado a controlá-lo, com isto! - Meu Deus!
- Vay canına!
O Jafar?
Ne?
O REGRESSO DE JAFAR
ALAADDIN : CAFER'İN DÖNÜŞÜ

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]