Translate.vc / Portuguese → Turkish / Jeep
Jeep translate Turkish
337 parallel translation
Um amigo o atropelou com um jeep.
Bazı arkadaşları ciple üzerinden geçmiş.
O jeep para levar isto.
Bunları taşıyacak bir araç.
- Um Jeep?
- Bir cip mi?
Pra que lado ela foi?
Jeep'i çaldı!
Arranje um jeep e um motorista para este homem e leve-o a Laval.
Bir jip ve şoför ayarla gördüğün bu adam Laval'a gitmek istiyor.
Há onze meses foi de bicicleta aos correios, na aldeia chocou com um jipe e fez um torcicolo.
11 ay önce bisikletle, köydeki postaneye gidiyordu. Bir Jeep'e çarpıp boynunu incitti.
- Tirem-me esse jeep daqui.
- O cipi buradan uzaklaştır.
O Big Joe quer falar contigo no Jeep de comando.
Büyük Joe seni komuta cipinin orada görmek istiyor.
Soube que é uma loira decadente e faz sexo como um carro velho.
İkinci el bir jeep'in cazibesine sahip, oldukça yıpranmış bir sarışın olduğunu duydum.
E um jipe.
Bir de Jeep aldım.
Comprei um jipe com tração nas quatro rodas.
Dört teker çekişli bir Jeep pikapım var.
E o seu jipe?
Jeep'ine ne oldu?
Um dia de jeep, um dia a cavalo.
- İki günlük yol. Bir gün arazi aracıyla bir gün atla.
Você e eu vou no meu jeep e ver o que acontece, né?
Sen ve ben jipimle çıkıp bir gezelim, çevreyi bir görelim, ha?
Vai para o Jeep.
Jipe bin.
Vamos embora e Nicolas fica com o Jeep.
Gidelim. Nicolas ve ben jipi alıyoruz.
Tira esse jeep daqui!
Jipi geri çekin!
Podemos usar o Jeep dele.
Yardım gerekirse onun jipini kullanırız.
Acho que alguém suficientemente louco para aguentar sozinho três ataques de jipes carregados de ladrões de cavalos armados merece especial atenção.
Üç jeep dolusu silahlı at hırsızına, at sırtında tek başına karşı koyacak kadar çılgın biri özel ilgiyi hak ediyor demektir.
Tem ali um velho Jeep Willy atrás do celeiro.
Ahırın arkasında yaşlı Willy'nin jipi var.
O registo do jipe.
Jeep'in ruhsatı. MacGyver.
É o jipe deles.
Jeep burada.
- Os Spellgoods têm um jeep.
- Spellgood'ların bir jipi var.
Parece ser um jipe.
Jeep sesi gibi.
Parece ser um jipe potente.
Hızlı bir jeep sesi gibi.
Mac, posso usar o teu jipe? O meu Cadillac está na oficina.
Mac Jeep'ini alabilir miyim?
O meu jipe caiu de um penhasco.
Jeep'im uçurumdan yuvarlandı.
Os homens foram buscar o seu jipe.
Adamlar Jeep'inizi kurtarmaya gitti bile.
- Desse jeep alí.
Şuradaki jeep'ten.
Gosto do teu jeep, marujo.
Denizci, cipini beğendim.
Para o meu jeep.
Cipime.
Onde é que está o teu jeep?
Cipin nerede?
Vamos para o teu jeep.
Senin cipine gidiyoruz.
Para o jeep.
Cipe gir.
Olha, é o meu jeep.
Hey, bu benim cipim.
Ela roubou-me o jeep e raptou-nos.
Cipimi çalıp bizi kaçırdı.
Para o jeep.
Cipe girin.
Quando lá chegarmos, podes ficar com o jeep outra vez.
Oraya vardığımızda cipini geri alabilirsin.
Vais na direcção dele, e encontras o teu jeep.
Dümdüz devam et, ve cipini bulacaksın.
Tu conduzes o jeep.
Cipi sen kullan.
Dois carros e um Jeep,
İki araba ve bir jip,
2-Denver-4-Sam-9-5-9. É um jeep do final dos anos setenta.
2D4S959, 70lerin sonu bir Jip.
O jeep pertence a um Bunker Weiss.
Jip Bunker Weiss'ınmış, dostumdur.
Tragam-no até ao jipe velho senão vai ser o inferno.
Onu eski Jeep'e getir ve orada kahrolası bir ödeme olacak.
Escuto. - Situação de perigo no velho jipe.
Eski Jeep'te bir yer hazırladık.
A Jenny levou a Amy ao parque enquanto eu metia as coisas no jeep.
Jenny, Amy'yi parka götürürken ben Jeep'e eşyaları koyuyordum.
Robert, podias pegar num jeep a gás... e ir buscar os meus netos.
Robert, belki bana bir iyilik yapar, benzinli bir cip alıp... torunlarımı almaya gidersin.
Primeiro que tudo não é um carro, é um jeep.
Öncelikle o bir araba değil, bir jip.
- Está no jeep. Podes ficar com ele.
Jipte, onu alabilirsiniz.
- Não, não está no jeep. Aonde está ele?
Hayır, jipte değil.
É o jeep de McReed.
Bu McReed'in jeep'i.