Jensen translate Turkish

Está alojada atrás da artéria. Uma posição difícil.

Jensen, prob.

Jensen, acabe com isto.

Field Marshal yaralandı.

- Que se passa?

Jensen, bunu bitir.

Porta-te bem, Jensen.

Hareketlerine dikkat et.

Olá, Jensen, como vai?

Merhaba Jensen. Nasılsın?

- Jensen, vens muito aqui, não?

- Jensen, buraya sık geliyorsun, öyle mi?

Como eram as formigas que viu?

Jensen, gördüğün karıncalar nasıldı?

Jensen, onde exatamente essas formigas aparecem?

- Şu karıncalar tam olarak nerede görünüyor?

Jensen, há quanto tempo as vês?

Jensen, o şeyleri ne zamandır görüyorsun?

Já tens o Jensen e o Slote.

Jensen ve Slote'u hallettin.

Jensen está tão bêbado que não pode competir nos postes.

Sam, Jensen çok sarhoş O direğe tırmanma yarışına katılamaz

Procuro o Comodoro Jensen.

Tuğamiral Jensen'i arıyorum.

Sou o Jensen.

Jensen benim.

Que diria o velho Jensen?

İhtiyar Jensen ne derdi acaba?

- Quêm é voçê?

- Sen de kimsin? - Adım Jensen.

- Jensen.

- Burada ne arıyorsun?

ERIK JENSEN música :

ERIK JENSEN müzik :

- Bill Jensen... da revista "Weekly".

Bill Jensen, Weekly dergisinden.

Diga "olá" pro Sr. Jensen.

Bay Jensen'e merhaba desene.

Ronnie, Jim... esse é o Sr. Jensen.

Ronnie, Jim! Bay Jensen'le tanışın.

Ainda tens aquele Jensen?

Hala Jensen'a mı biniyorsun?

Vamos divertir-nos.

Mrs. Jensen çocuklarla birlikte geliyormuş. Birlikte eğlenebiliriz diye düşündüm.

- O carro do Jensen!

- Hey, Jensen'in arabası orda. Oh, hey, hadi.

- Sou o Harold Jensen.

- Uh, ben Harold Jensen. Uh, bu da oğlum John.

Tony, já conheces as crianças.

Tony, sen çocukları biliyorsun. Ve bu da Mr. Jensen, öyle değil mi?

Isso... Morram para o Sr. Jensen.

Gel ve Mr. Jensen için öl.

Vamos, morram para o Sr. Jensen.

Haydi, Mr. Jensen için öl! Tamam. Hadi.

Morram para o Sr. Jensen ver.

Hadi kızlar. Mr. Jensen için ölün. Hadi Maria.

Gosto dos nossos filhos, dos do Sr. Jensen e do Sr. Jensen.

- Ben sadece kendi çocuklarımı değil... Mr.Jensen'in çocuklarını da seviyorum. Mr. Jensen'i seviyorum.

O Sr. Jensen estava tão tenso, quando chegou, mas obriguei-o a dançar e a cantar...

Evet. O geldiğinde biraz gergindi ama... ben onu rahatlattım.

Certamente o Sr.Jensen vai.

Özellikle de Bay Jensen'in...

Terei que ir diretamente ao Sr.Jensen.

Direk olarak Bay Jensen'la görüşmeliyim.

E acredite em mim, o Sr. Jensen vai ficar balançar-se para trás e para frente na sua cadeira e dirá :

Ve inan bana, Bay Jensen oturduğu sandalyede geriye doğru sallanıp şöyle diyecek :

Sr.Jensen?

Bay Jensen?

Quando é que o Sr.Jensen ligou?

Bay Jensen ne zaman aradı?

A qualquer instante, aquele telefone vai tocar e Clarence McElheny vai-me dizer que o Sr. Jensen me quer ver no seu escritório amanhã de manhã, e pessoalmente corta-me a cabeça!

Her an telefon tekrar çalabilir ve Clarence McElheny Bay Jensen'in yarın sabah beni ofisinde istediğini söyleyebilir böylece kafamı kendi elleriyle koparabilir.

O menino de ouro escolhido a dedo pelo Sr.Jensen, o herdeiro manifesto.

Bay Jensen'in altın çocuğuydum, veliahdıydım.

O Sr.Jensen está descontente com o Howard Beale e não quer que ele continue.

Bay Jensen, Howard Beale konusunda mutlu değil ve devam etmesini istemiyor.

O Sr.Jensen quer falar com o Howard Beale pessoalmente.

Bay Jensen, Howard Beale ile bizzat görüşmek istiyor.

Nquela noite Howard Beale foi para o ar, para pregar a cosmologia colectiva de Arthur Jensen.

O akşam Howard Beale, Arthur Jensen'in kurumsal evrenini halka anlatmak için yayına çıktı.

Arthur Jensen tem um grande interesse, no "Programa do Howard Beale."

Arthur Jensen, Howard Beale Show'a büyük bir kişisel ilgi gösteriyor.

Deixe-me fazer outra tentativa com o Jensen. Encontramo-nos no meu escritório às 10 horas, esta noite.

Şansımı bir kez daha deneyeyim ve yarın akşam 10'da ofisimde toplanalım.

Talvez eu precise deles para o Jensen.

Ben Jensen'i ikna etmek için gerekebilir.

O Sr.Jensen não concorda com a idéia de afastar o Howard Beale do programa.

Bay Jensen, Howard Beale'i yayından kaldırma fikrini hiç beğenmedi.

O Sr.Jensen acha que Howard Beale está a levar uma mensagem muito importante ao povo americano.

Bay Jensen, Howard Beale'in Amerikan halkına çok önemli mesajlar verdiğini düşünüyor.

O Sr.Jensen disse que não gostava de industrias voláteis e sugeriu com uma certa suavidade sinistra, que a volatilidade nos negócios geralmente reflecte má administração.

Bay Jensen da bu tarz kaygan işlerden hoşlanmadığını ve tatlı sert bir ifadeyle bu kayganlığın genellikle kötü yönetimden kaynakladığını söyledi.

Jensen, uma sonda.

Sessiz ol, Sakin.

Jensen, dentro.

Jensen, içeri gir.

E o Sr. Jensen, verdade?

Cómo está usted?

Valha-me Deus!

Bence Bay Jensen kimseyi kovmayacak.

O Sr.Jensen acha que somos demasiado catastróficos, na nossa maneira de pensar.

Bay Jensen bizim çok yanlış şeyler düşündüğümüzü söylüyor.