English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Jerónimo

Jerónimo translate Turkish

119 parallel translation
comentando as "Atelianes" ele diz : Escuta São Jerónimo! Acabem!
Aziz Hyeromimus'u dinleyin.
- Aqui, Jerónimo!
- Geronimo! . Buraya gel.
Eu estou a ir! Jerónimo!
Dikkat etsene!
Jerónimo!
Geronimo!
Jerónimo!
Oh, Geronimo!
Vamos levá-los à época em que os cowboys e índios vagueavam por este país! Para primeiro número desta noite, o Chefe Águia Grande, trineto do Chefe Apache Jerónimo
Şimdi bu akşamın ilk gösterisi olarak Şef Koca Kartal büyük Apaçi şefi Geronimo'nun büyük büyük torunu efsanevi Çıngıraklı Yılan Dansını icra edecek.
Jerónimo!
Uçuyorum!
Já te dei a benção. Vai-te embora. Diz-me, esse é o Frei Jerónimo de Provento, não é verdade?
Bayan, bu kahraman Gerolamo di Trivento mu?
Estás a olhar para o novo mayor de Jerónimo.
Jeronimo'nun yeni başkanına bakıyorsun.
Porque é que vocês querem ir para Jerónimo?
Jeronimo'ya neden gitmek istiyorsunuz ki?
É Jerónimo.
. Burası Jeronimo.
Jerónimo!
Jeronimo!
Não foi uma vida fácil aquelas primeiras semanas em Jerónimo.
Jeronimo'daki ilk haftalar hayat hiç kolay değildi.
Se alguém quiser ir ouvir este homem passem a linha limite de Jerónimo eu não vos vou impedir!
lİçinizden biri onu dinlemek istiyorsa hemen Jeronimo eyalet çizgisini geçsin. Onu durdurmayacağım!
O que o pai tinha prometido naquele primeiro dia em Jerónimo estava agora à vista de todos.
Babam Jeronimo'ya geldiği ilk gün verdiği sözü tuttu bunu artık herkes görebiliyordu.
Eu disse-lhe para seguirem as nossas pegadas para Jerónimo.
Bizi izlemelerini, Jeronimo'ya gelmelerini söyledim.
Não, querido, aquilo era Jerónimo.
Hayır sevgilim, orası Jeronimo'ydu.
Jerónimo!
Hoppa!
Jerónimo.
Geronimo.
Participei naquilo que o exército viria a chamar Campanha Jerónimo.
Ordunun sonradan Geronimo Harekatı diye anacağı kampanyada yer aldım.
Íamos trazer o Jerónimo.
Geronimo'yu teslim alacaktık.
O general pensou que, tendo o Jerónimo, não precisávamos de protecção.
General, Geronimo yanımızda olursa korunmaya ihtiyacımız olmayacağını düşündü.
Não quer ameaçar o Jerónimo, pois não?
Geronimo'yu tehdit etmek istemeyiz, değil mi ya?
O Jerónimo vai simplesmente aparecer e entregar-se?
Komutanım, Geronimo buraya gelip teslim mi olacak yani?
Está a tentar localizar o Jerónimo.
Geronimo'ya ulaşmaya çalışıyor.
Na manhã seguinte, pude, finalmente, escrever para casa, tendo o cuidado de incluir uma referência indirecta á minha participação... na captura de Jerónimo.
Ertesi sabah ilk kez eve mektup yazma fırsatını buldum. Mektupta, Geronimo'nun yakalanmasında benim de bir rol oynadığıma... şöyle bir değinmeyi ihmal etmedim.
Grande Jerónimo.
Büyük Geronimo'ymuş!
Mandou-me avançar com os outros, enquanto ele e o Jerónimo ficavam atrás.
Geronimo'yla kendisi arkada kaldı, beni de diğerleriyle önden yolladı.
Segundo, e acima de tudo, não perder de vista o Jerónimo.
İkincisi ve en önemlisi de Geronimo'yu gözünün önünden ayırmamak.
A rendição de Jerónimo não era um acontecimento insignificante.
Ne de olsa Geronimo'nun teslim oluşu önemli bir olaydı.
É o velho Jerónimo.
Bu bizim Geronimo.
Fico feliz pelo Jerónimo manter a sua palavra.
Geronimo'nun sözünün eri olması beni sevindirdi.
O meu coração alegra-se ao ver-te, Jerónimo.
Geronimo'yu görmek yüreğimi sevinçle doldurdu.
Prendam-no! Prendam o Jerónimo!
Geronimo'yu tutuklayın!
Prendam o Jerónimo!
Çabuk Geronimo'yu tutuklayın!
O Jerónimo fugiu de Turkey Creek.
Geronimo Turkey Deresi'nden kaçmış.
O Jerónimo levou metade da reserva com ele.
Geronimo Kızılderililerin yarısını da yanında götürmüş.
O Jerónimo dividiu rapidamente as forças em pequenos grupos, todos a caminho do México.
Geronimo kuvvetlerini derhal küçük gruplara bölmüştü. Hepsi Meksika yoluna düşmüştü.
Tinha começado a Campanha Jerónimo.
Geronimo Harekatı başlamıştı.
O grupo do Jerónimo ia para leste para as minas de cobre... nas montanhas baixas.
Geronimo'nun grubu aşağı tepelerde bakır madenlerinin bulunduğu... doğu bölgesine gitmişti.
O Jerónimo assustou alguns.
Geronimo bir kısmını korkuttu.
Nunca mais perdoou Jerónimo por ter fugido de Turkey Creek.
Turkey Deresi'nden kaçtığı için Geronimo'yu hayatı boyunca bağışlamadı.
Crook mantinha a simpatia pelos Apaches, mas entre ele e Jerónimo tinha desaparecido toda a confiança.
Crook hala Apaçilere yakınlık duyuyordu... ama onunla Geronimo arasında güvenden eser kalmamıştı.
O problema foi o Jerónimo.
Geronimo hatalı.
E conheço Jerónimo.
Geronimo'yu da tanıyorum.
Muitos caras pálidas querem enforcar o Jerónimo por assassínio.
Pek çok beyaz adam, Geronimo'nun cinayetten asılmasını istiyor.
O mais surpreendente foi que Jerónimo e os outros também concordaram.
Asıl tuhafı, Geronimo ve diğer Chiricahua'ların da kabul etmesiydi.
" Sem dúvida, cometi um erro ao confiar na palavra do Jerónimo,
" Şüphesiz, Geronimo'nun verdiği söze güvenmekle...
O dominicano Jerónimo Savonarola condena a vida dissoluta do meio eclesiástico.
Alexander'ı... ve biraderi, Kardinal Caesar Borgia'yı ziyaret eder. Hyeronimo Savonarola, Kilise içindeki ahlak dışı fiilleri kınar.
Jerónimo!
- Geronimo!
Jerónimo?
Jeronimo mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]