Translate.vc / Portuguese → Turkish / Joe
Joe translate Turkish
19,024 parallel translation
Estou a ver que ambos gostamos de trazer alegria às pessoas.
Joe Swanson : Bakıyorum da ikimiz de insanları neşelendirmeyi seviyoruz.
Espera, como é que o Joe subiu metade daquelas escadas?
Joe, o merdivenlerin yarısına kadar nasıl çıkmış ya?
Joe... acertaste em cheio com essa, eu quero experimentar.
Joe... Onunla süper bir iş çıkardın. Ben de denemek istiyorum.
Pois, colocámos o Joe no antigo baloiço do Stewie.
- Joe'yu Stewie'nin eski Askılı Hoppala'sına bindirdik de.
Tomem, trouxemos-vos uma orquídea do Trader Joe's, porque não sabemos nem queremos saber de nenhum dos vossos interesses.
Buyurun, size "Trader Joe's" dan orkide getirdik çünkü ilginizi çeken bir şeyi ne biliyoruz ne de umursuyoruz.
Já te disse, Joe, quando estamos sozinhos, podes chamar-me "Bonald".
- Sana söylemiştim Joe. Yalnız olduğumuzda bana "Bonald" diye hitap edebilirsin.
É que quando eu era nova, tinha tantas coisas que queria fazer com a minha vida, mas agora tenho 46 anos e tudo o que já fiz foi tomar conta do Joe.
Gençken hayatımda yapmak istediğim bir sürü şey vardı ama artık 46 yaşındayım ve hayatım boyunca tüm yaptığım Joe'nun bakımıyla ilgilenmekti.
É melhor descer antes que o Joe se aperceba que não estou lá.
Şey... Joe gittiğimin farkında varmadan önce aşağıya insem iyi olacak.
- Brian, se o Joe descobre, ele mata-te.
- Brian, bunu Joe öğrenecek olursa seni öldürür.
Peter, o Joe e a Bonnie já chegaram para a noite de jogos.
Joe ve Bonnie oyun akşamı için geldi Peter!
Vá lá, Bonnie, é a vez do Joe.
Hadi bakalım Bonnie. Sıra Joe'da.
- Olá, Joe.
- Merhaba Joe.
Ei, Joe, é esse o tipo?
- Hop Joe! Eleman o mu?
O Joe tem feito a minha vida num inferno.
Joe hayatımı cehenneme çeviriyor.
Muito bem, quando o Joe chegar, vamos apenas dizer-lhe que tem que ter calma com o Brian, e depois vamos resolver isto para que possamos seguir em frente.
Pekâlâ, Joe buraya geldiğinde Brian'a karşı yumuşaması gerektiğini söyleyeceğiz ve bunu çözüme kavuşturup geçmişe gömeceğiz.
Bem, isso é uma grande verdade, Joe, e tens razão, este é o Brian.
İyi bir noktaya değindin Joe, ve haklısın söz konusu Brian.
Joe, estás fora de controlo.
Joe, kendini kaybettin.
Durante anos, ela desistiu dos seus próprios sonhos para cuidar do Joe.
Yıllar yılı Joe'ya bakmak için hayallerinden vazgeçti!
Não aguentava mais um segundo com o Joe.
Artık Joe ile bir dakika daha geçirmeye dayanamazdım.
Joe, quero que saibas que não vou apoiar aquela relação.
- Joe, şunu bilmeni istiyorum : O ilişkiyi desteklemiyorum.
Mas não te preocupes, Joe.
Ama sen canını sıkma Joe.
- Bonnie?
- Bonnie? - Joe?
- Joe? Como me encontraste?
Beni nasıl buldun?
Claro que quero voltar para casa, Joe.
Tabii ki eve gelmek istiyorum Joe.
Sabes que mais, Joe?
- Ne var biliyor musun Joe?
Ouça, senhora, não sei que sinais o Joe está a enviar, mas eu sou casado.
Hanımefendi, Joe'nun nasıl bir sinyal gönderdiğini bilmiyorum, ama ben evliyim.
Pois, é muito engraçado, Joe.
Evet, çok komikti Joe. Peki ya buna ne diyorsun?
Tinhas razão, Joe, isto é espectacular.
Haklıymışsın Joe! Bu süper!
Pois, e... Talvez se eu ganhar, grite, "bing-Joe".
- Evet, belki ben kazanırsam "tombala-Joe" diye bağırırım!
Pois, fica calado, Joe. Eu e o gangue estamos a tentar ouvir os nossos números.
Ben ve takımım numaraları duymaya çalışıyoruz şurada.
Ouve, Joe, eu agora estou um pouco ocupado, por isso vou deixar que o pirata somali de "Capitão Phillips"
Bak Joe, şu an biraz meşgulüm. Yani sana bir şeyler söylemesi için "Kaptan Phillips" teki Somalili korsanı yönlendiriyorum.
Joe, olha para mim.
- Joe, bana bak.
- O Joe vai contigo?
- Joe da seninle geliyor mu?
O "Joe Choramingas"?
- "Mızmız Joe" mu?
Peter, o bingo era a coisa preferida do Joe.
Tombala, Joe'nun en sevdiği şeydi Peter.
Peter, está na altura de vires para casa e devolveres ao Joe a sua actividade estúpida.
- Peter, artık eve dönüp Joe'ya onun aptalca, naçiz etkinliğini geri verme zamanın geldi.
Peter, se não fosse o Joe, nem sequer saberias acerca do bingo.
- Peter, eğer Joe olmasaydı Tombala'yı asla bilemezdin.
Como amigo, faz o que está certo e devolve ao Joe a felicidade que ele encontrou aqui.
Bir arkadaş olarak doğru olanı yapıp Joe'ya burada bulduğu mutluluğunu geri ver.
Joe... engasga-te com o meu marcador gigante.
Joe, kalın keçeli kalemimle ağzını tıka!
- Joe, queres jogar?
Joe, oynamak ister misin?
Joe, isso é de malucos!
Joe, bu tam bir delilik!
Então... acho que isto significa que, Peter, agora és o nosso Joe, e Joe, agora és o nosso Peter.
Sanırım bu demek oluyor ki Peter, artık sen Joe'sun.
Isso significa que tens que fazer qualquer coisa por dez dólares.
Joe, sen de Peter'sın. 10 dolar için her şeyi yapmalısın yani.
Que se passa?
- Ne oluyor? - Joe, hepimiz ne olduğunu biliyoruz ve burada seninleyiz. Tüm bu toplaşma ne iş?
Joe...
- Ah, Joe.
Pelo amor de Deus, Joe.
Tanrı aşkına Joe!
Não o forces, Joe.
- Zorlama istersen Joe. Evet, sessizce otur Joe.
E eu sou o Joe!
- Ben de Joe - Joe yeniden kaptan oldu!
O Joe é novamente o capitão!
Oldu öyleyse.
Cala-te, Joe.
- Kapat çeneni Joe!
- Cala-te, Joe!
- Kapa çeneni Joe!