English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Jubilee

Jubilee translate Turkish

27 parallel translation
Vamos cantar um tema chamado "The Alabama Jubilee".
"The Alabama Jubilee" adındaki şarkıyı söyleyeceğiz.
Jubilee Mansions, 124.
124 Jübile Konağı.
- Jubilee?
- Jubilee?
Dez dias num cruzeiro de luxo, O Jubilee.
The Jubilee'de 10 günlük lüks bir tur.
A colecção Jubilee.
Altın koleksiyonu.
Artefactos de ouro que datam à Idade do Bronze. Encontrados, quando eles estavam a expandir a linha Jubilee na East End.
El yapımı altınlar Tunç Devri'ne dayanıyor, altın çizgisi Londra'nın doğusuna kadar genişlemiş durumda.
Acho que o local do Jubilee tem que estar em algum lugar.
Valla, sanırım altın koleksiyonu bu civarda bir yerde.
Olha só, "Lester Colette's The Jubilee."
Şuna bak, "Lester Colette'in The Jubilee'si."
- O Montecito foi construído no sitio do "The Jubilee".
- Montecito The Jubilee'nin arazisi üzerine yapıImış.
- Benvindo ao "TheJubilee".
- The Jubilee'ye hoşgeldiniz efendim.
Eu estava, realmente a pensar em... 51 % do Jubilee.
Aslında The Jubilee'ye yüzde 51 hisseyle ortak olmayı düşünüyordum.
- Estás a ficar com o Jubilee.
- The Jubilee'yi siz devralıyorsunuz.
A licensa de jogo do Jubilee está suspensa a partir deste momento.
The Jubile'nin oyun oynatma lisansı askıya alınmıştır. Hemen yürürlüğe girmek üzere.
O meu pai vai gerir o Jubilee por uns tempos.
Babam bu aralar buranın işletmesini devralacaktı.
O vosso novo objectivo de trabalho é garantirem que todo o ladrão, batoteiro e escumalha saiba que a partir de hoje, O Jubilee é o ultimo sitio onde querem ser apanhados.
Yeni göreviniz her hırsız, hilekar ve serserinin bugünden itibaren yakalanmak istediği son yerin The Jubilee olacağına emin olmak.
- Gostou da sua visita ao Jubilee?
- The Jubilee'den memnun kaldınız mı?
Então pensei, que melhor presente de aniversário, pode dar um pai a um filho... que o apresentar aos prazeres da raça humana, em Las Vegas no Jubilee... com a mais classica, mais bonita rapariga da cidade?
ve onu Las Vegas'ta, The Jubilee'de erkekliğin zevkleriyle tanıştırmaya karar verdim... kasabadaki en zarif, en güzel kızların çalıştığı yerde?
Dizer-lhe que o queremos de volta ao Jubilee, mas temos de conversar primeiro.
Evet, onu bulmaya çalışacağım.
Eu normalmente trabalho fora do Jubilee, mas eu tenhos clientes em todos os hotéis.
Genellikle The Jubilee'de çalışırım ama benim bütün otellerde müşterilerim var. Zengin müşteriler.
Sabes aquele, uh... que este lugar aqui, o Jubilee, tem terra até ao Koval?
The Jubilee'nin yol boyunca Koval'e kadar bütün arazinin sahibi olduğunu biliyor muydun?
Mas primeiro, os Duke Wentworth com A Jim-Jam Jubilee.
Ama önce, Duke Wentworth ve Jim-Jam Jubilee.
Senhoras e senhores : Cherries Jubilee!
Bayanlar baylar, Cherries Jubilee.
Sou o pretito que melhor apanha algodão, para cá de Jubilee.
Jubilee'nin bu yakasındaki en iyi pamuk toplayan zenci çocuğuyum.
A linha Jubilee dá jeito.
Metro elinin altında.
Estou-lhe a dizer... "Johnnie Walker", edição do jubileu de diamante.
Hayır, söylüyorum sana Johnnie Walker Diamond Jubilee sürümü!
Então como é que a Jubilee ainda está viva?
O halde Jubilee niye hala hayatta?
- Sim.
Ona onu tekrar The Jubilee'de görmek istediğimizi ama önce konuşmamız gerektiğini söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]