Translate.vc / Portuguese → Turkish / Jürgen
Jürgen translate Turkish
39 parallel translation
Sim, Jürgen, não se preocupe.
Merak etme Jürgen.
Jurgen, já me conhece.
Jürgen, beni biliyorsun.
Ainda que defendamos a ponte... não evitaremos que se perca a guerra, Jürgen!
Her ne kadar köprüyü... savunsak da savaşın kaybedildğini görmüyor musun Jürgen! ?
Jurgen, acompanhe esta dama até a saída.
Jürgen, bu bayanı dışarı çıkar.
Larguem já os fósforos!
Hubert, Jürgen! Ateşle oynamayı bırakın!
Stroop foi condenado por crimes de guerra e enforcado no Gueto de Varsóvia.
Jürgen Stroop savaş suçlarından yargılandı ve Varşova Getto'sunun eski yerinde asıldı.
Jürgen, liga para a polícia.
- Polisi aramamız gerek.
Ou teu pingolim que pergunta?
Senin Jürgen merakın ha?
Eu estrangulei o meu pingolim.
Jürgen'imi sıktım.
O corpo do piloto, capitão Jürgen Schumann, foi retirado antes de voarem.
Kaptan Pilot Jürgen Schumann'ın cesedi uçaktan dışarı çıkarıldı.
A 9 de Abril, o Jørgen viu os alemães marchar pela cidade.
9 Nisan günü Jürgen, Almanların şehre uygun adım girişlerini izledi.
Nas traseiras, imprimiam panfletos ilegais e por fim Jørgen conhece pessoas que pensam da mesma maneira.
Arkadaki gizli bir odada yasadışı gazete basıyorlardı. Jürgen, sonunda kendine benzeyen birilerini bulmuştu.
Agora, o Jørgen e uns poucos outros são os únicos que restam.
O topluluktan kalan, sadece Jürgen ve birkaç arkadaşı oldu.
O Jørgen continuou.
Jürgen yoluna devam etti.
E o Jørgen, o meu amigo.
Ve Jürgen, dostum.
Um brinde ao Jørgen. Saúde!
- Jürgen'in şerefine.
- Olá, Jørgen.
- Selam Jürgen.
Jørgen, tenho de te dizer uma coisa.
Jürgen, sana söylemem gereken bir şey var.
Fica com essa, Jørgen.
Hediyem olsun Jürgen.
- E em Flake podemos
- Ve Flake de Jürgen ve Würgen ile kavga edebiliriz, ne dersin?
- brigar com o Jürgen e o Würgen. - Essa é uma boa oferta.
- Evet, bu çok iyi bir fikir!
Sr. JÜRGEN, LIEBEN STRASSE 8 10247, BERLIM
HERR Jürgen, Liebenau Strasse 8 10247, BERLIN
- Sr. Jürgen?
- Sen Jurgen misin? - Evet.
- Hans, é o Jürgen. - Jürgen? - Dos bons velhos tempos.
Benim, Jurgen eski ve güzel günlerden.
- Esse tipo, o Jürgen...
- Bu Jurgen denen adam...
O Jürgen talvez esteja certo, mas não há como prová-lo.
Jurgen belki haklıdır. Ama kanıtlanabileceğini sanmıyorum.
- Sim? - Fala Ernest Jürgen?
- Jürgen Ernst lütfen?
- Sr. Jürgen.
- Bay Jürgen.
Este é o Jurgen.
Bu Jürgen.
Telefonista, ligue-me ao Excelsior Palace em Baden-Jürgen, a cobrar no destino, por favor.
Santral, beni Baden-Jurgen'deki Excelsior Palas'a bağlayın. Ödemeli arama olacak lütfen.
- Jurgen.
Jürgen.
Mas o Jørgen...
Ama Jürgen...
Esta é toda tua, Jørgen.
Kadın senindir Jürgen.
Jørgen...
Jürgen...
- Não, Jørgen.
Sen sus Jürgen.
Jørgen...
Jürgen.
Chamo-me Jørgen.
Adım Jürgen.
- E o Jørgen?
- Ya Jürgen'in rütbesi?
Tem cuidado Jørgen.
Kendine dikkat et Jürgen.