English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Kamp

Kamp translate Turkish

8,663 parallel translation
Nem podemos sair para procurar comida.
Yemek avlamak için kampımızdan dışarı bile çıkamıyoruz.
O suficiente para o acampamento vir ver-te.
Tüm kampın seni ziyaret etmesine yetecek kadar.
- Não o deixaste num acampamento?
Onu bir kamp gezisine çıkardığını sanıyordum.
Acordei... e seis soldados japoneses invadiram o meu acampamento... movendo-se lentamente na escuridão.
Uyandım, altı Japon askeri kampıma doğru yürüyordu. Karanlıkta dans ederek gidiyorlardı.
Os soldados que foram ao meu acampamento em Okinawa.
Okinawa'daki kampıma gelen askerleri diyorum.
É fuzileiro em Camp Dwyer.
Kamp Dwyer'da görevli.
Acampamento dos proscritos.
Leşçi kampı.
O acampamento parece calmo.
- Kamp çok donuk duruyor.
Se ele fôr esperto, está a quilómetros de distância. E seu exército com ele.
Aklı varsa kampını da toplayıp gitmiştir çoktan.
Voltei para o acampamento da Oeste 7, encontrei o Deacon.
7'li kampına döndüm, Deacon'ı buldum.
Ela não podia ter andado assim tanto para chegar ao acampamento.
- O bilekle kamp alanına gelmiş olamaz.
O campo em que eu estava, fornecia trabalho escravo para uma fábrica da Messerschmitt.
Messerschmitt Fabrikası'nın köle işçi sağlama kampındaydım.
Yehiel Dinur Sobrevivente
Yehiel Dinur, Kurtulan bir tanık Auschwitz Toplama Kampı
Quando eu vim para a América, depois da Guerra, acampei uma noite com um verdadeiro cavalheiro vagabundo.
Amerika'ya ilk kez geldiğimde, savaş sonrası... Harbiden taşaklı erkeklerle birlikte bir gece kamp yaptım.
- É um bom lugar para se ficar.
Kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
Não achas estranho ele deixar a porta da frente destrancada num parque de caravanas de aluguer barato?
Ucuz bir karavan kampında ön kapısını kilitlememesine şaşırmadın mı?
Os Nazis queriam ver como a longa concentração de vítimas dos campos podia sobreviver ao frio e depois aplicar os resultados nos seus próprios soldados.
Naziler toplama kampındakilerin soğuğa ne kadar dayandığına bakıp verileri kendi askerlerine uyguluyorlardı.
- Campos de trabalho.
- Çalışma, kamp koşulları.
- Claro, campos de trabalho.
- Kamp koşulları, evet.
- Vou tratar da questão dos campos.
Kamp olayına parmak basacağım.
Os alemães arrastam-se de um campo da selva para o outro.
Bir orman kampından diğerine boş boş dolanan Almanlar var.
Este é o teu acampamento!
Phil, kamp yerin burası!
O Egan está cá e tem uma mala. Está cheia de alguma coisa.
Egan burada ve içi bir şeylerle dolu bir kamp çantasıyla içeri girdi.
Você... esteve em Auschwitz.
Nazi kampındaymışsınız.
O triângulo por baixo dos números só foi usado em alguns campos, e cada campo tinha um local para a tatuagem dependendo do ano que era.
Rakamların altındaki üçgen sadece seçili kamplarda kullanıldı. Ve her kampın vücuttaki dövmenin bulunduğu yıla bağlı olarak farklı bir yerleşimi vardı.
Todos os registos perdidos de Auschwitz.
Kampın kaybolan kayıtları.
Estamos a chegar a uma reserva de safaris a sul do rio.
Irmağın güneyindeki safari kampına gidiyoruz.
Ela contou-me o que você fez. E fê-la ser enviada para uma prisão.
Bana yaptıklarını anlattı ama sen onu çalışma kampına gönderdin.
Este ano, o campo será diferente.
Bu sene kampı biraz farklı yapacağız.
Quero que visitemos um campo lá.
Oradaki bir kampı ziyaret etmemizi istiyorum.
O Otto Düring decidiu visitar o campo General Alladia.
Otto Düring, General Alladia Kampı'nı ziyaret etmeye karar verdi.
Vamos fazer uma viagem para sul, ao campo General Alladia.
Güneye, General Alladia Kampı'na gideceğiz.
O Hezbollah controla o campo.
Kampı Hizbullah kontrol ediyor.
A sua ajuda para conseguir comida e medicamentos para as pessoas do campo General Alladia.
General Alladia Kampı'ndaki insanlara yiyecek ve ilaç tedarik etmemiz için yardımını.
Deve saber que o campo está com excedente.
Kamp'ın aşırı büyüdüğünü biliyorsun.
O conselho convida Otto Düring a visitar o campo General Alladia como nosso convidado de honra.
Divan, Otto Düring'i onur konuğu olarak G. Alladia Kampı'nı ziyarete davet ediyor.
Houve um campo aqui, durante a guerra, prenderam os italianos.
- Burada bir kamp vardı. - Savaş sırasında İtalyanları tutuyorlardı.
Havia um acampamento no fundo.
Vadi kısmında bir kamp vardı.
E nunca tive vontade de ir ver um local que se come a si próprio.
Kendi kendini yiyen bir kampın yanında piknik yapasım gelmedi benim de.
Encontra um local onde não possamos ser vistos da estrada, e monta um acampamento.
Yoldan görünmeyeceğimiz bir yer bulup kamp kurun.
A base das forças Ottomanas está situada aqui a oeste de Otranto.
Osmanlı birliklerinin ana kampı burada. Otranto'nun batısında kalıyor.
Recuperamos o nosso navio, este edifício é nosso, e estamos a dizer ao povo de Baltimore que a sua zona de morte em Olympia, encerrou as operações.
Gemimizi geri aldık. Bu bina da artık bizim. Baltimore halkına, Olympia'daki ölüm kampınızın artık olmadığını söyleyeceğiz.
Não a deixarão apodrecer no gulag se puderem evitar.
Ellerine fırsat geçerse, çalışma kampında çürümeye terk etmeyeceklerdir.
Fui prisioneiro num campo de extermínio alemão em 1944.
1944 yılında Alman ölüm kampında esirdim.
Em miúdo, o meu pai pôs-me numa academia de boxe.
Ben çocukken, babam beni boks kampına gönderdi.
Quero fazer mais uma pescaria antes da fase de treinos.
Eğitim kampından önce son bir defa balık tutmaya gitmeye çalışıyorum.
Gostava de alguém igual a si lá no acampamento.
Keşke kampımızda sizin gibi birisi olsa.
Há um campo de refugiados... que os rebeldes ajudaram no passado.
Asilerin daha önce yardım ettikleri bir mülteci kampı var.
O chefe do Sonderkommando ficou com pena e disse :
Yehuda Bekon, 14 yaşındaki çocuk işçi Auschwitz Toplama Kampı
Que campo?
- Ne kampı?
Mas é um campo de teatro, não é?
Tiyatro kampı değil miydi ama?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]