Katherine translate Turkish

Não, Katherine, estou empolgada.

Hayır, hayır, Katherine, heyecanlıyım.

A Katherine continua a insistir comigo quanto àquele emprego.

Katherine bu iş konusunda beni zorlayıp duruyor.

Esposa, Katherine, filha, Avalon, nome estranho.

Eşi Katherine, kızı Avalon, İsimlerini nereden aldılar bilmiyorum.

Foi a Katherine.

Katherine buldu.

Jessa, esse o batom é da Katherine?

Jessa, Katherine'in ruju mu o?

- A Katherine?

Katherine nerede?

Não sei como vou explicar isto à Katherine.

Bunu Katherine'e nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.

Katherine Beckett, acha que podemos manter isto fora do registo público?

Katherine Beckett ama bunu kayıt altına almasak olur mu?

Quem é a Katherine Morton?

Katherine Morton da kim?

Ela era minha mãe.

Katherine Morton?

Katherine Ann, volta aqui!

Katherine Ann, buraya geliyorsun!

Katherine.

Katherine.

Katherine, eu não posso voltar a trabalhar para si.

Katherine... Artık senin için çalışmam mümkün değil.

Ele disse-lhe para cá vir?

Teşekkür ederim, Katherine. Bunu teklif etmen büyük incelik.

Obrigado, Katherine.

Seni daha fazla sır olarak tutamam.

Ele é adorável, Katherine.

Meselemiz ihtiyaç değil, efendim.

Pode garantir que as mulheres vão gastar o dinheiro nos seus perfumes e combinações?

Demek ki etti. Katherine, ne harika! Lütfen, hiçbir şey söylemeyin.

Que pensamento ridículo! Todas as raparigas da loja estão!

Adı Katherine Glendenning, kasabanın en zengin kadınlarından birisi.

É um triunfo, Moray. A Katherine Glendenning no The Paradise. Todos sabem que vai casar com ela.

Kızlardan bazıları işlerini kaybedeceğini hissedenler hep ofisine çağırılmış.

Já falei com os meus parceiros, e estão todos de acordo.

Katherine'nin bir çok talibi vardı. Bazılarını sevdim de. Hiçbirine en ufak bir ilgi duymadı.

A Katherine teve pretendentes.

Kızımın sana tutkuyla bağlandığını biliyorsun.

Mas ela não mostrou interesse em nenhum deles. Eu sei o meu lugar, senhor.

Katherine'e olabildiğince nazik davranıyorum, efendim.

Seria catastrófico para os negócios nestes tempos tão conturbados.

Kadınlar sanki senin iltifatların için geliyor. Katherine, bu konuda Moray ile aynı görüşteyim.

Katherine,

Ağırdan al.

Lamento o que aconteceu, Katherine.

Ne zaman buna hazır olacağımı söyleyemem.

Talvez agora que Katherine Glendenning não vai mais se casar com ele você imagina que você pode.

Artık Katherine Glendenning ile evlenmeyeceği için... -... onu yakalayabileceğini düşünüyorsundur.

É Katherine.

- Katherine.

Katherine teve todas as oportunidades para aceitar o pedido de Peter Adler.

Katherine isteseydi Peter Adler'ın teklifini kabul etmeye hakkı vardı.

Katherine, o que vamos fazer sobre isso?

Katherine, bu konuda ne yapacağız biz?

Eu estava no seu caminho com Katherine.

- Katherine ile aranıza girdim.

Gostaria agora de lhe oferecer a minha bênção de fato o meu encorajamento, para falar com Katherine.

Artık size hayır dualarımı sunuyorum, hatta desteğimi. Git Katherine ile konuş.

Katherine ao contrário, mas ela ama você e é hora do seu pai respeitar isso.

Katherine ise tam tersi. Seni şüphesiz seviyor ve artık babası olarak buna saygı duymam gerek.

Ele me deu sua bênção, para falar com Katherine.

Katherine ile konuşayım diye hayır dualarını sundu.

Katherine, este não é o momento.

- Katherine, şu an zamanı değil.

Katherine por favor eu poderia ter um momento com Dudley?

Katherine, Dudley ile biraz konuşabilir miyim?

Eu tenho minhas razões para Katherine.

Katherine için nedenlerim vardı.

Você está para se casar com Katherine Glendenning e isso é tudo que importa.

Siz Katherine Glendenning ile evleneceksiniz ve önemli olan da bu.

O homicídio de Katherine Morton.

Katherine Morton cinayeti.

Isso não foi um não, o que significa que sim, que já fez. Katherine, isso é magnífico!

Neden Moray?

Por favor, não podem contar a ninguém.

Seçebileceğin o kadar adam varken Katherine, neden o?

Katherine, de todos os homens que poderia ter escolhido, porquê ele?

Bu sadece bir kovalamaca, baba.

Aquela é a Katherine Glendenning, uma das mulheres mais ricas da cidade.

Yani evet, efendim.

Não acha que já passou tempo suficiente?

Katherine Glendenning sonunda The Paradise'da. Herkes onunla evleneceğini düşünüyor.

Katherine.

Tahtada en başta ben vardım, ama Clara adımı sildi. Kimin sırası olduğuna karar verecek kişi benim.

Já estou a fazer os meus planos para ultrapassar a sua intransigência.

Katherine.

Gostei de alguns.

Sen de Katherine'e aynı duyguları besliyor musun?

Katherine.

Böyle bir hassas zamanda işimizi sekteye uğratır.

A pressa é inimiga do amor. Leve o seu tempo.

Olan şeyden pişmanım, Katherine.

Longe de mim, Senhor, assumir o papel do Sr. Dudley, mas se quisermos dar flores...

Katherine!

Katherine, disse-me que isto era uma loja.

Süslü laflarla gözünüzü boyadığımı sanıyorsunuz.

Não.

Katherine ne kadar iltifat ettiyse de sizi görünce yeterli değilmiş anladım.