English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Kc

Kc translate Turkish

3,781 parallel translation
Sua Excelência, juiz Richard Stubbs, KC.
Ekselansları, Yargıç Richard Stubbs, Kralın Danışmanı. Bayım.
Horticultura, agricultura, aquacultura.
Bahçe düzenleme, çiftçilik, balıkçılık.
- Então, há quanto tempo é barqueiro?
- Peki ne kadar zamandır kayıkçısınız?
- Pareço-te um barqueiro?
- Kayıkçı gibi mi görünüyorum?
Ora bem, isto é treta!
Pekala mızıkçılar!
Estraga prazeres.
Mızıkçı.
Isto costumava ser uma linda vila de pescadores.
Eskiden harika bir balıkçı köyüymüş.
Omaduras veio à casa de um jovem pescador e à sua família.
Ümmü Düveys genç bir balıkçının ailesiyle kaldığı eve gelmiş.
Ela amou o homem e teve um filho dele.
Balıkçıya aşıkmış ve ona çocuk doğurmuş.
Ela matou o seu filho humano.
Balıkçının insan çocuğunu öldürmüş.
A família do pescador viu a criança Djinn na casa deles, e perceberam a desgraça que os atingiu.
Balıkçının ailesi cin çocuğu evlerinde bulmuşlar. Başlarına gelen belayı da anlamışlar.
O Gaddafi a mentir ao seu povo, o Putin a armar separatistas Georgianos.
Kaddafi insanlara yalan söylüyor. Putin Gürcistan ayrılıkçılarını silahlandırıyor.
- Não sei. Ele era paramédico.
Sağlıkçılardan biriydi.
Acho que o paramédico gostou do teu armário porque alguém recebeu flores, amiga, e não fui eu.
Bizim sağlıkçı çocuk senin kaputu sevmiş galiba çünkü birilerine çiçek geldi kızım ve bana değiller.
Na pesca com mosca prendem-se plumas e outras coisas a um anzol para simular qualquer coisa que o peixe goste de comer.
Sinek balıkçılığında asıl mesele, tüylerle birlikte diğer şeylerin de bir kancaya bağlanmasıdır. Böylece balıkların yemek isteyecekleri bir şeye benzer.
A pesca com mosca pode ser feita por fases.
Çünkü sinek balıkçılığı birkaç aşamada icra edilebilir.
O Garfo-faca-colherdor!
Çatal Bıçak Kaşıkçı!
Garfo-faca-colherdor!
Çatal Bıçak Kaşıkçı!
Flint Lockwood, és um pescador.
Flint Lockwood, sen bir balıkçısın.
Podíamos ter ficado com o Gone Fishin'ou o Wet Dream, mas esses soavam foleiros.
"Balıkçıl" ya da "Islak Rüya" falan da olabilirdi, ama biraz sıkıcı olurdu.
Ilha de pescadores, Nova York, para ser precisa...
Yani, balıkçı adası, New York.
Atacar vilas piscatórias.
Balıkçı köylerini yağmalamamı.
- Pinto pescadores, em Newlyn.
Newlyn'de balıkçıların resmini yapıyorum.
Lembro-me de ter usado a palavra "extorsionário".
Benim duyduğum kadarıyla kazıkçısın.
Leo, saquear sepulturas é como vender peixe.
Leo, mezar hırsızlığı balıkçılık gibidir.
Peixaria Kapoor?
Kapoor Balıkçılık mı?
- Pele de porco, vidro, uma rede de pesca...
- İşte burada. - Domuz derisi, bardak... Balıkçı ağı...
- Não sejas corte.
- Mızıkçılık yapma.
Desiste de apanhar peixes e farei de ti um pescador de homens.
Balık tutmayı bırak, ve seni insan tutan bir balıkçı yapayım.
Estou orgulhoso de ti, meu pescador de homens.
Seninle gurur duyuyorum, ey insan tutan balıkçı.
Pedro. Vem comigo. E farei de ti um pescador de Homens.
Petrus, benimle gel ve seni insan tutan bir balıkçı yapayım.
"És uma desmancha-prazeres, chata, desanimadora," craba "? Como se lê?
"Oyunbozansın, mızıkçısın eğlence kaçıransın, kaltksın?" Nasıl okunuyor bu?
Consideras-me uma desmancha-prazeres?
Sence ben oyunbozan mıyım? Mızıkçı mıyım?
O sarampo, a papeira, a rubéola.
Kızamık, kabakulak, kızamıkçık.
Recebi uma dica anónima sobre um lavador de pratos "com fabulosas habilidades motoras e temas."
İnanılmaz yetenekleri ve temaları olan bir bulaşıkçı hakkında isimsiz bir mektup aldım.
Não é o padrão num lavador de pratos.
Bütün bulaşıkçıların yapabildiği bir şey değil bu.
Vai-te lixar, lavador de pratos.
Siktir oradan bulaşıkçı.
É o lavador de pratos!
Bulaşıkçı.
Desculpa não ocupar o lugar especial de pureza moral de onde lançar julgamentos piedosos, mais conhecido como poço de pratos.
O bulaşıkçı gibi ahlaki değerlerimi ortaya dökecek özel bir platformum olmadığı için kusuruma bakma.
Percebeste, lavador?
Anladın mı bulaşıkçı?
Mandaram-me vir para uma maldita marisqueira.
- Toplantı bir balıkçı kulübe.
Diga-me onde lhe dói.
Söyle, neren acıyor? Ben sağlıkçıyım.
Que tipo de TE abandona o doente para atender uma chamada?
Hangi sağlıkçı telefona bakmak için hastasını bırakır?
Parece algo que um técnico de emergência faria?
Bir sağlıkçı sence böyle bir şey yapabilir mi?
A Polícia confirmou que os dois criminosos foram ambos mortos dentro da escola, que o local está livre de perigo e que os oito reféns estão vivos e a receber assistência médica.
Polis iki silahlı adamın okul içinde öldürüldüğünü onayladı. Bölge güven altına alındı ve sekiz rehinenin tümü canlı ve profesyonel sağlıkçılar tarafından gözetim altında tutuluyorlar.
Eras mais pescadora ou caçadora?
Sen balıkçı mıydın, yoksa avcı mı?
A maioria dos pescadores usa penas, pelo, fio, bocados de conchas.
Çoğu balıkçı tüy, post, sicim kabuklar falan kullanır.
- Pelo menos sabemos que ele é um pescador.
- En azından adamın balıkçı olduğunu biliyoruz.
Jesus foi Apaixonado por pescadores.
İsa balıkçıları severdi.
Ele tem uma licença de pesca também.
Balıkçılık belgesi de var.
Não. Tu és um desmancha prazeres.
Amma mızıkçısın ya.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]