English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ke

Ke translate Turkish

263 parallel translation
- G-G-gato. - Oh. Oh.
Ke-ke-kedi.
Gostava de agradecer ao teu avô por este esconderijo.
Keºke büyükbabana bu yer için teºekkür edebilseydim.
Saber que, neste momento, um ser amado
Keºke o yanimda olsaydi
- A Hesh-ke lembra-se de ti.
- Hesh-ke seni hatırladı.
Leva a rapariga para dentro.
Hesh-ke, kızı içeri götür.
E se quiseres receber a recompensa pela rapariga, a Hesh-ke tem uma faca.
O kızı götürüp ödülü almak istiyorsan unutma, Hesh-ke'nin bıçağı var.
Se a Hesh-ke meteu na cabeça que vai matar a rapariga, mata mesmo.
Hesh-ke o kızı öldürmeyi kafasına koymuşsa yapar.
Só que a Hesh-ke tinha metido na cabeça... que queria o Mackenna de volta.
Fakat Hesh-ke'nin başka planları vardı. Mackenna'yı geri istiyordu.
Acha que estes dois nos vão contar algo, Ke-Ni-Tay?
Bu ikisi bize birşeyler anlatacak mı, Ke-Ni-Tay?
Ke-Ni-Tay acha que o Horowitz matou a mulher e tentou fugir com o menino.
Ke-Ni-Tay, Horowitz'in kadını öldürdüğünü ve çocukla kaçmak istediğini söylüyor.
Ke-Ni-Tay.
Ke-Ni-Tay
- Ke-Ni-Tay?
- Ke-Ni-Tay?
O que é que ele pretende, Ke-Ni-Tay?
Na istiyor, Ke-Ni-Tay?
Ke-Ni-Tay acha que foi há cerca de cinco horas.
Ke-Ni-Tay, 5 saatlik olduğunu söylüyor.
Ke-Ni-Tay acha que todos os cavalos vão sem cavaleiro, menos dois. O primeiro e o último.
Ke-Ni-Tay, bütün atların, ikisi hariç, binicisiz gittiğini söylüyor.
Vou com um cavaleiro por aqui e Ke-Ni-Tay com outro por ali.
Ben bir atlı ile bu yoldan gideceğim Ke-Ni-Tay bir başkasıyla o yoldan.
Devíamos esperar por Ke-Ni-Tay.
Ke-Ni-Tay'ı beklemeliyiz.
Se temos que esperar por Ke-Ni-Tay devíamos aproveitar o tempo.
Burada Ke-Ni-Tay'ı beklerken zamanı değerlendirmeliyiz.
Ke-Ni-Tay e ao ajudante de campo.
Ke-Ni-Tay ve atlı!
Ke-Ni-Tay pensa que Ulzana vai na água e, em seguida, tentará encontrar cavalos.
Ke-Ni-Tay, Ulzana'nın önce su sonra atları arayacağını söylüyor.
- Ke-Ni-Tay lhe dará o dele.
- Ke-Ni-Tay size bir tane verir.
Ke-Ni-Tay, quero falar contigo.
Ke-Ni-Tay, seninle konuşmak istiyorum.
Mas devia escutar o que lhe diz Ke-Ni-Tay.
Ama Ke-Ni-Tay ne derse, dinlemelisiniz.
O Ke-Ni-Tay pode?
Ke-Ni-Tay yapabilir mi?
O Ke-Ni-Tay assinou o papel.
Ke-Ni-Tay kağıt imzaladı.
O Ke-Ni-Tay é soldado.
Ke-Ni-Tay asker.
- O Ke-Ni-Tay precisa de tempo para encontrar o espia.
Ne? Ke-Ni-Tay'ın, gözlemciyi bulmak için zamana ihtiyacı var.
É o Ke-Ni-Tay.
Bu Ke-Ni-Tay.
Estas sao as viagens da nave estelar Enterprise... em sua missao de cinco anos para a exploraçao de novos mundos... para pesquisar novas vidas, novas civilizaçoes... audaciosamente indo onde nenhum homem jamais esteve. JORNADA NAS ESTRELAS
Bunlar, Yýldýz Gemisi Atýlgan'ýn... beþ yýllýk görevi boyunca... daha önce gidilmemiþ yerlere gitmek, yeni yaþamlar, yeni medeniyetler... yeni dünyalar keþfetmek için atýldýðý maceralarýn öyküsüdür.
- Uh, Ke...
- Ke... - Ke..
- Ke. Mas que esplêndido nome.
Ne kadar güzel bir isim.
Há um ga... ga...
Bir ke... ke.. ke...
Há um ga..
Şey var bir ke...
Era melhor que te concentrasses em algo mais, de vez em quando.
Bak, ke... ke... keşke... keşke arada bir başka bir şeylere yoğunlaşabilsen.
Aqui fala Milson, ligando para KE-2 dentro de 5 segundos.
Ben Milson, 5 saniye sonra lE-2 koduna geç.
OI, SPI KE.
"Merhaba, Spike - Hoax."
matou ninguém.
öldürmemiştir. Ke-ke-ke...
- Tem medo de ser roubado por negros, né?
Yarın gece mi dedin? Ke-ke-liyor muyum ben, piç kurusu?
Ke...
Ke...
Ke... Kes...
Şu anda, hazır cevaplılıktan pek eğlenmiyorum, fakat bu durman için bir neden mi?
- C-c-c-cortar-lhe a garganta?
- ke-ke-keseyim onun... onun boğazını?
Chenrezig ke. O Buda da Compaixão tem de saber.
Kıskançlık geldi.
Borboleta.
Ke-le-bek.
Estávamos a voltar do nosso acampamento de Inverno e vimos os vossos amigos a tentarem levar o Ke.
Kış kampımızdan dönüyorduk ve dostlarınızın Ke'yi almaya çalıştıklarını gördük.
Como é que removem as impurezas do Ke para que não se parta?
Ke'deki katışık maddeleri nasıl ayırıyorsunuz da hiç ufalanmıyor?
Bem, primeiro pedimos aos espíritos que peçam à montanha o Ke.
Ke vermesi için ruhlardan dağa rica etmelerini isteriz.
Se a montanha estiver bem disposta, ele largam o Ke no rio.
Eğer dağ iyi hissediyorsa, Ke'yi nehre atar.
O rio limpa o Ke até que esteja brilhante.
Nehir de Ke'yi parlayana kadar temizler.
- Acerca de tirar o Ke da montanha?
- Ke'yi dağdan almak konusunda mı?
Sabes como ela é.
Hesh-ke'yi bilirsin.
- Ke?
- Ke mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]