English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Kentucky

Kentucky translate Turkish

868 parallel translation
Entraremos no Sul como civis, vindos do estado neutro de Kentucky, para nos aliarmos à causa Sulista.
- Kentucky'nin tarafsız bir eyaletinden gelip Güney kuvvetlerine katılacak siviller gibi güneye gireceğiz.
O último doente a quem dei um ganhou o Kentucky Derby.
Bundan verdigim son hasta Kentucky Derby yariºini kazandi.
Quando fores mais velha, levo-te a Kentucky e a Virginia.
Büyüyünce, Kentuck'ye ve Virginia'ya gideriz.
Já deve de estar no Kentucky.
Herhalde simdi Kentucky üstündedir.
A sua familia é do Kentucky.
Ailesi Kentucky'den.
Iremos juntos ao quartel geral do Kentucky.
Hemen Kentucky'deki karargahıma gidiyoruz.
Kentucky.
1925. Kentucky.
" Nasceu em Kentucky.
" Kentucky doğumlu.
O HOMEM DE KENTUCKY
Çeviri :
Ao contrário do Kentucky.
İşte Kentucky böyle bir yer.
- O que se passa com o Kentucky?
Peki buraların nesi var, ahpap?
Sou o guerreiro mais feroz de Kentucky.
Ben tüm Kentucky'nin en acımasız adamıyım.
Em Kentucky não há espaço suficiente para os dois.
Kentucky'de her ikimize de yer yok.
Um bourbon do Kentucky.
Gerçek Kentucky viskisi.
Nunca vi um sulista a sério a recusar um bourbon do Kentucky.
Gerçek Kentucky viskisini, red eden bir güneyli ilk defa duyuyorum.
A casa fica no Reino do Kentucky governado pelo mais cruel rei de toda a América :
Amerika'nın en kötü kalpli kralı tarafından yönetiliyordur :
Café escocês, café canadiano, café de malte...
İskoç kahve, Kanada kahvesi, Kentucky kahvesi...
O primeiro jogo que eu tenho em mente é em Louisville, Kentucky.
Aklımdaki ilk maç, Louisville, Kentucky'de.
Estou a ir ao Kentucky, para Louisville com um amigo.
Kentucky, Louisville'e gidiyorum, bir arkadaşımla.
Tal como Fort Knox, no Kentucky, o é nos Estados Unidos.
Fort Knox Kentucky'nin Amerika için olduğu gibi.
Bluegrass Field, no Kentucky, é o destino final.
Bluegrass Field, Kentucky son durakları.
Acho que a água e o whisky são muito bons aqui no Kentucky.
Eminim burada Kentucky'de burbon ve su bile muhteşemdir.
Bourbon do Kentucky, tem quase vinte anos.
Kentucky'den geldi. 20 yıllık.
Essa mula é um cruzamento Kentucky Red, cruzada com outra da mesma raça.
O katır bir Kentucky kırmızısıdır, yük taşımada onun üstüne bir başkası daha yoktur.
E aquela miúda em Kentucky... cheguei mesmo a gostar dela.
Bir de şu Kentucky'deki kız... Ondan çok hoşlanmıştım.
Sim, mas foi no Kentucky!
Evet, ama orası Kentucky'di!
É como uma mulher que tive no Kentucky :
Bir zamanlar Kentucky'deki bir kadınım gibi :
Tenho de apanhar o comboio para o Kentucky logo de manhã.
Sabah erkenden Kentucky trenine yetişeceğim.
Que há no Kentucky?
Kentucky'de ne var?
Por que não lhe liguei quando voltei do Kentucky?
Kentucky'den döndükten sonra seni niçin aramadım?
- Escocês, Irlandês ou do Kentucky?
- İskoçmusun, İrlandalımısın yoksa Kentucky'limi?
- Oh, Kentucky.
- Oh, Kentucky.
Todos nós vestidos de fazendeiros a cavalgar em belos cavalos... para essa cidade levantada nas planície sobre as ruínas.
Hepimiz çiftçi gibi gibi giyinmiş, damarımızda asil Kentucky kanıyla, bu Yanki Şehrine gidiyorduk.
Eu consigo saltar, correr, atravessar... arrastar e chicotear qualquer homem em todo o Kentucky!
Kentucky'li herhangi bir adamdan daha iyi zıplar, daha hızlı koşar onu yere serer, yerlerde sürükler ve kamçılarım.
Força Aérea 101, Fort Campbell, Kentucky.
- Farkı yok. 101. Hava İndirme Bölüğü, Kentucky.
A última sondagem de opinião publicada hoje mostra que o Partido Trabalhista vai à frente com 40 %, os AA em segundo, com 38 %, e, sem grande surpresa, o Kentucky Fried Chicken disputa com os Liberais o terceiro lugar.
Son kamuoyu yoklamasına göre İşçi Partisi % 40'la önde AA % 38'le ikinci ve Kentucky Fried Chicken Liberallerle birlikte üçüncü.
Fiz quase 5.000 Km para o Kentucky Derby.
Kentucky Derbisi için 5000 kilometre yol geldim.
Bom. Ele ganhou em todo o sul, exceto no Tennessee, Florida e Kentucky.
Evet, o bütün Güney'i fethetti Tennessee, Florida, Kentucky hariç.
Madeleine, a futura mãe de Oscar, passou a noite flirtando com Peter Nicholson, um soldado do Kentucky. "
Madeleine, Oscar'ın müstakbel annesi, bir gece yarısı Kentucky'li er Peter Nicholson'la flört etmeye başladı..
É o resultado de enxertos... de vários tipos de relvas e ervas... com marijuana da Califórnia.
Çayır otu... Kentucky çimeni... ve kuzey Kaliforniya marihuanası karışımı.
Loretta, vou deixar o Kentucky.
Loretta, Kentucky'den ayrılıyorum.
Não há nada para mim no Kentucky, Loretta.
Kentucky'de benim için hiçbir şey yok, Loretta.
A sua mãe ligou do Kentucky hoje. Disse feliz aniversário e porque não ligava mais vezes.
Annen, bugün Kentucky'den şehirlerarası arayıp yıldönümünü kutladığını söyledi ve neden daha sık aramadığını sordu.
A sua mãe está a ligar do Kentucky.
Kentucky'den annen arıyor!
É de onde eu e o Doo somos. Lá no Kentucky.
Doo ve benim eskiden Kentucky'de yaşadığımız yer.
A voz do country em Hazard, Kentucky.
WTMT, ülkenin Kentucky Hazard'daki sesi.
A minha mãe está lá no Kentucky a tomar conta das quatro crianças.
Anneniz 4 bebeğini bakmak için Kentucky'ye dönüyor.
Escolhi este lugar específico porque daqui parece o Kentucky de antigamente.
Özellikle bu noktayı seçtim şeyden dolayı... Tam burada. Biraz Kentucky'nin eski hâli gibi gözüküyor.
Espera até calhar na minha propriedade.
Eski Kentucky evime gelene kadar bekle. - Bira? Bira.
Conquistaram as salvagens terras do Kentucky.
Kentucky'nin vahşi bölgelerini geçip gelenler oldu.
Harriet Beecher Stowe
Ev, Kentucky Krallığındadır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]