English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Kevlar

Kevlar translate Turkish

185 parallel translation
É feito de Kevlar.
O kevlar.
E o capacete Kevlar que lhe deram, por acaso, não foi parar a uma casa de penhores da cidade?
Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse?
É por isso que quero ver o Kevlar na sua cabeça, às 19 : 00, ou não terá cabeça para o usar.
Bu yüzden saat 19.00'da miğferini görmek istiyorum... yoksa onu giyecek bir kellen kalmaz.
- Kevlar de dupla hipótese.
- Evet, "İkinci Şans".
É titânio, laminado com Kevlar.
Kevlar'la kapli titanyum.
- Este Kevlar é fabuloso.
- Bu Kevlar harika.
As roupas deles eram feitas daquele leve Kevlar Japonês.
Kıyafetleri özel bir kumaştan yapılmıştı ve kurşun geçirmiyordu.
A bala passou por oito camadas de kevlar.
Mermi, can yeleğinin sekiz tabakasını da geçmiş.
Capacete Kevlar 9 e armadura.
Kevlar 9 başlık ve vücut zırhı.
Uma ronda de Teflon passou pelo colete de Kevlar.
Teflon sniper mermisi polisin Kevlar çelik yeleğini delmiş.
- Onde estão os capacetes?
Kevlar nerede?
- O Milagre de Kevlar.
- Çelik yelek mucizesi.
É melhor que fibras de Kevlar.
Kurşun geçirmez malzemeden daha iyi.
Está bem, mas eu vou de roupa anti-bala.
Tamam. Güzel bir Kevlar yelek giyeceğim.
É todo Kevlar, reforçado a aço.
Kevlar'dan, çelik katkılı.
Estes coletes são similares aos do Kevlar que usam os policiais comuns... mas além das balas resistem às armas brancas.
Bu yelekler, sokaktaki polislerin giydiği Kevlar'ların benzeri... yalnız onlara ilaveten bıçak da işlemiyor.
O ferimento foi causado pelo impacto de alta velocidade por um projéctil grande, que perfurou um colete de três camadas de Kevlar.
Ve kan kaybına sebep olmuş. Bu yara üç katlı özel Kevlar giysiyi delmiş.
Vestes "Kevlar"?
Kevlar mı giyiyorsun?
O chassis é uma peça única composto pela Kevlar.
Şase tek parça Kevlar karışımı.
Vais usar sempre o colete de Kevlar.
Çelik yeleğini hiç çıkarmayacaksın.
MBGs, kevlar BDUs, comunicação de satélite codificada, 1 quilo e oitocentas de cargas de C-4, e um detector de radiação cryo-3 para ajudá-los a localizarem as ogivas.
Gece gözlükleri, kurşun geçirmez yelekler,... 1,5 kilo C-4 ve nükleer başlıklar için radyasyon detektörü.
São leves e camufláveis.
Hafif Kevlar.
- Tenho menos um carro do que tinha ontem, menos dois coletes de Kevlar que arderam, dois rádios de mão, uma caçadeira, e estou prestes a perder este idiota por uma semana ou duas por baixa médica.
Dün geceden bu yana, bir araba, arabada yanmış iki tane çelik yelek, iki tane el telsizi, bir tabanca kaybettim bir ya da iki hafta içinde de hastanelik olacak bir adam kaybedeceğim.
Ele estava a usar um Kevlar, mas não ajudou.
Çelik yelek giyiyordu, ama faydası olmadı.
Lembre-me de comprar acções da KEVLAR.
Çelik yelek firmasının hisselerini alayım.
5 mil por um colete antibala?
Kevlar çelik yelek için 5 bin dolar mı?
Nunca usávamos Kevlar até eu levar com três balas.
Ben göğsümden üç kurşun yiyene dek çelik yelek giymezdik!
- Estão a usar Kevlar.
- Çelik yelekleri var. Kafalarına ateş edin.
No entanto, descobrimos que o material e feito de uma fibra muito parecida com o kevlar, o que significa que uma coisa pequena e afiada deveria conseguir penetrá-la. Tal como um dardo aguçado de trinium.
Ancak, madde Kevlar'a benzer sıkı dokunmuş fiberden oluşuyor, bu da demek oluyor ki küçük ve keskin birşey onu delebilir, iyi uçlu bir trinyum oku mesela.
Os kevlar incendiáveis.
Bu kurşun geçirmez şişme top.
Estas janelas são agora à prova de bala com Kevlar para sua protecção.
Bu pencereler güvenliğin için kurşun geçirmez yapıldı.
Penetra até 48 camadas de Kevlar ( tecido anti-bala ).
48 kat Kevlar'ı delebiliyor.
Kevlar. Nao impede a explosao de energia de uma lança.
Kevlar bir enerji silahından gelen enerji darbesini durduramaz.
Janky, painéis de Kevlar.
Janky, Kevlar panelleri.
Revestimento duplo de Kevlar, articulações reforçadas...
Kevlardan örülme, güçlendirilmiş eklemler.
Começámos a usar Kevlar e eles munições perfurantes.
Kurşun geçirmez yelek takıyoruz, zırh delici mermi alıyorlar.
O cabrão acertou-me na Kevlar.
Piç, tam çelik yeleğimden vurdu.
Os uniformes policiais feito de kevlar não possuem placas de cerâmica que pudessem fragmentar uma bala, tudo o que fariam era bloqueá-la.
Polislerdeki kurşungeçirmez yeleklerde kurşunu parçalayacak seramik katman yoktur. Yelek kurşunu sadece tutar.
Agradece a Deus pelo kevlar.
Çok şükür kevlar yelek var.
Eu estava a usar um colete Kevlar.
Çelik yelek giyiyordum.
Vão manter as Kevlar bem apertadas, combinado?
Kevlar'ı sıkı giy.
Reparem na forma como fazemos, por exemplo, Kevlar o nosso material mais resistente.
Örnek olarak en sert maddemiz olan Kevlar'a bakın.
É um colete kevlar refrigerado. Oculta a temperatura do seu corpo.
Vücut sıcaklığını dengede tutmak için
Kevlar topo de gama, protótipos de balas côncavas, fusíveis digitais...
Son kalite Kevlar, prototip içi boş kazıklar, dijital fünyeler...
Não sei se sou eu ou se é destes forros, mas há algo no meu kevlar que cheira mal.
Benim yüzümden mi, yoksa yeni astarlardan mı bilmiyorum ama miğferim kokuşmuş.
- A pele propriamente, vinte vezes mais resistente à penetração que o Kevlar.
- Derinin kendisi zırh. Kevlar'dan 20 kat daha dayanıklı.
Placas de kevlar endurecido, fibras de tecelagem tripla embebidas em titânio para proporcionar flexibilidade.
Şimdi sertleştirilmiş kevlar tabakalar, esneklik için titanyumlu üçlü örgü lifler.
- Não, corda de tripa natural e Kevlar.
- Hayır, doğal gut ve kevlar.
- Ei, isto é Kevlar, amigo.
- Hey, bu kurşun geçirmez yelek dostum.
Escudo em Kevlar.
Kevlar.
Acho que elas tem Kevlar nelas.
Sanırım içine Kevlar koyuyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]