Translate.vc / Portuguese → Turkish / Kopek
Kopek translate Turkish
16,543 parallel translation
Mas se o meu pai descobre que estamos na casa de bonecas da minha irmã constrói-me uma casota de cão, no quintal.
Babam, kız kardeşimin oyun evinde oynaştığımı öğrenirse... benim için de bir köpek kulübesi inşa eder.
Seja à canzana.
Köpek stili düzüşelim o zaman.
- Tubarão ou águia : o que serias? - Um tubarão!
Köpek baliği mi kartal mi, hangisi olmak isterdin?
Isso é só desvantagens!
- Köpek baliklarinin bir sürü dezavantaji var.
A tua maldita cena de cão de sucata da maldita Detroit talvez te tenha feito sentir durão, mas não ajudou em nada os teus malditos colegas de equipa.
Amınakoduğum Detroit'inden getirdiğin mezarcı köpek mizacın seni sert gösteriyor olabilir, ama hiç bir takım arkadaşına yardım etmiyor.
Vais ficar de fora desta com a tua treta do "rafeiro".
"Uyuz köpek" saçmalığınla otur bakayım şimdi!
O rafeiro.
Uyuz köpek.
Miúdo ingrato.
Nankör köpek!
Acho que já te chega, rafeiro.
Yetti mi, uyuz köpek?
Cheira a cão molhado.
Islak köpek gibi kokuyor.
Não era o nome deles em cima da merda de cão.
Köpek bokunun üstünde onların kafası yoktu.
Eu não sou nenhum cão, sabias?
Biliyorsun, ben bir köpek değilim.
Eu preciso de tubarões.
Bana köpek balıkları lazım!
Isto é o Dog and Duck.
Bu köpek ve ördek.
Da família de criadores de cães do barão de Rio Branco.
Baron Rio Branco'nun köpek yetiştirici ailesinden.
És um barão descendente de uma família distinta, não és?
İyi bir cins köpek ile siz baronsunuz.
Posição Cão para Baixo!
Aşağı Bakan Köpek!
Sim, bem, eu... O meu patrocinador obriga-me a fazer este tipo de coisas. Uma espécie de promoção.
Evet, Şimdi, be... sponsorum tüm yükümlülüklerini üzerine koyarak... köpek ve midilli gösterisi.
- Cabeça de tubarão.
Köpek balığı kafası.
- Tens cabeça de tubarão?
- Kafan köpek balığı gibi mi?
- Cabeça de tubarão.
- Köpek balığı kafası.
Cabeça de tubarão.
Köpek balığı kafası!
Cercado por águas infestadas de tubarões.
Etrafı da köpek balıklarıyla dolu sularla çevrili.
Bem, e que tal um cãozinho?
Peki ya küçük bir köpek?
Fui desafiada a comer comida de cão.
Köpek maması yememi istediniz.
Ela é muito persistente.
Kemik bulmuş köpek gibi.
Lavadora de cães!
Köpek yıkayıcı!
É o cão!
Bu köpek yaptı!
Um cão foi atrás do Bob e eu estava a tentar protegê-lo.
Bir köpek Bob'a saldırdı, onu korumaya çalışıyordum.
E se um cão o apanhou, ou um carro?
Ya bir köpek onu kaptıysa? Ya araba çarptıysa ya...
Cãozinho lindo.
Aferin sana köpek.
A taça é para o cão.
Kâse köpek için.
Tem uma bela cadela.
Çok şeker bir köpek.
O cão comeu toda a camisa?
Yani şimdi, köpek tüm kondomu yuttu mu?
És como um cão.
Bir köpek gibisin.
Cheirava a cão.
Köpek gibi kokardı.
Senão mais valia sermos cães.
Köpek miyiz yani?
- Lembras-te do cachorrinho que falamos em ter?
Köpek alacağız diye anlaşmıştık, hatırladın mı?
Cão mau.
Yaramaz köpek.
E veio rastejando, para cá com o cú na mão Mendigando misericórdia, como um cão!
Buraya elin sikinde sürünerek gelip tıpkı bir köpek gibi, yere kapanıp benden merhamet etmemi istiyorsun.
O jogador é o Spartacus do mundo dos cães-robot.
Oyuncu robot köpek sürüsünün Spartucus'u olacak.
Seis cães, uns quantos gatos, também.
6 köpek, iki de kedi.
Lutam como cães, sem dúvida.
Kesin köpek gibi kavga ediyorlardır.
- Aquilo é um cão selvagem?
- Vahşi köpek mi o?
Estás a dizer que este cão morde ursos e lobos, mas tem medo da água?
Yani sen, bu köpek ayılarla ve kurtlarla dövüşüyor ama sudan korkuyor diyorsun.
Aquele cão é o animal mais saudável deste lado da linha Mason Dixie.
Bu köpek Mason-Dixon'ın en sağlıklı hayvanıdır.
E sobre aquele cão?
O köpek ne olacak peki?
E sobre o cão, Paul?
- Köpek ne olacak Paul?
Ele foi-se embora.
Köpek gitti.
É como um cão a morrer.
Ölmek üzere olan köpek gibi.
O que vos disse sobre a cadela?
Hey, size o köpek hakkında ne demiştim?