Translate.vc / Portuguese → Turkish / Lansing
Lansing translate Turkish
122 parallel translation
Ele é o assistente do secretário de Justiça de Lansing.
Bay Dancer, Lansing'de başsavcı yardımcısıdır.
Só desejo expressar o meu alívio... por o novo recruta não ser mais um reforço legal de Lansing.
Sadece içimin rahatladığını belirteyim. Neyse ki yeni eleman Lansing'den gelen yeni bir hukuki takviye kuvveti değil.
O assistente do secretário de Justiça de Lansing está a cortejar, ou vai interrogar?
Lansing'li başsavcı yardımcısı kur mu yapıyor... yoksa tanığı sorgulayacak mı?
Sou só um humilde advogado do interior, a dar o melhor... contra este brilhante promotor público da grande cidade de Lansing.
Ben basit bir köy avukatıyım, koskoca Lansing kentinden gelen... bu parlak savcıya karşı elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Martin Hall. - Harvey Ansing.
Martin Hall ve Harvey Lansing.
O tipo cumpriu 4 anos de prisão em Lansing, por extorsão e assalto.
Çocuk, gasp ve saldırıdan dört yıl yattı.
Conheci-a na noite em que actuei em Lansing.
Onunla Lansing'te yaptığım gösterinin gecesinde tanıştım.
Se quiseres posso esperar por ti e depois deixo-te na casa dos Lansing.
İstersen seni bekleyip, Lansinglerin evine bırakabilirim.
Festival de Cinema de Lansing... É...
Lansing Film Festivali.
Lansing.
- Lansing'de.
Não sei, talvez me pudesses ajudar com isso, e talvez eu pudesse fazer a estreia mundial... no Festival de Lansing do próximo ano.
Belki sen yardımcı olursun. Dünya prömiyerini gelecek yılki... Lansing festivalinde yapabilirim.
Quero dizer, o Festival de Cinema de Lansing. Isso é óptimo.
Sonuçta Lansing Film Festivali.
O que é que fazees aqui, em Lansing, Michigan?
- Ben de. Lansing, Michigan'da ne işin var?
O tempo de resposta médio em Lansing é de 4 minutos.
Polisin gelmesi ortalama dört dakika sürer.
Temos um receptor de coração pronto.
Lansing, Lakeview'dan geliyoruz. Kalbi alacağız.
A Cherie Lansing disse que me ajudariam.
Sherry Lansing bana yardım edebileceğinizi söyledi.
- Alguma coisa em nome de Lansing?
Kutuda Lansing için bir şey var mı?
lamentamos informá-lo que a rena Morawska não poderá continuar a corresponder-se consigo.
Sayın Lansing, Irena Moravska'nın artık sizinle yazışamayacağını üzülerek bildiririz.
O meu nome é William Lansing.
Ben William Lansing.
Não estava á sua espera.
Üzgünüm, Bay Lansing.
- Esse... Sr. Lansing disse alguma coisa fora do comum?
Bu Bay Lansing alışılmamış birşeyler söyledi mi?
Está na atura de engendrar um pano para tratar do Sr. Lansing.
Senin Bay Lansing için bir ölüm planı hazırlamanın vakti geldi.
Sr. Lansing.
Mektubunuzu okudum, Bay Lansing.
Parece que o Sr. Lansing ignorou a nossa mensagem.
Görünüşe göre Bay Lansing mesajımızı önemsememiş.
Langins v. Mahoney.
Lansing, Mahoney'e karşı.
Carrie Lansing perdeu o marido, e ele está a sondar a vida sexual dela.
Carrie Lansing kocasını kaybetti. O, seks hayatını sorguluyor.
Denny Crane rebaixou Carrie Lansing, rebaixou o nosso sistema judicial e deve arcar com as consequências.
Denny Crane Carrie Lansing'i, küçük düşürdü... yargı sistemimizi küçük düşürdü, bunun cezasını çekmelidir.
Lansing já tinha problemas cardíacos.
Bay Lansing'in önceden de bir kalp hastalığı vardı.
Obriga Carrie Lansing a passar por um julgamento para o seu ego.
Kendi adını duyurmak adına müvekkilini kullanıyorsun. Kendi egonu tatmin etmek için Carrie Lansing'i çetin bir davanın içine sokuyorsun.
Na Lansing Boulevard, era boa?
Lansing Bulvarı'ndaki göze bata çirkin şey mi?
Vão transferi-lo para Lansing hoje.
Bugün seni Lansing'e nakledecekler.
- Lansing, Michigan.
- Lansing, Michigan.
Geralmente, sobre os importantes da cidade. Ela fez o artigo sobre Sherry Lance.
Birçoğu Charry Lansing gibi ünlü kişiler hakkında.
Se não fosse o Buster, se calhar ainda estavam confortáveis numa prisão de Lansing.
Eğer Buster olmasaydı rahat bir hapishane hücresinde yatıyor olacaklardı.
Ele fornecia materiais para o Stevens quando eu entrei na mina ele roubava uns 5 por cento, intimidava os trabalhadores, o tipo apanhou 4 anos de prisão por extorsão e assalto.
Ben madene gelmeden önce Stevens için malzeme taşırdı. Göz dağı verdiği tedarikçilerden yüzden beşin üzerinde çalardı. Adam Lansing'te haraç kesme ve saldırıdan 4 yıl yatmış
Este tipo cumpriu quatro anos em Lansing, por extorsão e assalto.
Adam Lansing'te haraç kesme ve saldırıdan 4 yıl yatmış
LLOYD LANSING usa um topete.
Lloyd Lansing peruk takıyor.
Tenha calma, Sr. Lansing.
Yavaş Bay Lansing.
O Tripp identificou-o, é Doug Lansing.
Tripp kimliğini teşhis etti. Doug Lansing.
Bem, parece que o topo do crânio do Sr. Lansing foi removido.
Bay Lansing'kafa derisi geri çekilmiş.
Isto deve livrá-la do homicídio do Doug Lansing.
Bu onu Doug Lansing'in katil zanlısı olmaktan kurtarır.
Acho que o nome deste patrocinador é Doug Lansing.
Katkıda bulunan bu kişinin adı Doug Lansing.
Estive a rever a conta da suite do Doug Lansing, e foram-lhe cobrados todos estes artigos, apesar de estarem por abrir, dentro do mini-bar, quando processamos o quarto.
Doug Lansing'in süit faturasına baktık. Bunların her biri yazılmış. Hem de hiçbiri açılmamasına rağmen.
Sim, mas o estranho é que todas essas cobranças apareceram ao mesmo tempo.
Gerçekten de tuhaf. Lansing niye mini bardaki her şeyi aynı anda alsın?
Porque é que o Lansing tiraria tudo do mini-bar de uma vez? Alguém queria trancar alguma coisa lá, porque o cofre do quarto era muito pequeno.
Odadaki kasa küçük olduğu için biri dolaba bir şey mi koyacaktı?
A maior parte das impressões apontam para o Lansing.
Bilemiyorum. Parmak izlerinin çoğu Lansing'e ait.
A miúda do Sr Lansing deixou as chaves no átrio.
Bay Lansing'in sevgilisi anahtarını lobide unuttu.
Então drogaste a bandeja do serviço de quartos, e depois voltaste e mataste o Sr. Lansing pelo dinheiro.
Sen de oda servisi tepsisindekilere ilaç koyup daha sonra odaya girdin. Bay Lansing'i para için öldürdün ve bir bıçakla kafa derisini yüzdün.
E depois conseguiu com que a nossa vítima, Doug Lansing, entrasse para o Comité de Legislação Indígena.
Sonra kurbanımız Doug Lansing'i de Kızılderili Yasama Kurulu'na sokmuş.
O Lansing está a puxar os cordões legais, e o O'Shay está a receber os dividendos.
Kanunları Lansing hallediyor, O'Shay de payını alıyor. Evet.
Aqui está a nossa vítima, Doug Lansing.
Kurban Doug Lansing var.