English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Lard

Lard translate Turkish

1,067 parallel translation
Se ele fosse um anão, ainda tinham alguma desculpa, mas ele é do tamanho de uma montanha!
Eğer bir cüce olsaydı, bulamamanızı normal karşılardım. ama adam dağ kadar!
Bem, suponho que eles tinha razão.
Sanırım haklılardı.
Eram pescadores que migraram para sul na Guerra de 1864.
1864'teki savaş sırasında güneye göç etmiş balıkçılardır.
- Chamavam-me menino Terri.
Beni "Erkeksi Kız Terri" diye çağırılardı.
Costumávamos ir buscar as nossas próprias coisas.
Biz kendi ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılardık.
- São parvos.
Bombacılardı.
Cubanos, na maioria.
Çoğunlukla Kübalılardı.
Tenho estudado o Oráculo do Sul há anos.
Güney Kahin'ini yıllılardır araştırırım.
- Talvez colombianos.
- Belki de Kolombiyalılardır.
Eram capazes de ter razão.
Belki de haklılardı.
Com algumas excepções, um lobisomem é igual a qualquer um.
Muazzam özelliklerimiz haricinde kurt adamlar da insanlar gibi canlılardır.
Os pilotos são uma espécie particular de artistas.
Aslına bakarsanız, pilotlar çok özel sanatçılardır.
Ele se recordará de sua atitude machista.
Bunu dramatik bir maço hareket olarak algılardı.
Os pais são os últimos grandes aventureiros.
Babalar son büyük maceracılardır.
Vendíamos o nosso "produto" a quem não o tinha...
Biz sadece satıcılardık. Ürünümüzü satmaktan başka şey yapmadık ;
Eles são'Running Men'. Os vencedores da última edição.
Onlar da Koşan Adam'lardı geçen yılın kazananları.
Talvez tenham razão.
Belki de haklılardır.
Era um trio de aventureiros chefs italianos que por acaso estavam na área a oferecerem os seus serviços.
Yemek hizmetinde bulunmak isteyen üçlü seyyar İtalyan aşçılardı.
Zee-lard...
Zee-lard...
Oficialmente o meu curso era Inglês, mas na realidade foram os anos sessenta.
Resmi olarak branşım İngilizce'ydi, ama aslında ilgilendiğim şey 60'lardı.
Os perfumes são líquidos normalmente extraídos das flores para dar aos humanos um odor mais agradável do que ao natural.
Parfümler çoğunlukla çiçeklerden elde edilen ve insanlara doğal hallerinden çok daha hoş bir koku veren sıvılardır.
Os dançarinos mudam 14.
Bunlardan 14'ü dansçılardı.
Na nossa opinião, os americanos são uns desadaptados primitivos... expulsos do próprio país bárbaro.
Bizim gözümüzde Amerikalılar kendi barbar ülkelerinden kopup gelen ve yakalanması gereken belalılardır. - Teğmen...
As pessoas vão dizer que és maluco.
Bir çok insan senin çatlak olduğunu söyleyecektir. Belki de haklılardır.
Mortais são tão previsíveis, e tão péssimos mentirosos!
Ölümlülerin ne yapacaklarını önceden kestirmek hiç de zor değil. Ve ayrıca çok büyük yalancılardır.
Era o palheiro, quando os carros eram puxados a cavalos.
Atlı araba kullanıldığı dönemde samanlığa açılan kapılardı onlar.
- Poderiam ter tido um advogado melhor.
- Daha iyi bir avukat bulmalılardı.
Eles tiveram imensa sorte.
Oldukça şanslılardı.
São troféus que guardo no escritório como pisa-papéis.
Onlar masamda ağırlık olarak tuttuğum başarılardır.
Ele e a Molly estiveram noivos.
Molly ile nişanlılardı.
Éramos só um bando de pirralhos.
Bıyıkları yeni terlemiş delikanlılardık o zaman.
Antes estava só farto deles e da sua propaganda, agora quem me dera que tivessem mortos.
Önceden sadece sıkıcılardı... şimdi ölmelerini diliyorum.
Seria juiz e jurado ao mesmo tempo!
Kendim sorgulayıp, onları yargılardım.
O meu pai e eu éramos os únicos convidados do mandarim.
Babam ile ben mandarinlerce davet edilmiş tek Avrupalılardık.
A tua mãe e o Les foram mesmo grandes bailarinos, não foram?
- Annen ve Les gerçekten harika dansçılardı, değil mi?
Dantes, eu praguejava... ... e chicoteava os cavalos, mas a vossa mãe fez-me ver o meu erro.
Atları küfürle kamçılardım ama rahmetli ananız beni ıslah etti.
- Não, estavam separados há anos.
- Hayır, yıllardır ayrılardı.
Estão sempre tão excitados.
Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Her zaman çok heyecanlılardır.
Tinham razão...
Haklılardı.
o pai da Laurae eu divorciamo-nos há 2 anos. Eles são tão queridos quando casamos com eles.
İlk evlendiğinizde çok tatlılardır, ama sonra sırf kariyerle uğraşırlar.
Se você é um viajante temporal com um "gosto" por energia neural humana, aonde você pegaria seus "suprimentos"?
İnsan sinir enerjisiyle beslenen bir zaman gezgini olsaydın, ihtiyacını nereden karşılardın?
Porque não me disseste que vinhas? Tinha te ido buscar ao comboio.
Haber verseydin seni istasyonda karşılardım.
- Caçadores furtivos. Penso eu.
- Herhalde kaçak av yapan avcılardı.
Tornei-me camareira do Glenn Gould porque as outras camareiras... que eram na sua maior parte mulheres italianas e jamaicanas, de meia-idade, tinham horror dele.
Glenn Gould'un oda hizmetlisi olmuştum. Çünkü diğer hizmetlilerin çoğu orta yaşlı İtalyan ve Jamaikalılardı ve Glenn'den korkuyorlardı.
Se há coisa que eu não suporto, é mentirosos, Jack.
Midemin kaldıramayacağı tek bir şey varsa, o da yalancılardır Jack.
Os Sicilianos são grandes mentirosos.
Sicilyalılar büyük yalancılardır.
Qualquer um sabe sapateado. O segredo está nos sapatos.
Tap-dansı yapan biri varsa, o da ayakkabılardır.
Ou então são uns trapaceiros, a tentar roubar às pessoas os tostões que juntaram.
Ya da dolandırıcılardır. İnsanları kandırıp kefen paralarını alıyorlar.Evet.
Foram os Dukes!
Duke'lardı.
- Talvez sejam os Romero.
- Belki Romero'lardır.
Felizardos como você são loucos ou desordeiros.
Sizin gibiler ya aklını kaçırmıştır ya da sorun çıkarıcılardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]