Translate.vc / Portuguese → Turkish / Leonardo
Leonardo translate Turkish
623 parallel translation
Mas produziram o Michelangelo, Leonardo da Vinci e o Renascimento.
Fakat Rönesans, Michelangelo ve Leonardo da Vinci de onların eseri.
Neste momento, poderia ajoelhar-me e dar os meus agradecimentos a Leonardo,
Şu anda dizlerimin üstüne çöküp, Leonardo'ya teşekkür edebilirim.
Como é que sabes que foi pintada por Leonardo?
Ve Leonardo'nun yaptığını ne biliyorsun?
Só Leonardo podia ter ter pintado aquele sorriso.
O gülümsemeyi sadece Leonardo resmedebilirdi.
Só há uma forma de saberes que Mona Lisa foi pintada por Leonardo.
Saçmalama, Mona Lisa'nın Leonardo'nun olduğunu bilmenin tek yolu var.
É uma pena que Leonardo da Vinci nunca tenha tido mulher.
Leonardo da Vinci'nin onu yönlendirecek eşinin olmayışı yazık olmuş.
O Dr. Leonardo?
Dr. Leonardo mu?
Dr. Leonardo!
Dr. Leonardo!
Dr. Leonardo.
Dr. Leonardo.
Levei-o ao Professor Leonardo e vendi-lho por 200 liras.
Profesör Leonardo'ya götürdüm ve 200 lirete ona sattım.
- Onde está o Professor Leonardo?
- Profesör Leonardo nerede?
- Que São Leonardo tenha piedade dele.
- Bağışla onu, Aziz Leonard.
- Quem é São Leonardo?
- Aziz Leonard da kim?
Não sabes? San Leonardo o patrono dos prisioneiros.
Mahkumların koruyucu meleği.
D Leonardo desenha uma nova.
Leonard yeni bir eskiz çizer.
Que o filho de Leonardo Tumeo os traiu? Não!
Leonardo Tumeo'nun oğlunun onlara ihanet ettiğini mi söylerler?
Mas o que sucederá se juntarmos o E e o F do Leonardo Da Vinci e...
- Peki buraya Leonarda Da Vinci'nin...
- O seu fresco não foi considerado superior... - até ao painel de Leonardo da Vinci? - Florença é a minha cidade, Sua Santidade...
- Ben Floransalıyım Papa cenapları!
Para um engenheiro. Para Bramante, até para Leonardo.
Bir mühendis için, Bramante için, hatta Leonardo için zorlu olabilir.
Ela contou-me que o Leonardo morreu.
Bana Leonardo'nun öldüğünü söyledi.
Passei o dia e a noite com o Leonardo.
En son gününde Leonardo'nun başında oturdum.
À noite, veio o médico. Ele é nosso amigo.
Akşam Leonardo'nun eski bir dostu olan profesör geldi.
O Leonardo adormeceu e depois acordou a pedir para que eu saísse do quarto.
Leonardo birkaç dakika uyudu. Uyandığında odadan çıkmamı istedi.
Um ou dois minutos depois, ela saiu, e disse que o Leonardo tinha morrido.
Birkaç dakika sonra koridora geldi, Leonardo'nun öldüğünü söyledi.
Foi muito gentil ao dizer isso mas ele tinha tendência em ser muito teatral.
Leonardo'nun bunu söylemesi çok hoştu. Zaten her zaman böyle teatral tavırları sevmiştir. Sürekli yas tuttuğumu söyleyemem.
Fora isso, estou igual, não estou?
Leonardo beni kır saçlı görmek istemiyordu. Bunun dışında değişmedim.
A morte do Leonardo não basta?
Leonardo'nun ölümü yetmedi mi?
Vou vestir o meu vestido vermelho só para irritar a Eva.
Evet, kesinlikle kırmızı elbisemi giyeceğim. Eva, Leonardo'nun ölümünün hemen ardından daha uygun bir şey giymemi ister elbette. Sırf canı sıkılsın diye yapacağım bunu.
Agora que o Leonardo morreu, estou terrivelmente sozinha.
Kıskanıyor musun? Leonardo'da öldüğü için artık tümüyle yalnızım.
Vou pedir ao Brammer para investir o dinheiro do Leonardo.
Leonardo'dan kalan paraları Brammer'in yatırıma çevirmesi gerektiğini de unutmamam lazım.
Leonardo, nunca ligaste ao dinheiro.
Evet Leonardo, sen ne varlıklarınla ne de borçlarla ilgilendin.
Pensar que tinhas tanto dinheiro. Quem iria imaginar?
Ne kadar çok paran varmış Leonardo.
Da mesma forma não me lembro do teu rosto, do da Helena e do Leonardo.
Tıpkı senin, Helena'nın ve Leonardo'nun yüzünü görmediğim gibi.
Uma vez, o Leonardo disse :
Leonardo bir kez...
O Leonardo ficou feliz por vê-la assim.
Leonardo onun mutlu olmasından mutlu olmuştu.
No dia seguinte, a Helena disse que ele a tinha beijado.
Ertesi gün Helena bana Leonardo'nun onu öptüğünü söyledi.
O Leonardo ficou bêbado e tocou todas as suites de Bach.
Leonardo sarhoş oldu ve Bach'ın bütün solo dizilerini çaldı.
Tu foste para a cama e eu ajudei o Leonardo a subir a escada.
Sen gidip yattın, ben de Leonardo'ya merdivenlerden çıkması için yardımcı oldum.
Disseste casualmente ao sair : " Pedi ao Leonardo que fique
Seni yolcu ederken " Leonardo'dan biraz daha uzun kalmasını istedim,
De repente, o Leonardo ficou inquieto e triste.
Leonardo birden huzursuz oldu, mutsuzlaştı.
Leonardo da Vinci.
Leonardo da Vinci.
Leonardo deleitava-se a trepar estas colinas, e a observar o campo de uma grande altura, como se estivesse a pairar como uma ave.
Leonardo bu tepelere tırmanarak manzarayı yukarıdan izlemeye ve kuş gibi uçmayı düşünmeye bayılırdı.
Tem-se estado a falar de Einstein aqui na cidade de Vinci, na qual Leonardo cresceu.
Leonardo'nun büyüdüğü bu kasabada Einstein üzerine konuşmuşluğum vardır.
Einstein respeitava muito Leonardo, e os seus espíritos, num certo sentido, ainda habitam por estes campos.
Einstein Leonardo'ya, bu şehrin yaşamasına olan katkılarından dolayı,... büyük saygı duyuyordu.
Entre os muitos interesses e realizações de Leonardo, na pintura, escultura, arquitectura, história natural, anatomia, geologia, engenharia civil e militar, ele tinha uma grande paixão.
Leonardo'nun büyük başarıları arasındaki resim, heykel, mimari, doğa tarihi anatomi, jeoloji, sivil ve askeri mimari eserlerine tutkuyla hayranlık duydu.
Por exemplo, esta máquina pássaro, aqui no museu de Leonardo na cidade de Vinci.
Örneğin bu kuşvari makine Vinci kasabasındaki Leonardo müzesinde bulunuyor.
Os projectos de Leonardo encorajaram os técnicos do futuro, ainda que o próprio Leonardo ficasse muito deprimido com estes fracassos.
Leonardo'nun dahiyane tasarımları geleceğin tasarımcılarına ilham verirken ; kendisi bu yetersizliklerden sıkıntı duymuştu.
- Isso foi apenas uma diversão...
- Yaptığın fresk Leonardo da Vinci'nin duvar resminden bile üstün tutulmadı mı? - Ciddi bir iş değildi o.
- No Leonardo e na Helena.
- Leonardo ve Helena'yı düşünüyorum.
Tu e o Leonardo estavam mal-humorados.
Hava çok kötüydü, Lenonardo'nun keyfi yerinde değildi, senin de pek keyifli olduğun söylenemezdi.
Chegaste na quinta-feira.
Leonardo ve sen perşembe günü gelmiştiniz.