Translate.vc / Portuguese → Turkish / Lester
Lester translate Turkish
1,943 parallel translation
- O Lester que se lixe!
Evet, siktir et!
Não é o carro do Lester?
Bu Lester'ın arabası değil mi?
Peço a todos os militares que se levantem para um momento de insuficiente homenagem, incluindo Lester Aaron.
Savasa gidenler, sizin icin az kalir ama lutfedip kalkarsaniz sukranlarimizi sunmak istiyoruz.
O Lester foi um Rough Rider.
Aralarinda Lester Aaron da var. "Rough Riders" askerlerinden biriydi.
- Lester.
- Lester.
Jeff, Lester, dêem espaço aos meus convidados.
Jeff, Lester, konuklarımı daraltmayın.
Connor Temple e a Abby Maitland e os representantes governamentais James Lester e Claudia Brown.
Connor Temple ve Abby Maitland ve hükümet görevlisi James Lester ve Claudia Brown
Não ponha muita fé em nada que o Lester diga.
Lester'in söylediği hiçbir şeye fazla inanma. Neden?
Não olhei muito bem para ele e já agora, porque é que um dos soldados do Lester iria fingir ser um funcionário de limpeza num centro comercial?
Hadi ama, onu hatırlıyor olmalısın. Dikkatli bakmadım, ama neden Lester'ın askerlerinden biri alışveriş merkezindeki bir temizlikçi gibi davransın ki?
Pensava que o caso entre o Stephen e a Helen estivessem nessa categoria.
Lester takım performansını etkileyebilecek her şeyi incelememi istedi.
Que quer? Sou da fundação dos animais James Lester.
Ben, James Lester Hayvan Vakfındanım.
E o que digo ao Lester? - Cobre-me. - Não.
Lester'a ne söylemem gerekiyor?
Muito bem.
Pekâlâ, Lester.
Lester, dás-me um segundo?
Bana biraz müsaade edebilir misin?
Lester?
Lester?
Se conseguisse viajar no tempo iria até ao nascimento do Lester.
Zamanda yolculuk edebilsem direk Lester'ın doğumuna giderdim.
Jeff, Lester, venham aqui.
Jeff, Lester, gelin buraya.
Jeff, Lester, vocês vão aparecer por trás.
Jeff, Lester, siz arkadan geleceksiniz.
Lester, isto é tudo responsabilidade tua.
Lester, bunların hepsi senin işinin faturaları.
É disto que estou a falar. Estou preocupado com o Lester ser o sub-gerente.
Lester'ın müdür yardımcılığı hakkında endişeliyim.
Pois. Bem... o Lester fez-me mandar embora da sala de cinema os Mighty Jocks e por causa disso o Mitt "burritou-me".
Lester Mighty Jock'ları kovmamı istedi Mitt de bana öğlen yemeği ikram etti.
Não achas que deves liderar pelo exemplo, Lester?
Sence buradaki "yetkili" sen olmuyor musun, Lester?
Quero que tenham pelo Lester o mesmo respeito que têm por mim.
Bana gösterdiğiniz saygının aynını ona da göstereceksiniz.
Novas políticas de venda do Lester.
- Lester'ın yeni satış politikası.
O que tem o Lester? Porque está a acontecer?
Lester'ın nesi var?
O tipo de indiano fixe, não tipo o Lester.
Ama elit tabaka Hintli. Lester gibi değil.
O Lester... não, Chuck.
- Chuck. Lester... Yok, Chuck.
Não sei de nada. Claro que sabes, Lester.
Ben hiçbir şey bilmiyorum.
Ellie, já percebeste que o Lester e o Jeff da Manada de Cromos estão à nossa mesa neste momento?
Ellie, tam şu anda Jeff ile Lester'ın da burada olduğundan haberin var mı? Her şey yolunda mı?
Então Lester, viste o Chuck?
Hey, Lester Chuck'ı gördün mü?
O Lester tem um grupo de cientistas que o podem fazer.
Lester'ın bunu yapabilecek bilim adamları var.
Queres dizer o Lester?
Lester'ı mı kastediyorsun?
Foi o Lester, não foi?
Lester gönderdi, değil mi?
Lester Ellis era um peso leve.
Lester Ellis'in ufak tefek olduğu yıllar.
Cada segundo que esperas fortalece o Lester.
Geciktiğin her saniye, Lester'ın konumunu daha da sağlamlaştırıyor.
Sabes que o Lester te mata se for preciso.
Biliyorsun, Lester mecbur kalırsa seni öldürecektir.
Tenha cuidado, Lester.
Dikkatli ol, Lester.
Ficarias espantada com a quantia que o Lester ganha.
Lester'ın ne kadar maaş aldığını bilsen ağzın açık kalırdı.
O Lester disse...
Lester dedi ki...
O Lester disse que não podíamos ir com ele.
Lester onunla gidemeyeceğimizi söyledi.
O Lester disse que ela é louca.
Lester onun deli olduğunu söylüyor.
Ajuda-nos, e certifico-me que o Lester é brando contigo.
Sen bize yardım et, ben de Lester'in sana iyi davranacağı güvencesini vereyim.
Vou entregar-te ao Lester.
Seni Lester'e teslim edicem.
- Tu nem sequer o conheces!
Lester'ı tanımıyorsun bile.
O Lester quer saber o que se passa.
Lester neler olduğunu bilmek istiyor.
O Lester disse-me que você era... estranho.
Lester bana senin... acayip olduğunu söyledi.
O Lester mandou-me avaliar tudo o que possa interferir com a eficiência da equipa.
Yani?
Talvez.
Lester mı?
Trabalhaste com o Charles durante anos.
Bal gibi biliyorsun, Lester. Yıllardır Charles'la çalışıyorsun.
- Talvez. - É o Lester.
- Lester'dır.
Lester.
Lester.