English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Lift

Lift translate Turkish

49 parallel translation
Obrigado pela boleia, marinheiro!
Thanks for the lift, sailor!
Just lift your head Apenas erga sua cabeça
# Sadece kendine hakim ol #
Just lift your head Apenas erga sua cabeça
# Sen kendine hakim ol #
All creatures of our God and King Lift up your voice and with us sing
# Yüce Tanrı'mızın tüm yarattığı varlıklar... #... sesinizi yükseltin ve bizimle birlikte dua edin.
Só podia levanta-lo. O que é?
I could barely even lift it now.
Parece que os ingleses têm outra definição para a palavra "justo". Tal como lift ( = içar ) significa "elevador". Ou fag ( = bicha ) significa "cigarro".
Anlaşılan Britanya'da uygun farklı bir anlama geliyor,'Kaldıraç'ın asansör ya da " zıkkım'ın sigara anlamına gelmesi gibi.
Sim, à estação de serviço Lift-Off deixar uma caixa da minha mãe.
Yeah, benzin istastonuna uğradıktan sonra anneme bir kutu bırakacağım
- O Nick Nolte fez um "lift" aos tomates.
Nick Nolte'un testis kaldırıcısı olduğunu duymuştum.
Cadeira do período de Artes e Ofícios. Mesa de mogno com padrão "cloud-lift".
Sanat ve zanaat döneminden sandalye.
Cortou o nosso cabo de esqui.
Ski lift kablosunu kopardın.
A Bobbi Adler nunca fez um lift facial.
- Bobbie Adler yüzünü gerdirmedi.
Ela disse-te que a mãe dela fez um lift facial?
Annesinin yüzünü gerdirdiğini mi söyledi?
Fizeste um "lift", uma plástica... qualquer coisa.
Estetik olmuşsun. Yüzünü gerdirmişsin.
Lift six foot, seven foot, eight foot bunch Daylight come and me wan'go home
Gün aydınlanır ve ben evime gitmek isterim. # # 6 ayak, 7 ayak, 8 ayak boyu salkım.
Cortou o nosso cabo de esqui.
Ski lift kablosunu kopardin.
Só fui lá para um pequeno lift aos olhos.
Sadece göz çevresini gerdirmeye gittim.
Acho que quero um face-lift.
Sanırım yüzümü gerdirmek istiyorum.
Um face-lift puxava-a tanto... que teria dificuldade em sorrir ou franzir as sobrancelhas.
Yüzünüzü gerdirmek onu çok zorlayacaktır. Gülmekte, kaşlarınızı çatmakta ve kaldırmakta zorlanacaksınız.
Ela precisa de um tubo de alimentação, não de um face-lift.
Onun beslenme hortumuna ihtiyacı var, yüzünü gerdirmeye değil.
É o seu face-lift.
Bu sizin yüz gerdirmenizin adı.
Oh, lift me from the grass I fail, I die,
, Çim beni kaldırın kalıp, başarısız,
Eu preciso de um lift facial, uma lipo debaixo do queixo... e implantes de cabelo.
Doktor, yüz gerdirmeye, çene altında biraz lipoya ve biraz saç ektirmeye ihtiyacım var.
Vejamos. Já fez duas rinoplastias para alinhar as narinas e alinhar a cana, certo, um aumento do queixo, duas blefaroplastias, uma cantoplastia... para lhe apertar ali em baixo e lhe dar essa aparência de gato, a lift de sobrancelha, duas otoplastias...
Burun deliklerinizi şekillendirmek ve burun kemiğini sivriltmek için iki rinoplasti ameliyatı, bir çene büyütme, iki kez blefaroplasti yani gözkapağı ameliyatı, göz altını gerip bu kedi görünümünü sağlamak için bir ketoplasti ameliyatı, bir alın gerdirme ve iki otoplasti ameliyatı.
Ele precisa de um lift ao rabo.
Poposunu gerdirmesi gerek.
Correcção das sobrancelhas, operação capilar e um lift de suporte interno,
Lazerle kaş alımı, saç ekimi ve 3 boyutlu yüz germe operasyonu.
Também conhecido como um "Lift de rosto através de agulha" "
Endoskopik yüz estetiği olarak da bilinir.
Você está em sarilhos, Lift Facial!
- Ama o her şeyi kafasından uydurdu. - Bunu kanıtlayabilirim!
Jane, precisa de um lift palpebral para tratar isto.
Jane, bunu düzeltmenin yolu alın germe ameliyatı.
Um lift palpebral.
Alın germe?
Não precisas de um "lift" facial.
Ve ben de şu anda bunu kullanabilirim. Senin yüz gerdirmeye ihtiyacın yok ki.
O meu marido quer gastar dinheiro que não temos num "lift" facial de que não precisa, por isso... Não muito bem.
Kocam olmayan paramızı, ihtiyacı olmayan bir yüz gerdirme operasyonuna harcamak istiyor.. iyi değilim yani.
Aquela empilhadora vira mal.
Oradaki fork lift çok komik bir alet.
Este ano fiz um lift aos olhos.
Bu sene küçük bir göz ameliyatı oldum.
Um double sweep pitch lift.
İkili baraj.
Poderiam ter conseguido um lift leve a metade do preço.
Yarı fiyatına yüz germe ameliyatı yaptırabilirlerdi halbuki.
To lift you to your higher ground
* Seni kaldıracak yükseklere *
É como um face lift.
Ama sanki bir yüz bakımı gibiydi.
Ou numa montanha-russa, ou num ski lift...
Dünyanın çevresinde dolaşmışsın...
Mas tu bem precisavas de um face lift completo.
Ama sen yüzünü gerdirmelisin.
Já pensou fazer um lift facial?
Hiç yüz gerdirmeyi düşündünüz mü?
Preciso que vocês os dois levantem-lhe os braços e os mexam para a frente e para trás, para cima e para baixo, para expandir o tórax.
Sen ve sen, kollarını kaldırın ve... I need you and you to lift his arms... göğüs kafesini genişletmek için onları ileri geri, yukarı aşşağı oynatın.
Ele fez uma cirurgia plástica chamada "Lift do póquer".
Poker Gerdirmesi denen bir estetik ameliyatı yaptırmış.
O "Lift do póquer" usa um endoscópio para remover todas as contracções musculares, estrabismos e tiques criando a perfeita cara de bluff.
Poker Gerdirmesi, endoskopi vasıtasıyla tüm bu seğirmeleri, göz işaretlerini ve yüz ifadelerini kaldırarak mükemmel bir poker suratı oluşturuyor.
Diz "ascensor" em vez de "elevador".
Asansöre "Elevator" değil "Lift" diyor.
Empilha "deira".
Fork... lift.
É por isso que inventámos a Poltrona Sentado-até-ficar-de-Pé, que torna o levantar-se sozinho...
İşte bu yüzden kendi başınıza kalkmanızı sağlayan Seat-to-Feet Lift koltuğu icat ettik.
Uma Softail de 97 com transmissão 570.
'97 softail ve 570 lift cam.
Nada que um lift facial não resolva.
Yüz gerdirmenin çözemeyeceği şey yoktur.
Espera, não estás a falar do Programa Space X Lift Bold Thinkers, ou estás?
Bekle, Space X Lift Bold Thinkers programını kast etmiyorsun ya?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]