Translate.vc / Portuguese → Turkish / Liga
Liga translate Turkish
18,079 parallel translation
Esse é o nome da Sara na Liga de Assassinos.
Bu Sara'nın Suikastçılar Birliği'ndeki adı.
Segundo o Registro Sombra, ela uniu-se à Liga em 1958.
Gölge Kayıtları'na bakılırsa Sara Birliğe 1958 yılında katılmış.
Retirar a Sara dos tipos da Liga irá requerer furtividade.
Sara'yı Birlik gibi örgütlerden kurtarmak için gizliliğe ihtiyacımız var.
Paz com a Liga de Assassinos?
Suikastçılar Birliği sayesinde huzur mu buldun?
O propósito de vida do Ra's al Ghul é garantir que a Liga continue com todas as suas tradições antigas intactas...
Ra's al Ghul'un hayatındaki amacı Birliğin bütün geleneklere uymasını sağlamak.
Vou apelar ao respeito do Ra's al Ghul pelas tradições da Liga, invocando uma agora mesmo.
Ra's al Ghul'un Birlik geleneklerine olan saygısına bel bağlayıp bir gelenekle şansımı deneyeceğim.
De acordo com o meu entendimento da Lei da Liga, toda esta coisa de morte poderá ser evitada, se vencermos no tribunal.
Birliğin kanunlarını doğru anlamışsam bahsettiğiniz ölümlerin bir yargılamayla önüne geçebiliriz.
E não há lugar para alguém com tal conflito dentro da Liga.
Ve kendisiyle bu kadar çelişen birisi için Birlikte yer yoktur.
Um segundo, Deus por que é que o meu irmão liga-me sempre?
Bir saniye... Allah, Abim beni niye ikide bir arıyor!
É o ursinho mais destemido da liga. Senhoras e senhores, o Sr. Ndamukong Suh.
Ligin en korkusuz ayıcığı bayanlar baylar, Bay Ndamukong Suh.
Quando eu voltar, continuarei a ser um dos melhores linebackers da liga.
Döndüğümde, hala ligdeki en iyi sol beklerden biri olacağım.
É incrível, vindo do jogador mais sujo da liga.
- Evet. Bu oyunun en pis oyuncusundan duyunca tuhaf oluyor.
Se precisares de alguma coisa, liga-me.
Bir şeye ihtiyacın olursa ara.
Vamos eliminar o elo que liga as vossas vidas à nossa.
Hayatlarımızı sizinkilere bağlayan bağı koparacağız.
Liga-me para o meu telemóvel.
Beni cebimden ara.
- Céus, isto não está a acontecer. - Mas se passas a noite fora, ao menos liga a avisar.
Ama gece boyunca dışarıda kalacaksan en azından ara.
Liga-me de volta.
Beni ara.
Se descobrires algo, liga-me logo.
Bir şey bulursan, hemen beni ara.
A não ser que esteja errado, a vossa tecnologia utiliza um liga de estrela anã.
Eğer yanılmıyorsam teknolojiniz bir cüce yıldız alaşımı kullanıyor.
Diz alguém com duas viagens com a Liga de Assassinos e um caso de sede de sangue no seu cinto.
Suikastçiler Birliği'nde iki kez bulunmuş ve kanasusamışlığı yaşamış biri diyor.
Acreditem, todas as mascotes reconhecem a importância destes prémios porque, se um dos vencedores assinar um contrato com uma liga importante, e é possível que isso aconteça, poderá ganhar um salário de dezenas de milhares de dólares por esta altura, no próximo ano.
İnanın her maskot o ödüllerin ne kadar önemli olabileceğini bilir çünkü kazananlardan biri önemli bir ligle anlaşabilir ve bunun olması mümkün gelecek yıl bu günlerde altı basamaklı bir maaş alıyor olabilirler.
Sou a mascote dos Willingham Rovers, uma equipa que não pertence à liga em South Croydon.
Evet, Willingham Rovers maskotuyum. Güney Croydon'da lig dışı bir takım bu.
Liga-me.
Ara beni.
Para a próxima, liga-me, por favor.
Lütfen gelecek sefer beni arayıp haber ver.
Juntei umas luvas de liga reforçada.
İçine güçlendirilmiş alaşımlı eldivenler koyuyorum.
Liga os pontos entre o Coronel e o neurologista.
Albay ve nörolog arasındaki noktaları birleştir.
Gideon, liga os motores e põe-nos no ar no momento em que o último refugiado chegar a bordo.
Gideon, motorları çalıştır ve son sığınmacı gemiye bindikten sonra gemiyi uçur.
Eu era da Liga de Assassinos, não da NASA.
Suikastçılar Birliği'ndeydim ben, NASA'da değil.
Mesmo antes da Liga de Assassinos eu sabia lidar com tipos como tu.
Suikastçiler Birliğine girmeden önce bile senin gibilerle başa çıkmayı bilirdim.
Liga-me quando souberes alguma coisa.
Tamam. Bir şey çıktığında beni ara.
Apenas liga-me quando tiveres um assassinato com pulso.
Elinde kanlı canlı bir cinayet olduğu zaman beni ara.
you would feel violated. E muitas vezes, nosso sentimento de perda liga-se a como nos sentimos... sobre quem nós somos.
Ve sıklıkla, kaybetme hissi kim olduğumuzla bağlantılıdır.
Liga à tua irmã.
Kardeşini ara.
- Liga-me.
- Beni ara.
Liga aos meus pais se não acreditas.
Bana inanmıyorsanız ailemi arayın.
- Kerah, liga à Senadora, quero entrevistá-la para a nossa história de 1ª página.
Kerrah, benim için Senatör'le iletişime geç. Manşet için onunla röportaj yapmak istiyorum.
As nossas vedações são feitas de liga de titânio de última geração...
Tellerimiz teknoloji harikası titanyum alaşımından yapılıyor.
É Liga de Emerson. Está a enferrujar.
Alaşım paslanıyor.
Tudo da Liga D da magia.
Büyücülerin D Ligi oyuncuları.
Ele depois liga-lhe.
Sizi geri arayacaktır.
Liga-me quando receberes isto, okay?
Bu mesajı aldığında beni ara tamam mı?
Mae, liga ao Simmons.
Mae, Simmons'ı ara.
Liga isso.
Tamam, çalıştır.
Nada liga isso ao St. Patrick.
Bunu St. Patrick'le bağdaştıracak hiçbir şey yok.
Cava mais fundo, tenta ligá-lo a novas histórias ou a alguma coisa concreta.
Kimlikleri iyice araştır. Olaylar ya da somut bir şey ile bağlantı kurmaya çalış.
- Liga o dispositivo.
- Sinyal bozucuyu çalıştır.
Liga-o já!
Hemen çalıştır!
Volte a ligá-lo e inicie o cronómetro.
- Şimdi tekrar çalıştır ve saati başlat.
Volta a ligá-lo.
Tamam, tekrar aç.
Ela não liga para nós.
Bizi umursamıyor bile.
Ela apenas liga para...
O sadece...