Translate.vc / Portuguese → Turkish / Listá
Listá translate Turkish
21,034 parallel translation
Oh, bem, eu tenho uma longa lista de candidatos para entrevistar hoje, mas... Eu suponho que podemos tentar enfiá-lo na lista. Porque não vai dar à Betty os dados dele?
Hâli hazırda bugün için görüşeceğim bir sürü aday var ama sanırım onu araya sıkıştırabilirim.
Vamos fazer uma lista das igrejas luteranas desta área
Başkent'teki bütün Lüteryen kiliselerin bir listesini yapalım o hâlde.
Contactamos os familiares e conseguimos uma lista de amigos e colegas.
Akrabalarına haber verdik. Elimizde arkadaşları ve iş arkadaşlarına dair bir liste var.
Mr. Reem deu-nos uma lista, se ajudar.
Yardımcı olacaksa Bay Reem bir liste verdi.
Tenho uma lista.
Bir liste çıkardım.
Há coisas que nunca deviam existir, e uma dessas coisas é esta longa e deprimente lista.
Bazı şeyler asla var olmamalı, bu iç karartıcı uzunluktaki liste de onlardan biri.
Ele está na lista da Garcia de potenciais vítimas.
Garcia'nın potansiyel kurban listesindeydi.
Aqui está a lista de telefones.
Ve işte toplantıdakilerin telefon listesi.
Estou na lista.
Ben de listedeyim.
- Recebeste a lista de telefones?
Telefon listesini aldın mı?
Não, não ligues para ninguém da lista.
Hayır, listeden başka birini arama.
Ligas para mim ou para alguém da lista.
Beni ara, o listedeki herhangi birini ara.
Irei pôr o teu nome na lista.
Adını listeye eklettiririm.
Posso ter uma lista da vossa equipa completa?
Tüm ekibinizin listesini alabilir miyim?
Eu tenho uma lista. A Morte não é nada para temer.
Ölüm korkulacak bir şey değildir.
Leva os documentos do senhor Oswald e insere-o na lista de pagamentos.
Bay Oswald'ı muhasebeye götür.
Parabéns, Tracy Green, acabaste de chegar ao topo da lista.
Tebrikler Tracy Green, az önce listenin başına yerleştiniz.
Vincent Grant é um apelido usado por um traficante de armas na lista dos mais procurados pelo FBI.
Vincent Grant FBI'ın en çok arananlar listesinde yüksek tüknolojili silah kaçakçısı. Yani büyük bir evet.
Se contares com o sentido de humor, eu devia estar no topo da lista.
Espri anlayışına göre sıralıyorsan başı ben çekmeliyim.
Há outra razão para estar no topo da lista.
Listede yukarıda olmam gerektiğine başka sebep söyleyeyim.
Vou por isso na lista.
Pekala, listeye ekliyorum.
Não, esta é a minha lista das razões para continuar viva.
Olamaz, bu benim yaşamaya devam etme sebeplerimin listesiymiş.
- Queres a lista de prós e contras?
Artılar ve eksiler listesini ister misin?
E é uma lista bastante longa.
Listen çok kabarık.
Tem uma longa lista de antecedentes criminais.
- Oldukça kabarık bir sabıka kaydı var.
- É melhor mandar a lista.
- Listeyi yollamam daha kolay olur.
Não me vou esquecer de pôr isso na minha lista.
Listeme alırım.
Aposto que agora ele lhe dá a lista de nomes.
O isim listesini artık vereceğinden eminim.
É parecido com outros da lista.
Listede olanların kalanından farkı yok gibi.
Adoro um homicídio como qualquer um, mas não temos um cliente e impressionar a Sociedade de detectives ridículos não está na minha lista.
Bak, korkunç cinayetleri ben de severim ama bir müşterimiz bile yok. Ayrıca o saçma dedektif topluluğu etkilemek benim önceliğim değil.
Comparei a lista do estúdio com as pessoas ligadas à 4ª vítima de Nova Iorque, Pat Crews.
Stüdyodan gelen listeyi dördüncü New York kurbanı Pat Crews ile bağlantısı olan insanlarla karşılaştırdım.
Se forem roubadas ou da lista de vigilância, desmontem o carro.
Çalıntıysa veya sahibi takip listesindeyse parçalayın. Mark, olay yeri incelemesini başlat.
Tenho uma lista de três páginas com todos os inimigos que ligaram a negar a responsabilidade pelo ataque.
Saldırının sorumluluğunu reddeden düşmanlarımızın numaralarından oluşan üç sayfalık bir telefon listem var.
Não está na lista de pessoas autorizadas.
Dediğim gibi, listede adınız yok.
Verifiquei as matrículas dos arredores e comparei com a lista de vigilância.
Bölgedeki tüm plakaları tüm takip listeleriyle karşılaştırdım.
Eu apenas, estou feliz por riscar isso da minha lista.
Listeme tik koyabildiğim için mutluyum.
A acusação mandou-nos uma lista com novas testemunhas.
Başsavcılık yeni tanık listesi göndermiş.
Vão pôr o livro na lista das prioridades.
Bizi öncelikliler listesine alıyorlar.
Ela tem aqui a lista dos bandidos.
Buraya suçluların isimlerini yazmış.
Nina, eles consultam oito casais por dia, e ainda há uma lista de espera de três meses.
Nina, bir günde sekiz çiftle görüşüyorlar ve hâlâ üç aylık bekleme listeleri var.
Há quanto tempo estão na lista de espera?
Ne kadar süredir bekleme listesindeler?
Entretanto, um de nós vai ter de vasculhar tudo no gabinete da Nancy, talvez ela tenha guardado ficheiros ou uma lista.
Aynı zamanda Nancy'nin ofisinin her bir noktasını araştırmamız gerek, belki dosyaları ya da listeleri saklamıştır.
Precisamos de uma lista de todos na prisão que tiveram contacto regular com a Antonia.
Hapishanede Antonia ile düzenli görüşen herkesin listesi lazım.
Sim, por isso estou fazendo uma lista.
Ya, ben de bu yüzden bir liste yapıyorum.
Está bem, vou para a minha mesa, trabalhar na minha lista de padrinhos.
Pekala, masama geçiyorum, ve listeyi hazırlamaya devam ediyorum.
A lista de espera aqui é maior do que um episódio de Vinyl da HBO.
Yani, buranın bekleme listesi, Yaprak Dökümü'nün bir bölümünden daha uzun.
Se quiseres, podes fazer uma lista de tudo que queiras para comer ou beber e vou comprar pela manhã bem cedinho.
Eğer istersen, yemek veya içmek istediğin ne varsa, listesini yapabilirsin. Yarın ilk işim halletmek olur.
Está aqui a lista.
İşte, liste.
Não está na primeira lista.
İlk listede adınız yok.
- Não estás na lista!
- Adın listede yok!
A banda, a lista de convidados...
Düğün orkestrası, konuklar...