Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ll
Ll translate Turkish
26,429 parallel translation
Se te critiquei, foi por seres a única pessoa nesta família com alguma inteligência ou talento.
Bu ailedeki tek yetenekli ve akıllı kişi olduğun için üstüne geliyorum.
Mas, nos seus 27 anos de serviço activo, mais de 300 pessoas perderam a sua vida a bordo daquele navio.
Ama 27 yıllık aktif görevi boyunca gemide 300'den fazla insan kayboldu.
E preciso de roupas novas porque esta já tem 10 anos.
Lafı açılmışken, yeni giysilere ihtiyacım var. Bu kıyafet neredeyse on yıllık.
Javi, Javi, sempre demasiado esperto para o teu próprio bem.
Javi, Javi, her zaman gereğinden çok akıllıydın.
Já li mais aqui do que nos três anos do meu curso superior de dois.
İki yıllık üniversitede geçirdiğim üç sene boyunca bu kadar okunacak şey olmamıştı.
Felizmente, temos a inteligente em casa.
İşte bu! Şansımıza akıllı olan evde kalmış.
Sim, foi o meu tio. Foi uma ideia inteligente ele ter decidido apagar as luzes.
Işıkları kapatması çok akıllıca oldu.
É uma combinação entre rastejar, disfarce inteligente.
Sürünerek ilerleme ve akıllıca bir kılık değiştirme kombinasyonu yaptık.
Levou dois anos de investigação, mas estava lá.
Birkaç yıllık araştırmanın sonucu ama oradaydı.
Foi uma espécie de plano perfeito.
Kimse bundan daha akıllıca düşünemez. Mükemmel bir planmış.
Essa foi a coisa mais inteligente que a Caroline fez desde que a conheço.
Caroline'ın tanıştığımızdan beri yaptığı en akıllıca şey bu.
O Doc Holliday tem deixado o seu mustang de 130 anos na ampla pastagem de Wynonna Earp.
Doc Holliday 130 yıllık yaşlı, yabani atını Wynonna Earp'ün büyük çayırına salıyor.
A Nicole procurou dispositivos e encontrou um smartwatch ativo atualmente a transmitir deste estaleiro abandonado.
Nicole, bağlantılı olduğu cihazları aradı ve bu terk edilmiş tren istasyonundan sinyal göndermekte olan akıllı saate denk geldi.
O smartwatch está a transmitir dali de dentro.
Pekâlâ, akıllı saat içeriden sinyal gönderiyor.
Supostamente, é mais forte, esperto e rápido que um cão normal, e disposto a matar se lhe derem a ordem para tal.
Normal bir köpekten daha güçlü, akıllı ve hızlı olduğu söylenir. Ayrıca emir verilirse öldürmeye hazırdır.
Bem, era de esperar que a Rainha Má fosse mais inteligente do que mandar a Bruxa Malvada para ter um romance com o homem mais desonesto do mundo.
Kötü Kraliçe'nin, Kötü Cadı'yı yaşayan en iğrenç adamla aşk yaşamaya göndermeyecek kadar akıllı olacağını da düşünür insan.
Ele criou uma arca para a humanidade. E escolheu alguns eleitos para dormirem dois mil anos e desafiarem a extinção da humanidade.
İnsanlık için bir Nuh Gemisi inşa edip seçilmiş kişilerle birlikte 2000 yıllık bir uykuya daldı ve insanlığın yok olmasına engel oldu.
Um barril de sal vale quase um ano de salários.
Bir varil tuz neredeyse bir yıllık maaşa değer.
Um ano de óleo de motor, quarto novo.
Bir yıllık motor yağı, yeni yatak odası takımı...
- É verdade, não nos apresentamos.
Doğru. Daha adam akıllı kendimizi bile tanıtmadık.
Precisamos ser mais espertos.
Daha akıllıca çalışmalıyız.
És um cãozinho inteligente.
Akıllı küçük köpek.
Por agora, de certeza que a Alex já decidiu que fui eu quem deixou a Rayna escapar.
Bu yüzden artık emin alex karar verdi edişinin. Bu, Rayna kaçmasına izin kişi benim ı'll
Nesse momento, o acertado seria chamar a Valerie.
Sonra sağ. Akıllı çalma olmuştur Valerie'yi olurdu.
Não é que tenha ido espreitar ao livro de curso para ver como o tipo era.
Yani yıllık kitabımı açıp da... o adam kimmiş diye bakmadım.
Olha para ti a ser todo esperto.
Şu haline bak akıllıymış gibi davranıyorsun.
Pensavas que estavas a ser tão inteligente, ao fazeres aquelas apostas todas em Dallas.
Dallas'ın tamamında o bahisleri yaparak akıllı davrandığını sanıyordun.
Tem um smartwatch.
Bir akıllı saati var.
O homem com o smartwatch é na verdade Vincent Grant.
Akıllı saati olan adam asıl Vincent Grant.
Então sim. Então o Vincent deve ter transformado o smartwatch num emissor eletromagnético.
Öyleyse Vincent akıllı saatini elektromanyetik alan yayıcıya çevirmiş olmalı.
E se for inteligente, está a usar um nome diferente.
Ve eğer akıllıysa, başka bir isim kullanıyordur.
Eu vi outra coisa no smartwatch no último Stitch.
Önceki bağlanmada akıllı saatinde birşey görmüştüm.
O serviço de metro de Tóquio tem um aplicativo para smartwatches.
Tokyo metro sisteminin akıllı saatler için uygulaması varmış.
Faz bom uso desse tempo, irmã.
Zamanı akıllıca kullan, rahibe.
Para celebrar esta reunião de ex-alunos do secundário, proponho jogarmos ao Verdade e Consequência.
Tamam. Üç yıllık lise toplantısı onuruna "doğruluk ya da cesaret" oynamamız gerektiğini söylüyorum.
Não é uma coisa muito inteligente para fazeres agora.
Bu yaptığın hiç akıllıca bir hareket değil.
Acho que isso foi inteligente. Sim.
- Bence bu akıllıca olur.
Um vaso de 3000 anos torna-se uma bomba num teatro de operações.
Yani 3000 yıllık bir çaydanlık, konser salonundaki bir bombaya dönüyor.
Um recipiente cerimonial com 4000 anos usado em rituais de fertilidade.
Bereket ayinlerinde kullanılmış 4000 yıllık bir tören kasesi.
Como é que se copia uma tigela de 4000 anos?
4000 yıllık bir kaseyi nasıl kopyalarsın ki?
E também, no interior deste pote em particular, os pesquisadores encontraram restos de azeite de 8000 anos.
Ayrıca bu özel çanağın içinde araştırmacılar 8.000 yıllık zeytinyağı kalıntısı buldular.
Tem 4000 anos.
4.000 yıllık.
É mais esperto do que parece.
- Göründüğünden akıllısın.
Depois de 30 anos a fugir, o Sasha vem para cá.
30 yıllık kovalamacadan sonra Sasha buraya geliyor.
- Estive casada 26 anos.
- 26 yıllık evliydim.
HORAS ANTES
ÖNCESİ Akıllı, ketum olmalısın.
Estou a ver-te, atrasadinho.
Sana diyorum yarım akıllı.
Casa inteligente.
Akıllı ev.
14 anos e a contar.
14 yıllık tecrübe konuşuyor.
Parece que houve perda de massa em trânsito, e a cerâmica é mais vulnerável do que o esperado. Tem 4000 anos.
4.000 yıllık bir parça.
Isso foi esperto.
Akıllıca.